Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemlerin rabbi Allah’a,salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
Sünnetin hüccet olduğuna, Kur’an-ı Kerim’de yer verildiği gibi, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de sünnetinin ehemmiyetini vurgulamış, ümmetinin sünnete sahip çıkması gerektiğini anlatmıştır. Bununla alakalı pek çok hadis vardır ve hadis âlimleri bunları hadis kitaplarında özenle bir araya getirmişlerdir. Biz burada, öncelikle ilgili pek çok hadisten birkaç tanesini zikredececğiz
Bu hadislerden bir tanesinin meali şöyledir: Ubeydullah bin Ebu Rafi radiyallahu anhu’dan“Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Bana, Kur’ân-ı Kerim ve onun bir misli (hüccet olmada eş değer bir benzeri) daha verilmiştir. Karnı tok vaziyette koltuğunda oturarak, ‘sadece şu Kur’ân’a sarılınız; içinde helal olarak gördüğünüz şeyleri helal sayın, haram olarak gördüğünüzü de haram kabul edin’ diyecek bazı kimselerin gelmesi yakınlaşmıştır. Şüphesiz Allah Resulunun haram kıldığı şey, Allah’ın haram kılması demektir.”( İmam Ahmed, el-Müsned, 4/130-133, Tirmizi, Kitabu’l-ilm, 2660 Sahih)
Kur’an-ı Kerim Allah Kelâmıdır. Allah Kelâmının Müfessiri Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’dır. Kur’an-ı Kerimde açık olarak bildirilme¬yen bazı konular var ki onların hükmünü Allah azze vecelle, Nebi sallallahu aleyhi ve selleme vahiy etmiştir Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’de Hadis-i Şerifler ile bunları bize bildirmiştir. Koltuğuna oturup Kur’an’da helâl olarak bulduğumuzu helâl, haram olarak bulduğumuzu haram kabul ederiz, diyen kimse biz Hadisi Şerifleri kabul etmeyiz, Hadis ile sabit olan haram ve helâllere itibarımız yoktur, demiş olur. Bu davranışta olanları Nebi sallallahu aleyhi ve sellem onları ihtar ediyor. Sakın sizden birinizi böyle bul-mayayım, diye uyarıyor.
Ubeydullah bin Ebû Rafi’den, onun babası Ebû Rafi radiyallahu anh’dan, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet edildiğine göre şöyle buyurdu : Sizden birinizi koltuğunda oturmuş, benim emrimden bir emir veya nehiy ettiğim şeylerden bir nehiy geldiğinde sakın biz Allah’ın Kitabında bulduğumuza uyarız, başkasını bilmeyiz, demesin.”(Ebu Davut 4605.Sahih)
Aynı muhtevaya sahip bir başka hadis de Mikdam bin Madi’kerib radiyallahu anhu’dan rivayete göre,Rasulullah sallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu:”Dikkat edin!Sizden biriniz koltuğuna kurulduğu halde benden bir hadis kendisine ulaşacak ta o kimse şöyle diyecek: Bizimle sizin aranızda Allah’ın kitabı var.Bu kitapta neyi helal olarak bulursak onu helal sayar haram olan hususları da haram kabul ederiz.Gerçekten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in haram kıldığı bir şey Allah’ın haram kıldığı gibidir.”(Tirmizi,İlim :2664;İbni Mace,Mukaddime:2; Darimi,Mukaddime 6 sahih)
Büyük tefsir âlimi İmam Kurtubi bu hadislerin anlaşıl¬masıyla ilgili bir iki ihtimali sıralar: “Bana Kur’ân ve benzeri verildi “sözünün iki anlamı vardır. İlki okunan zahiri vahiy (yani Kur’an), ikincisi, okunmayan gizli vahiy yani sünnet. Diğer bir ihtimal ise, Kur’ân okunan zahiri vahiy ve onun benzeri hükmünde kitapta bulunanları açıklama izni. Dolayısıyla Kur’ân’ın emirlerine uymak nasıl vacip ise sünnetin emirlerine de uymak vaciptir, sonucuna ulaşır.”(el-Kurtubi, el-Câmi li Ahkâmi’l-Kur’ân)
