Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

إِنَّ إِبْرَاهِيمَ كَانَ أُمَّةً قَانِتًا لِلّهِ حَنِيفًا وَلَمْ يَكُ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“Şüphesiz İbrahim, Allah’a itaat eden, hakka yönelen bir ümmet(önder) idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi.”(Nahl /120)

شَاكِرًا لِّأَنْعُمِهِ اجْتَبَاهُ وَهَدَاهُ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

“O’nun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti.”(Nahl 121)

Allah Azze ve Celle:”Gerçekten İbrahim başlı başına bir ümmetti, Allah Azze ve Celle itaatkardı, Hanifdi” buyruğu ile, son Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Arap müşriklerini İbrahim aleyhisselam dinine davet etmektedir. Çük o, onların atası ve şeref kaynakları olan Beyt’in banisi idi. ümmet(burada),pek çok hayrı şahsında toplayan adam demektir. Şa’bi dedi ki: Bana Ferve B. Nevfel el-Eşcai tahdis edip dedi ki: İbn Mesud:Muhakkak Muaz tek başına bir ümmetti, Allah Azze ve Celleye itaatkardı, hanifdi, dedi. Ben de kendi kendime Ebu Abdurrahman (Abdullah b. Mesud) şaşırdı. Allah Azze ve Celle nin buyruğu:”Gerçekten İbrahim aleyhisselam başlı başına bir ümmetti”şeklindedir. Bu sefer İbn Mesud şöyle dedi: Ümmetin ne demek olduğunu, kaanitin(Allah’a itaatkarın) ne olduğunu bilirmisin? Ben: Allah ve Resulu en iyi bilir, dedim. O.ümmet, insanlara hayrı öğreten kişi, kaanatin ise Allah’a ve Rasulüne itaat eden kişi demektir. İşte Muaz da böle birisi idi. Hayrı öğretirdi, Allah’a ve Rasulune itaatkardı, dedi. Mücahid dedi ki: “Ümmet” buyruğu tek başına bir ümmet idi; “kaanit” de itaatkar kişi idi, demektir. Yine Mücahid şöyle demektedir: İbrahim alleyhisselam bir ümmetti. Yani tek başına iman eden birisi idi. O sırada bütün insanlar kafirdirler. Katade de şöyle açıklamıştır: O hidayetin imamı(önderi) idi, kaanit de Allah Azze ve Celle ye itaatkar demektir.”( İbn kesir Sahih Eser)

“İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a iman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler:“Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak
sanadır.”(Mümtehine /4)

Huzeyfe Bin Yeman radiyallahu Anh dedi ki;”İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, Cuma’da onlara ok atsan, sadece kafiri yada bir Münafığı vurursun.” (Hasen Mevkuf ibn batta el-İbane 9)

قال: وعن حذيفة قال: يأتي على الناس زمان لو رميت
بسهم في يوم الجمعة لم يصب إلا كافراً أو منافقاً

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!