Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün Nebilere olsun. Bundan sonra;
Buhari’den gelen sahih bir rivayette; Aişe radıyallahu anha dedi ki; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim: “Ruhlar bir araya getirilmiş kafilelerdir. Bu sebeple aralarından birbirlerini tanıyanlar kaynaşırlar. Birbirlerini tanımayanlar da ayrılırlar.” (Buhari, 3336; Sahih)
“Bir araya getirilmiş kafileler” yani cinslerine, türlerine göre bir araya getirilmiş yahut bir araya getirilip toplanmış topluluklar demektir. İbnu’l-Cevzi der ki: Bu hadisten anlaşıldığı üzere insan, içinde faziletli bir kimseye ya da salih bir zata karşı bir nefret duyacak olur ise, bunu gerektiren hususun ne olduğunu araştırmalıdır. Böylelikle bu iyi olmayan nitelikten kurtulabilmesi için onu ortadan kaldırmaya çalışma imkanını bulabilir.” (İbn Hacer)
Müslim’den gelen sahih bir rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Ruhlar bir araya gelen topluluklardır. Onlardan tanışanlar kaynaşırlar. Tanışmayanlar ayrılığa düşerler” buyurdu.” (Müslim, 2638; Sahih)
Müslim’den gelen sahih bir rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’den Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; “İnsanlar gümüş ve altın madenleri gibi madenlerdir. Onların cahiliye dönemindeki hayırlı olanları fakih olmaları şartı ile İslamda da hayırlılarıdır. Ruhlar ise bir araya gelen topluluklardır. Onlardan tanışanlar kaynaşırlar, tanışmayanlar ayrılığa düşerler.” (Müslim, Birr ves-sila 49; Sahih)
“İnsanlar gümüş ve altın madenleri gibi madenlerdir. Cahiliyye devrinde hayırlı olanları fakih olmaları şartıyla İslamda da hayırlılarıdır. Ruhlar da toplu cemaatlardir. Onlardan birbirleriyle tanışanlar kaynaşır; tanışmayanlar ayrılırlar. buyurmuşlardır.”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Ruhlar bir araya gelen topluluklardır.” hadisi ile ilgili olarak ilim adamları der ki: Hadisin anlamı ruhlar bir araya gelmiş topluluklar yahut da birbirinden farklı, türlü türlüdürler. Ruhların tanışmaları ise Allah Teala’nın ruhlar üzerinde yaratmış olduğu bir özellik sebebi iledir. Denildiğine göre bu Allah Teala’nın birbirlerine uygun düşen niteliklerinin olması ve tabiatları itibari ile birbirleri ile uyumlu olmasıdır. Bir diğer açıklamaya göre çünkü ruhlar bir arada toplu olarak yaratılmış, sonra kendilerine ait cesetlere dağılmışlardır. Kendi karakterine muvafık niteliklerle karşılaşırsa o cesede alışır, ondan uzak düşerse ona muhalefet eder, uzaklaşır, aykırılaşır.” (İmam Nevevi)
Hattabi ve başkaları dedi ki: Ruhların birbirleri ile kaynaşmaları Allah Teala’nın onları ta baştan beri yarattığı saadet ve bedbahtlıktan ileri gelir. Ruhlar karşıt iki kısım idiler. Dünyada cesetler birbirleri ile karşılaştıklarında hilkatlerine uygun olarak kaynaşır ya da ihtilafa düşerler. Böylelikle hayırlı kimseler iyi kimselere, şerli kimseler de şerli kimselere meyleder. Allah en iyi bilendir.
“Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?” Onlar da, “Evet şahit olduk” dediler. Bunu kıyamet gününde, “Biz bundan habersizdik” dememeniz için yaptık.” (A’raf/172)
Allah Teala Ademoğulları’nın neslini, yarattığı fıtrat ve tabiata uygun şekilde “Allah azze ve celle’nin kendilerinin Rabbı ve maliki olduğuna, O’ndan başka hiçbir ilah bulunmadığına” şahitler olarak sülbünden çıkardığını haber veriyor. Allah azze ve celle ruhları Adem aleyhisselam’ı yarattıktan sonra sırtından zürriyetini alıp kendine şahit tutuyor, “Ben sizin Rabbiniz değilmiyim?” diyor. Ruhlar toplu olarak o zaman yaratıldı. Ruhlar o zaman kaynaştılar.”
Ruhlar istedikleri yerde dolaşırlar.” görüşü Rafizi ve sofiler tarafından uydurulmuş ve batıl bir görüştür. Şehitlerin ruhları cennette, ölenlerin ruhları berzahta ve Allah azze ve cellle’nin yaratmadığı ruhlar ise kendi emrindedir. Ruhlar hakkında Kur’an’dan ilk anda anlaşılan odur ki, ruhlar Allah katında tutulmakta olup, Allah’ın dilediği şekilde onlar hakkında nimet verme ve azap etme söz konusu olmaktadır. Ehl-i sünnetin kabul ettiği üzere, ruhlara nimet veya azabın arz edilip, bedenin tümünün veya geriye kalan kısmının da bunu hissetmesine bir engel yoktur. Hadiste ruhlar dünyada dolaşırlar lafzı yoktur, bu hadisi tahrif etmektir. Sahih hadiste şehitlerin ruhları yeşil kuşların kursaklarındadır. Onların Arş’ta asılı kandilleri vardır. Cennet’te diledikleri yere uçar, sonra dönerler, bu kandillere girerler. Şehitlerin ruhunun cennette dilediği yerde dolaştığı gelen naslarda belirtilmiştir. Ehli sünnetin muhakkık alimleri tefsirlerde, hadis şerhlerinde ve akide ile ilgili yazılan bütün eserlerde, ölenlerin ruhları, şehitlerin ruhları ve dünyaya gelmeyen ruhların, yeryüzüne gelip dolaştıklarını ve tasarruf sahibi olduklarını ifade eden batıl görüşleri eserlerinde söylememişlerdir. Bu görüşlerin hiçbir dayanağı ve hiçbir aslı yoktur.” Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve ona güzelce tabi olanlara salat ve selam olsun.
A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!