Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Ebu Abdullah İmam el Buhari rahimehullah dedi ki insanlar fail -meful ve fiilde ihtilaf ettiler .
Kaderiye fiillerin tümü Allah’tan olmayıp beşerden dir dediler.
Cebriye fiillerin tümü Allah’tan dediler.
Cehmiyye ise fiil ile meful ikisi biridir. Bu nedenle Lakin mahluktur dediler.
Ve ilim ehli dedi ki yaratma Allah’ın fiilidir .
Bizim Fi illerimiz ise yaratılmıştır Nitekim Allah şöyle buyurdu. “Sözünüzü gizleyin ya da aşikar kılın o gönüllerdeki bilendir. Bilmez mi O yaratan.”( mülk 13 ve 14 .) Yani sözün gizlisi ve açık tanı Allah’ın fiili Allah’ın sıfatıdır mefulu ise ondan ayrı olan yaratıklardır Kur’an mushaf da Yazılı değildir Lakin bir aynî hi Mushaf tır iddiasını öne sürene verilmesi gereken cevap şu olmalıdır.
Şurası muhakkak ki Allah’ın Kur’an’da zikrettiği Cinler, insanlar , melekler, şehirler, Mekke, Medine, ve gayrısı İblis, firavun, haman, ve ikisinin orduları Cennet ve Cehennemi mushafta âyni görmektesin.
Zira firavun onda Kuran nasıl yazılı ise öylece yazılıdır Şu Mushaf da olduğunu dediğin zaman bundan daha fazlasını söylemen gerekir.
Bu açık bir denemedir Zira elini bu âyetin üzerine koyup onu bir aynihi görebilirsin “Allah o’ndan başka ilah olmayandır. O Hay ve kayyumdur” (Bakara 255) Bununla Akıl sahibi Allah’ın Mabud olduğunda şüphesi olmaz. Âllah hu la ilahe illa huvel hayyul sözü ise Kuran’dır . Kuran Allah azze ve cellenin kelâmıdır Kur’an Kıraat , kitabet ve Hıfz etmek ise Halık’ın fiilidir Nitekim Allah tebareke tela şöyle buyurdu.
” Ondan kolayınıza geleni okuyunuz.” ( Müzzemmil 20) Allah’ın Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun sözünde kıraat halıkın fiilidir ve Allah’a itaattir Kur’an ise taat olmayıp bilakis onun taatı emridir. Delil ise şu ayettir .”Biz onu, Kur’an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.”( İsra 106) ve onlar ki Allah’ın kitabını okurlar Fatır 29 ve biz Kur’an’ı öğüt almak için kolaylaştırdık fakat düşünen mi var?” Kamer 17 ( Buhari Halku ef’ali’l-ibad 64 65)
قَالَ أَبُو عَبْدِ اللهِ: وَاخْتَلَفَ النَّاسُ فِي الْفَاعِلِ وَالْمَفْعولِ وَالْفِعْلِ، فَقَالَتِ الْقَدَرِيَّةُ: الأَفَاعِيلُ كُلُّهَا مِنَ الْبَشَرِ [لَيْسَتْ مِنَ اللهِ]، وَقَالتِ الْجَبْرِيَّةُ: الأَفَاعِيلُ كُلُّهَا مِنَ اللهِ، وَقَالتِ الْجَهْمِيَّةُ: الْفِعْلُ وَالْمَفْعولُ وَاحِدٌ، لذلكَ قَالُوا: لِـ “كُنْ” مَخْلُوقٌ.
وَقَالَ أَهْلُ الْعِلْمِ: التَّخْليقُ فِعْلُ اللهِ، وَأَفَاعِيلُنَا مَخْلُوقَةٌ، لِقَوْلِهِ تَعَالَى: {وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ * أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ}، يَعْنِي السِّرَّ وَالْجَهْرَ مِنَ الْقَوْلِ. فَفِعْلُ اللهِ صِفَةُ اللهِ، وَالْمَفْعولُ غَيْرُهُ مِنَ الْخَلْقِ.
