Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Rasule’de, sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. Şayet bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah a ve ahiret gününe iman ediyorsanız onu Allah’a ve Rasule götürün. Ama Bu hem de netice bakımından daha hayırlıdır.”(Nisa/59)

Bu ayetin iniş sebebi idariciler hakkındadır İmam Buhari rahimehullahta idareciler babın da  almıştir;

ذوي الأمر أولي الامر

Ulu’l-emr “sözü emir sahipleri idariciler anlamınadadır.
İmâm Buhari Said b. Cubeyr den sonra İbn Abbas radiyallahu anh’ın şöyle dediğini rivayet edilmiştir: “Ey iman edenler! Allah a itaat edin Rasule itaat edin sizden olan emir sahiplerine de itaat edin.” Ayeti Abdullah b. Huzeyfe b. Kays b. Adiyy hakkında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onu bir askeri birliğin başında komutan gönderdiğinde nazil.”(Buhari 4584 Müslim 1830 Ebu Davud 2624 Tirmizi 1674 sahih)
Abdullah b. Amr radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Günahala emrolunmadıkça Müslümanların hoşuna giden ve gitmeyen her şey de idarecilere dinleyip itaat etmesi vaciptir ama bir günaha emrolunursa ne dinleme nede itaat etmek yoktur.”(Buhari 7257 Müslim 1840 Ebu Davud 2625 sahih)

Enes b. Malik radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Başınıza geçirilen ve kendisine görev verilen kişi başı kuru üzüm tanesi gibi bir habeşli köle bile olsa onu dinleyin itaat edin.”(Buhari 693 7142 İbn Mace 2860 Ahmed Musned sahîh)

