Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Allah’a hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ve ashabına ve güzellikle onlara tabi olanlara selam olsun. Bundan sonra;

İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki Allah Teala, size atalarınızın üzerine yemin etmeyi yasak kılmıştır. O halde kim yemin edecekse Allah üzerine yemin etsin ya da sussun.” (Buhari, 6155; Müslim,3105; Ebu Davud, 3250;)

İbn Ömer radiyallahu anh dan rivayete göre: Ömer radiyaallahu anh a bir kafilede iken ve babası adına yemin edip dururken Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona ulaştı ve şöyle buyurdu: “Allah atalarınız adına yemin etmekten sizi yasaklıyor. Bundan böyle yemin edecek kimse ya Allah adına yemin etsin veya sussun.”(Müslim, Eyman 1; Tirmizi 1535, ibn Mâce, Keffare, 2, Sahih.)

Abdurrahman b. Semura radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Putlar üzerine de, atalarınızın üzerine de yemin etmeyin.” (Müslim, Eyman; Sahih)

Abdullah b.Burayde radıyallahu anh’an rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim emanet üzerine yemin ederse, bizden değildir.” (Ebu Davud, 3253; Sahih.)

Sad b. Ubade radiyallahu anh dan İbni Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre o, bir adamın, “Kabe’ye yemin olsun ki hayır…” dediğini işitmiş ve adama şöyle demiştir: “Allah’tan başkasının üzerine yemin etme! Çünkü ben, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini işittim: “Kim Allah’tan başkası adına yemin ederse, gerçekten küfre girmiş – veya şirk koşmuş – olur.” (Ebu Davud 3251; Tirmizi, 1535; Sahih. )

“Yemin;” bir konuda tazim edilen bir şeyi zikrederek sözü pekiştirmek demektir. Bir insan, ancak içinde yücelttiği, kendisi için önemli ve saygın olan bir şeyin üzerine yemin eder. Sanki şöyle demiş olur: Yemin ettiğim bu şeyin azameti ve yüceliği adına söylüyorum ki… Bu nedenle yemin, ancak Allah’a yapılır. O’nun ya isimlerinden ya da sıfatlarından birine yapılır.
Allah’tan başkasına edilen yeminler, küfür veya şirktir. Buradaki küfür ya da şirk, büyük, yani dinden çıkaran küfür ve şirkte olabilir; küçük yani dinden çıkarmayan küfür ve şirk de olabilir. Şöyle ki kendisine yemin edilen şeyin azamet ve yücelik bakımından Allah gibi olduğuna inanılarak yapılan yemin, büyük şirk olur. Bunu yapan kimse dinden çıkar. Eğer yemin edilen şeyin azametinin Allah’ın azametinden aşağı olduğuna inanılıyorsa o zaman küçük şirk olur. Bu, büyük şirke götüren bir şirk olduğu için şirk diye isimlendirilmiştir.
Cahiliye döneminde insanlar, atalarına yemin etmeyi âdet edinmişlerdi. O nedenle Rasulullah sallalahu aleyhi ve sellem şöyle söyleyerek bunu yasakladı: “Atalarınıza yemin etmeyin.”

Birisi, Allah’ın ayetlerine yemin etse ve bununla “Allah’ın mahlukatını kastettim.” dese şöyle deriz: Bu, Allah’tan başkasına yemin etmektir; dolayısıyla da şirk ve küfürdür. Eğer “Allah’ın ayetlerinden kastım, Kur’ân’dır.” derse, o zaman şirk olmaz. Çünkü Kur’an, Allah’ın kelamıdır ve Allah’ın kelamı da O’nun bir sıfatıdır. O nedenle Allah’ın ayetlerine yemin etmek ve bununla da Kur’an’ı kastetmek; geçerli bir yemindir ve bunda bir sakınca yoktur.”İbni Useymin

Kişinin Kuran’da Allah azze ve celle’nin etmiş olduğu yeminler gibi yemin etmesi caiz değildir. Bu sadece Allah azze ve celle’ye aittir. Kişi bunlarla yemin ederek kendini Allah azze ve celle’ye kıyas etmiş olur. Bu da şirktir ve küfürdür. Bu şirk ve küfür büyük şirk ve büyük küfür değildir, ama kişinin imanını azaltacak derecede sakıncalıdır ve küfre ve şirke götüren bir yoldur. “Allah im bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim.”

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!