Sünnetin delil hüccet işaret eden benzeri hadisler oldukça fazladır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Kur’an ve sünnetin ehemmiyetini beraberce vurguladığı bir hadislerinde, “Size Al¬lah’ın kitabı ve Resulunun sünneti olmak üzere iki şey bıraktım. Onlara sıkı sıkı sarıldığınız müddetçe ebediyyen sapıklığa düşmez¬siniz” buyurur.”( Hâkim, el-Mustedrâk)
Aynı mealde bir başka hadisi de biraz daha uzunca Zeyd b. Erkam radiyallahu anh naklediyor: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Size, uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum. Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür. İlki, Allah’ın Kitabı’dır. Semâdan arza uzatılmış bir ip durumundadır. (Diğeri de) kendi neslim, Ehl-i Beytim’dir. Bu iki şey, cennette Kevser havuzunun başında bana gelip (hakkınızda bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Öyleyse bunlar hakkında, ardımdan bana nasıl uyacağınıza dikat ediniz.”( Tirmizİ, 3788 sahih)
Bu hadisde Mâlik rahimullah’ , Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Size iki şey bırakıyorum, bunlara sımsıkı sarıldığınız sürece asla doğru yoldan sapmazsınız. Bunlar Allah’ın Kitabı ve Nebinin sünnetidir.”( İmâm-ı Mâlik’in Muvatta’1604. Sahih)
Bir başka hadiste Ebû Musa el-Eş’ari’radiyallahu anh’nin nakline göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Benim benzerim ve beni kendisiyle Allah’ın (Nebisi olarak) gönderdiği şeyin benzeri şu kimsenin misali gibidir ki o bir kavme gelmiş ve ‘Ben şurada gözlerimle bir ordu gördüm. Ben çıplak bir korkutucuyum. Hemen kurtulmaya, hemen kaçmaya bakın!’ demiştir. Bu haber üzerine bir zümre ona itaat edip, sözünü tutarak bütün gece vakar içinde kaçıp kurtuldu. Bir zümre de onu yalanladı. Bunun üzerine sabahleyin ansızın ordu onları basıp hepsini öldürdü.”(Buhari 6482 sahih)
Pek çok hadiste de Rasululah sallallahu aleyhi ve sellem, kendisine itaati Allah’a itaatle denk saymıştır. Buhari’nin Ebu Hureyre radiyallahu anhnın kanalıyla tahric ettiği hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve selle “Diretenler dışında ümmetimin hepsi cennete girecektir. Kendilerine: ‘Direten kimdir ey Allah’ın Rasulu. denildiğinde: ‘Kim bana itaat ederse Allah’a itaat etmiş ve kim de bana isyan ederse Allah’a isyan etmiş olur.” buyurmuştur.”(Buhari‘7280 sahih)
Ebu Hüreyre’radiyallahu anh nin diğer bir riayetinde Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğu nakledilir: “Kim bana itaat ederse, muhakkak ki Allah’a itaat etmiştir. Kim de bana isyan ederse muhakkak ki Allah’a isyan etmiştir.”(Buhari 7137 sahih)
Sünnetine tabi olmanın nesiller boyu önemine dikkat çeken bir hadisde. Amr b. Avf el Müzenî radiyallahu anın’ babasından ve dedesinden rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurmuştur: “Kim benim sünnetlerimden bir sünneti diriltirse insanlar da o sünnetle amel ederlerse, o sünnetle amel edenlerin sevaplarının bir katı ve kendi sevabı da yine kendisine kendine verilir. Diğerlerinin sevaplarından da hiçbir şey eksiltilmez. Kim de dinde olmayan bir şeyi dindenmiş gibi göstererek ortaya çıkarsa, o bidatla amel edenlerin yüklenecekleri günahlardan hiçbir şey eksiltilmeksizin kendi günahıyla birlikte kendisine yükletilecektir.”(İbn Mece 209.Mukaddime Tirmizi 2675 sahih)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Kur’an ve Sünnetin önemine daima dikkat çekmiştir. Bir keresinde namaz kıldırdıktan sonra yaptığı, veda konuşmasına benzer bir vaazı İrbâd b. Sâriye radiyllahu anh aktarıyor: “Bir gün Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize namaz kıldırdı. Sonra yüzünü cemaate çevirerek çok beliğ, çok mânidar bir vaazda bulundu. Öyle ki dinleyenlerin gözleri yaşla, kalpleri de heyecanla doldu. Cemaatten biri: ‘Ey Allah’ın Rasulu, sanki bu, bir veda konuşmasıdır, bize ne tavsiye ediyorsunuz?’ dedi. ‘Size, buyurdu, Allah’a karşı takvada bulunmanızı, başınızda Habeşli bir köle olsa bile emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Zira sizden hayatta kalanlar benden sonra nice ihtilaflar görecek. Öyle ise size sünnetimi ve hidayet üzere olan Hulefâ-i Râşidîn’in sünnetini hatırlatırım; bunlara uyun ve sımsıkı sarılın. Sonradan çıkarılan şeylere karşı da son derece dikkatli ve uyanık olun. Zira (sünnette bulunana zıt olarak) her yeni çıkarılan şey bir bid’attır, her bid’at de dalalettir, sapıklıktır.”(Tirmizî (2678); Ebu Dâvud, 4607 sahih)
Bu hadisin Ebu Dâvud rivayetinin baş kısmında şu ziyâde vardır: “Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi.” Rivayetin gerisi Mikdam bin Madi Kerib radiyallahu anh’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet olunduğuna göre şöyle buyurmuştur :Dikkat: Bana Kur’an verildi. Kur’anla beraber Onun bir benzeri daha verildi. Dikkat yakında midesi tok, rahat koltuğunda oturan bir kimse şöyle der : Şu Kur’an a sıkı sarılın, Onda helâl olarak bulduğunuzu helâl sayın. Haram olarak bulduğunuzu da haram sayın, dikkat size ehli eşeklerin eti helâl değildir. Yırtıcı hayvanlardan, parçalayıcı dişi olanların eti helâl değildir. Kendileri ile aranızda anlaşma bulunan kimselerin yitirdiklerini almanız size helâl değildir. Ancak sahibinin ona ihtiyacı yoksa o zaman helâl olur. Bir kimse bir kavme misafir olarak inerse onu ağırlamaları gerekir. Eğer onu ağırlamazlarsa, o şahsın onları takip ederek ağırlamayana misilleme olarak cezalandırma misafir etmeme hakkı vardır.”(Ebu Davud 4604 sahih)
Rasululluh sallallahu aleyhi ve sellemden dersini tam alan sahabe sünnete tam riayet etmiştir. Onlar da sünnetin önemine dikkat çekmişlerdir. Örnek olarak bir iki tanesini nakledelim: Ömer İbnu’lHattâb rdiyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre o şöyle buyurmuştur: “Gecesi gündüz gibi olan çok aydınlık İslâm üzere terk edildiniz. Çöldeki bedevîlerin ve mahalle mekteplerindeki çocukların dini üzere olun. (Ayet ve hadisten öğretilenleri olduğu gibi takip edin, kendinizden katıp karıştırmadan taklid edin.”(Müsned 4:126 sahih)
İbnu Mes’ûd radiyallahu anh de şöyle der: “Bir yol takip etmek isteyen, bu yolu, ölmüş olanların yolundan seçsin. Zira hayatta olanların fitnesinden emin olunamaz. Ölmüş olanlar ise Nebi sallallahu aleyhi ve sellem‘in ashâbıdırlar. Onlar bu ümmetin en efdalidir. Kalpçe en temizleri, ilimce en derînleri, amelce en ihlâslıları yine onlardır. Allah Nebisi sallallahu aleyhi ve sellem‘in sohbeti ve dininin yerleşmesi için onları seçmiştir. Öyleyse sizler onların üstünlüğünü idrak edin, onların yolundan gidin, elinizden geldikçe onların ahlâkını ve yaşayış tarzlarını kendinize örnek kılın. Zira onlar en doğru yolda idiler.”( İbnu Abdilberr, Câmi’ul-Beyâni’l-İlm, sahih eser)
Bir başka zaman da İbn Mes’ud radiyallahu anh da şöyle demiştir: “Muhakkak ki, en güzel söz Allah’ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem‘in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılanıdır.”(Buhari 7277 sahih)
İmam Mâlik b. Enes rahimehullsh dedi ki: ”Sünnet Nuh’un gemisidir. Kim binerse kurtulur. Kim de ondan geri kalırsa, boğulup helâk olur.”
