Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel


Vehhabilik ismi; ehli sünnet ilk dönem selefin akidesini örtbas etmek için Kabirperest Rafizi, Sofiler, ve Cehmiyye akidesinde olan zındıkların Tevhid ehline itibar düşürmek için taktıkları bir lakaptır.
Muhammed b. Abdulvehhâb bir Hanbeli alimidir,yeni bir mezheb ve usul ortaya koymamıştır;

Prof. Dr.Yusuf Işıcık rahimehullah derki; Nerede dinin özüne, Kurana, Sünnete dönüşü, bidat ve hurafelerden uzaklaşmayı, dini uyanışı savunan ciddi bir hareket görülmüşse o hareket Vahhabilikle ve benzeri başka isimlerle damgalanmıştır! Tarihteki Şenaatler sahibini bağlar.Kadim zamanlarda ve modern çağda iki şahıs maksatlı olarak hedef tahtasına oturtulmuş ve hiç aslı astarı olmayan suçlamalara muhatap edilmiştir: İbn Temiyye ve Muhammed b.Abdilvahhab. Ama bu iki şahsın eserleri okunduğunda, İslamın anlaşılması, yorumlanması ve sunulmasında Kuran, sünnet ve ilklerin çizgisine muhalif bir durum ve algıya, yöneltilen, iddia edilen iddia ve eleştirilere rastlanmaz, herşey bir iftiradan ibaret kalır. Tabii ki hatasız insan olmaz, her alim gibi bunların da yanlışları vardır. Lakin bugün hangi islam ülkesinde özellikle inançta bir arınma ve harekette bir detlenip toparlanmaya, kör taklitten uzaklaşmaya çağrı hareketi olsa, oradaki hayırlı kıpırdanma Vahhabilikle itham edilir ve lekelenmek istenir. Bugün yeryüzünde hiçbir dini grup,kendisine vahhabi denilmesinden hoşlanmaz. Bugün Suudi Arabistanda bir kısmı rejimin zindanlarında yatıp çıkmış, bir kısmı henüz çilesini doldurmamış,çok değerli son derece çaplı, aşırılık karşıtı değerli ilim ve fikir adamları vahhabi olarak görülmelerine rağmen onlar da tüm diğer ulema gibi bu isimden rahatsızlık duyarlar. Demem o ki bu isim müslüman toplumlarda islami uyanışın ateşini yakan kişi ve hareketleri suçlama ve yıpratmada kullanılan belli adlandırmalardan biri haline getirilmiştir.”
Vahhabilik, Suudi arabistanda yaşayan müslüman nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan hanbeli mezhebine mensup,ehli sünnet müslümanlarına emperyalizimin oyununa gelen,bir kesim mutaassip müslümanların verdikleri,ad ve taktıkları lakaptır. Hoşlanmayacakları adlar ve lakaplar takmamalarını, bunun çok büyük bir şey olduğunu önemle kuranda vurgulamasına rağmen maalesef bazı ehli sünnet ve şia kesiminden mezhepçi,fanatik müslümanlar bu kötü cahiliye adetine kendilerini kaptırmışlardır. Allah tan kendim ve bu mutaassip kardeşlerim için bağışlama dliyorum.” Prof Dr Yusuf Işıcık

Yusuf Işıcık İmam Ahmed’in İslam akaidi hakkındaki sözleri, görüş ve düşünceleri gün gibi ortadadır ve hidayet önderi o ulu imamı tanımak isteyenler için her şey, ondan rivayet edilenler, oğulları Abdullah ve Salihin ve öteki ravilerin ondan naklettikleri ve diğer sahih kaynaklar,gün gibi aşikardır;arzu edenler için kolay okunabilecek ve dört İmamın akide dünyasına ulaşılabilecek bir eser adı aklıma gelmişken sunayım:
اصول الدين عندالاءمام أبي حنيفة
Bu, İmam Ebu Hanifenin İslam Akaidi hakkındaki görüş ve inançlarını delilleriyle etraflıca ele alan ve giriş kısmında,diğer üç imamın,akidesinide delilleriyle özetleyen hacimli bir doktora çalışmasıdır.

Muhammed b. Abdulvehhab rahimehullah,Tevhide önem verir,şirkin büyüğü olsun,küçük şirk olsun beyan eder ve sakındırır; İmâm Muhammed b. Abdulvehhab derki; “İmanın en sağlam kulbu ve kulun rabbine en büyük ibadeti, tevhid ehlini sevip şirk ehline buğzetmektir.”Müellefât-1/147
İmâm Muhammed b. Abdilvehhâb rahimehullah der ki: “Tevhîdi talep etmekten ve onu öğrenmekten,sakın gâfil kalma.”( Duraru’s Seniyye, 7/10 )
Muhammed b. Abdilvehhab dedi ki: “Bil ki! Allah’ın kullarına, namazın ve orucun farziyetinden önce farz kıldığı Tevhid, senin ibadetlerinde Allah’ı birlemendir.
O halde sen tek olan ve ortağı olmayan Allah’tan başka,İster Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemden iste,ister başkalarından olsun,kimseye dua etme!”(Muellefat’uş Şeyh, 1/398-399 ve ayrıca ed-Durar’us Seniyye’de C:2- S:76-77.)

Muhammed b. Abdilvehhab rahimehullah,Şefaati inkar ediyor demeleri bir iftiradan ibaret olduğu gibi bidat ehlinin geneli,iftira atarak itibar suikastı yapmaktadır.aksine o, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’im ahiretteki şefaatini kabul eder ve ona iman eder.
Muhammed b. Abdilvehhab rahimehullah dediki: “Kıyamet gününde Muhammed sallallahu aleyhi sellem’in şefaati olacağına iman ediyorum. Yine diğer Rasullerin ve Nebilelerin, meleklerin, salihlerin, çocukların da şefaati olacağına iman ediyorum. Ve dua ediyorum; Allah’ım, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatine beni nâil eyle. “(Hediyyetu’s-Seniyye, 40)
Muhammed b. Abdilvehhab rahimehullah;”velilerin kerametine iman eder lakin onlardan medet ve istiane yani yardım dilenmez”demiştir.
İmâm Muhammed b. Abdilvehhâb rahmetullâhi aleyh der ki: “Evliyânın kerâmetini ve keşiflerini ikrar ederim. Ancak onlar, Allâh’ın hakkı olan şeylerden hiçbirşeye hak sâhibi değillerdir. Allâh’tan başkasının güç yetiremeyeceği şeyler onlardan istenilmez.” (Kasîm Ehline Mektubu)
Muhammed b. Abdilvehhab rahimehullah Alimlerin görüşlerini,lakl etmiş,ilk dönem alimlerine demiş ise onu beyan etmiştir. İlk dönem akide kitabları elimizde olduğu için onların görüşleri Muhammed b. Abdilvehhab’tan hiçbir farkı yoktur ve akidesini onlardan almıştir.
Şeyhulislam Muhammed b. Abdilvehhab et-Temîmî rahimehullah, Belde-i Haram âlimlerine hitap ederek şöyle demiştir:
“Ben, Allah’ı ve meleklerini ve sizi, Allah’ın ve Rasûlünün dîni üzere şahit tutarım ki,şüphesiz ki ben, ilim ehline ittibâ ederim. Bilmediğim bir hakîkat olursa veya hata edersem ve o husûsu bana beyan ederlerse, ben ‘başım gözüm üstüne’ der ve hakkı kabul ederim. Hakka rücû etmek, bâtılda oyalanıp kalmaktan hayırlıdır.”(Şahsî Risaleler, 42)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!