وَيُقَالُ لِمَنْ زَعَمَ أَنِّي لَا أَقُولُ الْقُرْآنُ مَكْتوبٌ فِي الْمُصْحَفِ، وَلَكِنْ أقولُ الْقُرْآنَ بِعَيْنِهِ فِي الْمُصْحَفِ؛ يَلْزَمُكَ أَنْ تَقُولَ: إِنَّ مَنْ ذَكَرَ اللَّهُ فِي الْقُرْآنِ مِنَ الْجِنِّ وَالإِنْسِ وَالْمَلَائِكَةِ وَالْمَدَائِنِ وَمَكَّةَ وَالْمَدِينَةِ وَغَيْرِهِمَا وَإِبْلِيسَ وَفِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنودِهِمَا وَالْجَنَّةِ وَالنَّارِ، عَايَنْتَهُمْ بِأَعْيَانِهِمْ فِي الْمُصْحَفِ، لأَنَّ فِرْعَوْنَ مَكْتوبٌ فِيهِ، كَمَا أَنَّ الْقُرْآنَ مَكْتوبٌ. وَيَلْزَمُه أَكْثَرُ مِنْ هَذَا حِينَ يَقُولُ الله فِي الْمُصْحَفِ، وَهَذَا أَمْرٌ بَيِّنٌ لأَنَّكَ تَضَعُ يَدَكَ عَلَى هَذِهِ الأحرف وَتَرَاهَا بِعَيْنِكَ: {اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ}، فَلَا يَشُكُّ عَاقِلٌ بِأَنَّ اللَّهَ تعالى هُوَ الْمَعْبودُ، وَقَوْلُهُ: {اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ} هُوَ قُرْآنٌ، وَكَذَلِكَ جَمِيعُ الْقُرْآنِ هُوَ قَوْلُهُ، وَالْقَوْلُ صِفَةُ الْقَائِلِ، والقائل مَوْصُوفٌ بِهِ، فَالْقُرْآنُ قَوْلُ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ، وَالْقِرَاءَةُ وَالْكِتَابَةُ وَالْحِفْظُ للقُرآنِ هُوَ فِعْلُ الْخَلْقِ، لِقَوْلِهِ: {فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ} وَقَوْلُهُ: {فَاقْرَؤُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ}، وَالْقِرَاءَةُ فِعْلُ الْخَلْقِ وَهُوَ طَاعَةُ اللهِ، وَالْقُرْآنُ لَيْسَ هُوَ بِطَاعَةٍ، إِنَّمَا هُوَ الأَمْرُ بِالطَّاعَةِ، وَدَلِيلُهُ قَوْلُهُ: {وَقُرآنًا فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَى مُكْثٍ}، وَقَالَ: {إِنَّ الَّذِينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللهِ}، {وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ}.
İmam Buhari rahimehullah dediki; “ve Allah Te’ala. “Hayrı işleyiniz” Hacc 77 buyurdu ki bu kavli ile onların hayrını fiilleri olarak tesbit etmişti olmaktadır.”(Buhari Halku ef’ali’l-ibad 621)
وَقَالَ: {وَافْعَلُوا الْخَيْرَ} فَأَثْبَتَ الْخَيْرَ مِنْهُمْ فِعْلًا.
İmam Tahavi rahimehullah der ki;
وأفعال العباد خلق الله وكسب من العباد
Kulların fiilerı Allahu Teâla yaratması ve kulların kesbi kazanması iledir.
KULLARIN FİİLLERİ
İbn Ebil izz rahimehullah şöyle demiştir. İnsanlar kulların ihtiyarı fiilerı hakkında farklı görüşlere sahiptir. Başları el-Cehm bir, safvan et-Tirmizi olan cebriyye nin iddiasına göre mahlukatın fiillerindeki tedbirin tümü Allahu Teâla ya aittir ve bütün fiiller mecburi ve zorunludur.Tıpkı elde olmayan titreme damarlarındaki seyirmesi ve ağaçların hareket etmesi gibidir. Bu fiillerin mahlukata izefesi edilmesi ise mecazdır. Bu izafe de bir şeyin mahalline izafe edilmesi kabilindendir. Yoksa bir şeyin meydana getirene izafe edilmesi kabilinden değildir.
Bunların tam aksine mutezile de şöyle der; Canlı varlıkların yaptıkları bütün ihtiyarı fiilerı bizzat kendileri yaratırlar. Yüce Allah’ın yaratmasiyla ilgisi yoktur. Mu’tezile , kendi içinde :”Yüce Allah, kulların fiillerine Kadir midir, değilmidir?
Hususunda farklı görüşlere sahiptir.
Hak ehli ise şöyle der; kullar fiilleriyle Allah’ Teala ya itaatkar veya isyankar olurlar. Fiillerini Allahu Teâla yaratır. Allah azze ve celle tek başına bütün mahlûkatı yaratandır. Ondan başka hiçbir yaratıcı yoktur.
Cebriyye kader kabulde aşırılığa kaçarak kulun hiçbir fiilinin olmadığı söylemiştir.
Kulların işledikleri hakkında Emevi devrinde zuhur eden bir grup, kaderi ispat etme babinda insanın sahip olduğu Kulların fiillerini selbederek, onun, fiillerinin kesb etmediğini, onun tarafından yapılan her hangi bir hareketin kendisine nispet edilemeyeceğini iddia etmiştir. Bu suretle teşekkül eden mezhebin esası “kuldan fiili nefy ve onun Rabba izafe etmek “olmuştur. bunlara göre, “insan hiç bir şeyi yapmağa kaadir değildir; istitaatla tavsif olunamaz. O,fiilleride mecburdur; çünkü hiç bir kudreti, iradesi ve fiili yoktur. Allah, sâir cemadattaki harekatı yarattığı gibi insanın efalini de yaratır. Ancak bu fiillerin insana nispeti mecazî dır. Cemadatta olduğu gibi, nasıl ağaç meyve verdi, şu aktı, güneş doğdu ve battı, hava bulutlandı ve yağdı, yer sarsıldı veya yeşerdi, denirse, insanın fiillerin de böyledir. Bütün fiiller cebri olduğu gibi, sevap ve ıkâb da cebridir. Kaderiyyi mucbiraya göre insanlar ekin gibidir rüzgar nereye eserse o yöne doğru eğilip durur herhangi fiili ve kesbi yoktur.”

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!