‎أخبرني غالب بن علي أخبرنا محمد بن الحسين أخبرنا محمد ابن المظفر الحافظ حدثنا الحسن بن أبي طيبة حدثنا أحمد بن صالح قال قال ابن وهب كان عند مالك بن أنس فذكرت السنة فقال مالك “السنة سفينة نوح من ركبها نجا ومن تخلف عنها غرق”
Bize Ğalib b. Ali haber verdi, bize Muhammed b. Huseyn haber verdi, bize Muhammed b. Muzaffer haber verdi, bize Huseyn b. Ebi Ti’be rivayet etti, bize Ahmed b. Salih rivayet etti dedi ki: İbn Vehb dedi ki: “Malik bin Enes rahimehullah’in yanındayken Sünnetten söz edilince dedi ki: ”Sünnet Nuh’un gemisidir. Kim binerse kurtulur. Kim de ondan geri kalırsa, boğulup helâk olur.”(Herevî, Zemmu’l Kelam ve Ehlihi;872)
Hadis inkarcılarının çıkmazlarından biriside uydurma rivayetleri alıp yanında sahihleride koyup hiçbir hadis usulune dayanmadan uydurma demeleridir. Halbuki Nebi sallallahu aleyhi ve sellem den gelen rivayetleri muhadisler sahih olan hadisleri zayifı ve uyduma rivatlerden ayırmışlardır tasnif etmişlerdir. Muhddisler hadisleri tasnif etmiş sahih ve hasen olalarak gelen hadisleri inkar edenlerin helak olacalarını söylemişlerdir, ve Zayıf ve uydumaları da kayıt altına almışlardır ve Nebi sallallahu aleyhi ve selleme nispet etmeye caiz olmadığını beyan etmişlerdir. Sofiler ise zayif ve uydurma rivayetleri Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin nispet etmiş islam akidesini tahrif olmasına ve insanları Tevhid ten yüz cevirmeye şirk olan ameller işlemeye sebep olmuşlardır.
Şeyh Salih el-Fevzan Allah onu korusun hadislerin komple inkar edene kafir demiştir.Hadis inkarcılarının durumu kafirlerin durumu gibidir. Çünkü Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’ iman etmemişlerdir. Birde Kuran’ın yarısına iman edip yarısını inkar etmişleridir. Rabbim bunların şerrinden bu ümmeti muhafaza etsin. Sünnetin dindeki ehemmiyetine dair hadisler, elbetteki bu kadarla sınırlı değildir. Örnek olması açısından naklettiğimiz bu hadislerle iktifa ediyoruz.” Allah Azze ve Celle’ye hamd,Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem’e O’nun ailesine ve ashabına salat ve selam olsun.” A Kadir GÖREN

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!