bdullah b. Mes’ud radiyyallahu anh’dan rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kıyamete yakın zamanlarda yaşları küçük, tecrübesiz, aklı noksan bir grup çıkacaktır. Bunlar, insanların en hayırlısı olan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sözlerinden bahsedecekler ve Kur’ân okuyacaklar. Fakat o okudukları bu Kur’ân, boğazlarından aşağıya geçmeyecek, okun yaydan fırlayıp çıktığı gibi İslâm’dan çıkacaklar.Kim, onlara rastlarsa hemen onları öldürsün. Çünkü onları öldürmek Allah katında onları öldürenlere sevap kazandırır.”( Müslim,Zekat: 48; Tirmizi, 2188;İbn Mace Mukaddime.168. Sahih)

Zira ‘İmrân bin Hittân, Hâricîlerden güzel bir kadınla evlenmiş ve onu ehl-i Sünnet’in yoluna döndüreceğini söylemişti de, sonradan kendisi hâricîlerin önderlerinden olmuştu”(Siyer A’lâmi’n-Nübelâ 4/214)

Hariciliği insanlara tatlı kılan şey ne?

Ne insanı bir Rasule sallallahu aleyhi ve selleme adil ol dedirtip kendisinin haklılığında tereddüt bile etmeyecek kadar aldatabilir?

Ne Nebi sallallahu aleyhi sellem herkesten önce uyup onunla ömür geçiren adamın dinini beğenmeyip kendini ondan hayırlı sanmaya götürebilir. Hem de ashabın tamamı o adamın yanında olduğu  ve ashabtan kimse de kendilerinin yanlarında olmadığı halde…

Ne insanı böylesi bir katılığa ve ben dediysem haktır demeye itebilir?

Ne ümmetin alimlerinden ve hatta hepsinden gelen bir görüşü önce onların sözlerini çarpıtıp en sonunda hak açıkça belli olunca onlardan bize ne kuran aramızdadır deyip ayetleri bile konuldukları yerden taşımaya sebep olabilir?

Oysa bu gün onlar pek kalabalık bir topluluklardır. Onların çoğalmaları bir kaderdir. Yoksa hakta olduklarından değil! Zira fitne dönemleri onların baharıdır . Yeryüzüne bakın anlarsınız, onlar müslümanların kuvvetini kırmak, aralarında fitne olmak ve kafirlere destek olmak fıtratına sahiptirler. Üzerimizdeki fitne kalkar kalkmaz, onlardan bir topluluk islama geri döner, diğer bir kısmı ise müslümanların eliyle helak edilirler. Onlardan azcık bir topluluk geriye kalır. Bazı yabani bitkilerin toprağın altında yıllarca duran pis tohumları gibi bir sonraki fitne zamanına kadar bekletilirler.

Beş sapık fırkadan uzak duracaksın!!! Birincisi Rafizilerdir. Rafizi akidesinde olanlar sahabe tarafından kurandaki bazı ayetlerin mushafa yazılmadığını iddia etmekte ve sahebenin azı müstesna çoğunu tekfir etmektedirler. İkincisi Haricilerdir. Hariciler; Alimleri zellelerinden dolayı, Müslümanları kendi ellerinde olmayan hatalarından veya hatalarından dolayı ve Allah yolunda cihad eden mücahidleride bazı hatalarından dolayı tekfir edenlerdir. Üçüncüsü Batıni Sofilerdir. Batıni Sofi akidesinde olanlar ise Resulleri, Nebileri, diri olsun veya ölmüş olsun, veli veya veli zannettiklerini şirk aracı edinmektedirler. Dördüncüsü Hadis İnkarcılarıdır. (Felsefeciler ve Kelamcılar). Bunlarda Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’i postacı konumuna koyup kendi akıllarınıda Nebi ve Rasul yerine koyup kur’anı beyan edip yetkili görmektedirler. Beşincisi Mürcie Fırkasıdır. Mürcie akidesinde olanlar büyük şirk işleyenleri ve kafirliği icma ile sabit olan Esed ve kabirperest gibi kafir ve müşrikleri tekfir etmeyenlerdir.

Bu beş grubun bazılarının akidesi küfür ve şirke kadar varmaktadır. Benim müslümanlara tavsiyem bu beş fırkadan uzak durmalarıdır. Kim bunlara ne kadar yakın olursa o oranda sapıklıktan payını alır. Nitekim vakıa da bunu göstermektedir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem “Kişi arkadaşının dini üzeredir.”(Ebu Davud, 4833; Tirmiz,2379; Hasen) buyurmaktadır. Rabbim bunların şerlerinden bizleri ve bu ümmeti korusun.!!!