İbn Abbas radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir; “Kim yöneticinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Çünkü her kim cemaatten bir kariş ayrılır ölürse cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”( Buhari 7053 Müslim 1846 Ahmed Musned sahih)
İbn Ömer radiyallahu anh yapılan rivayette: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururken işitmiştir:” Kim itaatten elini çekerse kiyamet günü elinde hiçbir hüccet olmadan gelir. Kim boynunda bir bidat olmaksızın ölürse cahiliye ölümüyle ölür.”(Buhari Mü 1851 Ahmed Musned sahih)
Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Dostum Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bana kolları kesik bir köle bile olsa idareciye dinleyip itaat etmemi emretti.”(Müslim 1837 sahih)
Ali b. Ebi Talha’nın İbn Abbas radıyallâhu anh’dan rivayetine göre o âyetteki “emir sahipleri”ni fakih ve dindar zatlar diye tefsir etmiştir.”(Taberi İbn Kesir sahih Eser)
. Mücahid, Atâ, Hasan-ı Basri ve Ebû Aliye de âyetteki “emir sahipleri”ni “âlimler” ile tefsir etmişlerdir.”( Taberi İbn Kesir sahih eser)
Anlaşıldığı kadarıyla emir sahiplerinden -daha önce değinildiği gibi yönetici ve âlim gibi emir yetkisi bulunan herkes kastedilmiştir. Nitekim Allah, “Din adamları ve âlimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya!”(Maide/ 63)
Mucahid rahimehullah der ki: “Bir şey Hakkı’nda ihtilafa düşerseniz, onu Allah’a ve Rasulune arz edin.”Nisa 59 ayetiyle ilgili şöyle der: Allah a yanı Allah azze ve celle kitabına, Rasulune yani Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem sunnetine arz edin.”(İbn Cerir Camiul Beyan, Beyhaki, Ebu Nuaym Hilyetul-Evliya,)
Ata bin Rabah rahmetullah der ki: Ey İman edenler! Allah’a ve Rasulune, sizden olan emir sahiplerine de itaat ediniz.”(Nisa 59) ayetiyle ilgili olarak şöyle der: “Emir sahiplerinden Murat fıkıh ve ilim sahipleridir. Rasulune itaatten maksat da kitap ve sünnete tabi olmaktır.”(Darimi mükaddime, Lalekai, İbn Abdilberr Cami, İbn Cerir Camiul-Beyan)
Huzeyfe bin Yemân radiyallahu anh anlatır: Herkes Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme ileride gelecek hayırlardan soruyordu, ben de başımıza gelir endişesiyle şerlerden sordum. Ey Allah’ın Resulü, dedim, biz cahiliyede bir şer yaşıyorduk, Allah bize bu hayrı verdi. Bundan sonra artık şer var mı? Var, buyurdu. Peki, ondan sonra tekrar hayır var mı dedim. Bulanık da olsa var, buyurdu. Bulanıklığı nedir dedim. Benim sünnetime/uygulamama uymayan, yoluma tabi olmayan bir topluluk gelir, onlarda iyi şeyler de kötü şeyler de görebilirsiniz, buyurdu. Ondan sonra da bir şer var mı, dedim. Evet, sanki cehennemin kapısında durmuş oraya çağıran davetçiler olur, kendilerine tabi olanları cehenneme götürürler, buyurdu. Bize onları biraz vasfeder misin dedim. Onlar da bizim cinsimizden insanlar, bizim konuştuğumuzu konuşurlar, buyurdu. Peki, bu şerli zamana yetişirsem ne yapmalıyım diye sordum. Buyurdular ki, ‘Müslümanların cemaatine ve imamına bağlı kal’. Müslümanların cemaati ve imamı yoksa ne yapayım, dedim. Dişlerinle ağaç kemirip yemek zorunda kalma bahasına da olsa fırkaların hepsinden uzaklaş ve ölüm sana bu halindeyken gelsin’ buyurdu. (Müslim, imara 10)
Avf b. Malik el_Eşcai radiyallahu anh dan: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “imamlarınızın en hayırlıları o kimselerdir ki siz onları seversiniz, onlarda sizi severler. İmamlarınızın en şerlileri de o kimselerdir ki siz onlara buğz edersiniz, onlarda size buğz ederler. Siz onlara lanet edersiniz, onlar da size lanet ederler.”
Ey Allah’ın Rasûlü, onlara kılıç çekmeyelim mi?” diye sorduklarında ise şöyle cevap vermiştir : “Aranızda namazı kıldıkları sürece hayır. Valinizden hoşlanmadığınız bir şey gördüğünüz zaman yaptığını kerih görün, bununla beraber itaat ten el çekmeyin.” (Muslim 1855 sahih)
Ebu Avane isferayini rahimehullah(316) derki: “Zorlukta ve kolaylıkta habeşli bir kole olsa bile yöneticinin sözünü dinlemek ve ona itaat etmek gerekir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in yolunu yol edinmese bile bile, O’nun sünnetini sünnet edinmese bile,
kendi idare ettiği tebaasını sırtına vursa bile ona itaat etmek gerekir. Allah Teala’ya masiyeti emretmediği sürece davet ettiği her bir şey hususunda ona itaat etmek ve ona tabi olmak Vaciptir. Bir masiyet emrettiğinde ise onun sözünü dinlemek ve ona itaat etmek gerekmez. Haksızlık yapsalarda zulmetseler de, malı kendilerine ayırıp başkalarını gözetmeselede onlara sabret gerekir.
İshâk b. Rahuye rahimehullah “Sünnet bunun üzerinedir,, bunda Mürcie’nin helakı vardır” demiştir.
Fitne zamanında cemaatten ve imamdan ayrılma. Zira bunlar senin için bir korumadır.
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’ in ümmetinden kim çıkıp da asabiyyet için savaşırsa, ümmetin salihine ve günahkarına vurursa, itaatten dışarı çıkarsa ; Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ümmetininin dışına çıkmış olur.
Ebu Hureyre radiyallahu anh dan merfu olarak rivayet ettikleri hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Kim ümmetime karşı çıkar, iyisine ve facirine vurur, müminlerden sakınmaz ve vermiş olduğu ahitte durmazsa, ben ondan değilim o da benden değildir.”(Müslim, Nesai, Sahih)

Şeyhulislam İbn Teymiyye şöyle der: Allah Teâlâ, Kitap ve sünnetin hükmüne başvurmayıp da Allah’ın dışında tazim edilen birtakım tağutların hükmüne başvurdukları halde bütün kitaplara iman ettiklerini iddia edenleri yermiştir. (Mecmuu’l-Fetava,12/339-340)

İbn Kayyım rahimehullah bu ayet hakkında şunları söylemiştir: Bu kesin bir delildir. İnsanların hangi konuda anlaşmazlığa düşerse düşsün, onu ancak Allah’a ve Rasulüne götürmesi gerekir, başkasına götüremezler. Kim başkalarına götürürse şüphesiz cahiliyyenin (küfür) hükümlerine çağırmış olur. Bu halde o kul iman dairesine girmiş olmaz, ta ki anlaşmazlığını Allah’a ve Rasulüne götürmedikçe.”(Risale-i Tebukiyye, s. 35)

İmam Mahmud Şakir şöyle demektedir: Allah’ın indirdiği şeriatın dışında hükümler çıkarmak, Allah’ın hükmünden yüz çevirmek, Allah’ın dininden vazgeçmek, küfür ahkamlarını sevmek demektir. Ehli kıbleden olan herkes bu şekilde; kanun yapanı ve ona çağıranı tekfir etmiştir. Bu konuda kimsenin şüphesi yoktur.”(Taberi Tefsiri Haşiyesi, 10/348)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!