Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Biz Hıristiyanlarız” diyenlerden de kesin söz almıştık ama onlar da kendilerine zikredilen (verilen öğütlerin veya Kitabın) önemli bir bölümünü unuttular. Bu sebeple kıyamete kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah onlara yaptıklarını haber verecektir.” (Maide/14)

İbni Teymiyye rahimehullah der ki; Bu ayette Allah Te’ala kendilerine hatırlatılan şeylerin büyük bir kısmını unutmalarının, yani emrolundukları bazı şeyleri yapmamalarının aralarındaki kin ve düşmanlığın körüklenmesi için sebep teşkil ettiğini bildiriyor. İlim unutulunca sapıklık ve cehalet hakim olur. Aynı tefrikayı, kendi din kardeşlerimiz içinde, gerek dinin asılları, gerek bir çok fer’i hükümlerinde görüş ayrılığı içinde bulunan bazı usulcü veya füru’cu (itikadi ve ameli) fırkalarda da müşahede ediyoruz.
Kelamcıların Allah azze celle’nin sıfat ayetlerini ispat eden âlimlerini haşavıyelikle ve kâfir olmakla suçlamaları, onları tekfir etmeleri gibi, Musevilerin ve İsevilerin etkisinde kalan bazı âlimler ve abidler arasında da aynı şeylere rastlayabiliyoruz. Tıpkı Hıristiyanların Yahudilerin hiçbiri hak üzere değildir demelerine karşılık, Yahudilerin de Hıristiyanlar hiçbir hak üzere değildir demeleri gibi, onlar da benzer duruma düşüyorlar. Dinin zahiri kısmına sarılan sözüm ona fıkıhçılarla Batıni kısmına sarılan mutasavvıf kesimlerden her biri de diğerinin yolunu batıl sayıyor, Müslüman olmadığını iddia ediyor veya onlara karşı Müslüman olmayanlara takındığı tavrı takınıyor. Bu yüzden aralarında düşmanlık ve kin meydana geliyor.”
Bu asırda yetişen nesil ilim tahsili yapmadığı için. Aynen Yahudi ve Hıristiyanların yoluna uymuşlardır. Haksız ğuluv aşırı gitmeleri bundandır. Ehli kitap Tevrat’ı ve incili hem manen hem de lâfzen tahrif etmişlerdir. Kendilerini İslam’a nispet eden Rafizîler, Cehmiyye, Sofi Bâtıniye fırkası ve hariciler, asrımızın hadis inkarcılarıdır. Bu sapık fırkalar ayetleri kendi hevalarına uydurarak kelimelerin yerlerini değiştirirle ve tahrif etmişleridir.

Yani, Allah’ın Kitabı lâfzen koruma altındadır, kimse Kur’an-ı Kerim’i lafzen tahrif edemeyecektir. Bu sapık fırkalar, Kur’anı kendi heva ve sapık fırkaların yolunu takip ederek ayetlere yanlış mana veren, kelimerin yerlerini değiştiren, ve ayetlerde kötü tasarrufta bulununarak hak yoldan sapmıştırlar. Allah’ın kitabını tahrif ederek ona indiğinden farklı anlamlar vermişler, Allah azze celle’nin kastetmediği manalar yüklemiş, söylemediğini söylemişlerdir. Allah bizi bundan korusun Amin.

Buhari’den gelen rivayette; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in haber verdiği gibi olmuştur. Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh‘ın nakline göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Muhakkak, sizden önceki ümmetlerin yoluna karış karış, arşın arşın uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğine girseler sizler de onları takip edeceksiniz” buyurdu. Biz “Ya Rasulallah! Bu ümmetler Yahudilerle, Hıristiyanlar mıdır?” diye sorduk. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Başka kim olacak?” buyurdu.’’ (Buhari/7320; sahih)
Allah azze ve celle’ye hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve ona güzelce tabii olanlara salat ve selam olsun.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!