Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Kim Allah’ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.
Kim Allah’ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Kim Allah’ın indirdiği hükümler ile hükmetmezse işte onlar fasıkların ta kendileridir. (Maide,44 47)
Büyük âlim Muhammed Emin eş Şenkîdî rahimehullah bu üç Ayet hakkında şöyle dedi
Bil ki bu konuda söylenecek şey şudur Küfür, zulüm ve fısk kelimeleri, her biriyle bazen masiyet manası kastedilir, bazen de dinden çıkaran küfür manası kastedilir. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse ayeti, Resullere karşı gelerek ve Allah’ın hükümlerini iptal ederek hükmetmezse demektir ki böyle yapan kimsenin zalimliği,fasıklığı ve kafirliği tamamıyla dinden çıkarıcı bir küfürdür. (Advau’l -Beyan,2/104.
Allah rahmet eylesin o şunları da söyler:
Allah’ın, Rasullerinin diliyle ifade ettiği şeriatına muhalefet etmek için şeytanın kendi dostlarının diliyle ortaya koyduğu beşerî kanunlara tâbi olanların küfrü den ve şirkin den şüphe edilemez. Bundan ancak Allah’ın basiretini kapattığı ve kendilerine vahyin nurunu göstermediği kimseler ve benzerleri şüphe ederler.”Advau’l-Beyan,4/83.
Yine o şöyle der: Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın şeriatına aykırı bir hukuk sistemiyle hükmetmek göklerin ve yerin yaratıcısına küfretmek demektir .Mesela mirasta erkeğin kadından fazla almasının adaletli bir taksim olmadığını ve her ikisininde eşit alması gerektiğini iddia etmek, çok eşliliğin zulüm olduğunu ,talakın kadın için zulüm olduğunu ,recm,el kesme ve benzeri cezaların vahşet olduğunu ve insana uygulanamayacağını iddia etmek ve benzeri iddialarda bulunmak böyledir .Toplumdaki kişiler, onların malları , ırzları ve namusları ,nesebleri , akılları ve dinleri hakkında bu tür bir hukuk sistemiyle hükmetmek, göklerin ve yerin yaratıcısına küfretmek ve bütün mahlukatın yaratıcısı tarafından konulan göklerin nizamına karşı çık-mak demektir .O yarattığı şeylerin yararının nerede olduğunu en iyi bilendir ve O, beraberinde başka bir hüküm koyucunun bulunmasından çok beridir ve çok büyüktür .” (Advau’l-Beyan, 4/84.)
İmam İbnûl Cevzi şöyle der: Şüphe yok ki bu mesele tevhidin Aslı ve esasıdır. İşte bu üç makam, tevhidin direkleridir.

  • Allah dışında hiçkimseyi Rab edinmeyecek
  • Allah dışında hiçkimseyi ilah edinmeyecek
  • Allah dışında hiçkimseyi hakem edinmeyecek.
    (Medaricus Salikin 2. Cilt s.179)
    Ve yine şöyle der: İman ancak bütün meselelerde Rasulullah ﷺ hakem tayin edildiğinde gerçekleşmiş olur.”(Ettibyan Fi Ahkamil Kur’an s: 270)
    Muhammed Emin Şankîtî rahimehullah dedi ki: “Ey Kardeşler! Biliniz ki, ALLAH’a hükmünde eş koşmak ile O’na ibadette eş koşmak kesinlikle aynı şeydir. Aralarında hiçbir fark yoktur. ALLAH’ın nizamından başka bir nizama, ALLAH’ın şeriatinden başka bir Şeriate veya ALLAH’ın kanun kıldığı şeyden başka birşeye ya da Rasulünün dili üzere ALLAH’ın indirdiği semavi nurdan yüz çevirerek ALLAH’ın beşere koyduğu Şeriate muhalif kanunlara itaat eden… Evet! Bunları yapan kimse putlara ibadet eden ve heykellere secde eden gibidir. Bunların aralarında hiç bir fark yoktur. Her yönüyle aynıdır. Her ikisi de ALLAH’a eş koşan müşriktir. Birisi ALLAH’a ibadette eş koşmuştur. Diğeri ise ALLAH’a hükmünde eş koşmuştur. İbadette ALLAH’a eş koşmak ile hükümde ALLAH’a eş koşmanın arasında hiç bir fark yoktur. İkisi de aynıdır…” (Bu İmam Şankıti’nin kasetten alınmış konuşmasıdır)
    Mahmut Şakir şöyle dedi: Ey Allah’ım! Muhakkak ki ben, sapmaktan ve dalaletten sana sığınırım. Bu zamanımızdaki kelimeleri saptıran şüphe ehli ve fesatçı olan sultanların alimleri; Allah’ın indirdiği şeriatteki hükümleri terk eden, mallar, ırz ve kanlar hakkında Allah’ın şeriatinden başka kanunlarla hüküm veren, İslam beldelerinde yaşayanlara küfür ehlinin kanunlarını kanun olarak uygulayan hakimleri tekfir etmemekte ve onları mazeretli kabul etmektedirler.”(Ahmet Şakir-Umdetut Tefsir c: 4 s: 157)
    Müslim’in Sahih’inde de el-Berâ b. Âzib’den şöyle dediği nakledilmektedir: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’ın yanma yüzü kömürle karartılmış bir yahudi getirildi. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem yahudileri çağırıp şöyle dedi: “Sizler Kitabınızda zina edenin cezasının böyle olduğunu mu görüyorsunuz”? Onlar, evet deyince, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ilim adamlarından birisini çağırdı ve şöyle buyurdu: “Tevratı Musa’ya indiren Allah adına bana söyle. Kitabınızda zina edenin haddini böyle mi buluyorsunuz?” Kişi Hayır dedi. Eğer bu şekilde bana yemin verdirme-seydin sana bildirmeyecektim. Biz, cezanın recm olduğunu görüyoruz. Fakat zina, soylularımız arasında çoğaldı. O bakımdan soylu bir kimseyi yakaladık mı, onu bırakırdık. Zayıf birisini yakaladık mı, ona had uygulardık. Bu sefer şöyle dedik: Gelin ortaklaşa bir ceza tesbit edelim ve bunu, soyluya da böyle olmayana da uygulayalım. Sonunda recm yerine yüzü kömürle karartmayı ve sopa vurmayı tesbit ettik. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu: “Allah’ım kendilerinin öldürdükleri bir zamanda senin emrini ihya eden ilk kişi ben oluyorum” dedi ve recm edilmesini emretti. Bunun üzerine yüce Allah da: “Ey Rasul! Küfür içinde koşuşup duranlar seni kederlendirmesin” buyruğunu: “Eğer size şu verilirse onu alın” buyruğuna kadar indirdi. Yani, diyorlar ki: Muhammed’e gidiniz. Eğer o sizlere yüze kömür çalmayı ve sopa vurmayı emrederse onu kabul ediniz. Şayet size recm cezası uygulanması fetvasını verirse, ondan sakınınız. Bunun üzerine şanı yüce Allah: “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin tâ kendileridir” (el-Maide, 5/44); “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir” (el-Maide, 5/45); “Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar fasıklar m tâ kendileridir” (el-Maide, 5/47) âyetlerini indirdi. Bunların hepsi de kâfirler hakkındadır.”(Muslim Hudud 28 Ebu Davud 25 hudud İbni Mace hudud 10) sahih)
    Ebû Umâme el-Bâhili radiyallahu anh ’nin bildirdiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İslam’ın esasları teker teker bırakılacaktır. Biri bırakıldığı zaman insanlar hemen arkasından geleni bırakmaya teşebbüs edeceklerdir, ilk bırakılacak esas, adaletle hükümdür. En son bırakılacak olan da namazdır.”(Ahmed, Müsned. Sahih)
    Kürz el-Huzâî der ki: Bedevinin biri Allah Rasûlü’sallallahu aleyhi ve sellem e geldi ve: “Ey Allah’ın Resûlü! Bu işin (dinin) varacağı nihai bir yer olacak mı?” diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Evet! Allah diledikten sonra Arap’lardan olsun, Arap olmayanlardan olsun hayır dilediği her bir haneye İslam dinini sokacaktır. Sonra karanlıkları andıran fitneler baş gösterecek ve kuyruğu üzerinde duran yılanlar gibi birbirinizin boyunlarını vurmaya başlayacaksınız. Böylesi zamanlarda insanların en hayırlıları Rabbine yönelmek ve kötülüklerini insanlara bulaştırmamak için dağlara çekilen kişiler olacaktır” buyurdu.”(Ahmmed Müsned.Sahih)
Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!