Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem den gelen sahih hadislerde ölmüş kemikleri çörümüşlerden medet uman onlara ve kendileri üzerine bina türbe yapmak onları kireçlemek ve üzerine yazı yazmak ilgili gelen hadisler ve tehdit nasları.

Buhari Sahih’inde İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayetine göre Nuh kavminin putlarının Araplara da geçtiğini haber vererek şöyle demiştir:

İbn Abbas radiyallahu anh dedi ki: Allah Teâlâ’nın “Lat ve Uzza” buyrukları hakkında şöyle dedi:  Lat hacılara sevik (kavrulmuş unu) yağa buluyan ( ve ikram eden) bir adamdı.”( Buhari 4858 sahih )

İbn Cerîr, Sufyân  Mansûr Mucahid senedi ile yer verdiği rivâyette Mucahid, Lât ve Uzza’yı gördünmü? (Necm,19) âyeti

İbn Cerir Taberi rahimehullah der ki: “Onlar Lat adını “Allah” adından türemişler ve böylelikle onun lafzı dan müennes bir lafız olduğu kastıyla putlarına Lat demişlerdi. Allah onların sözlediklerinden Büyük ve Yücedir. Onlar “el-Lat” lafzını sondaki te harfini şeddeli olarak okumuşlar ve bunu cahiliye döneminde hacılara seviki yağa bulaştıran bir adam olarak açıklayıp yorumlamışlardır. Bu kişi ölünce onun kabrinin yanı başında bekleyip durdular ve sonunda ona duâ edip ona ibadet ettikler.”(Taberi İbn Kesir sahih Eser)

Bureyde radiyallahu anh  derki:  “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ben size kabir ziyaret etmeyi yasaklamıştım. Artık mezarlari ziyaret edebilirsiniz…”(Müslim 2229 5154 Ebu Davud 3235 3698 Nesai Ah Musned 8987 sahih)

Mersed el Ganevi radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kabirlere doğru namaz kılmayın ve kabirlerin üzerine oturmayın.”(Müslim 2247 Ebu Davud 3229 Tirmizi 1050 1051 Nesai 759)

İbn Kesir rahimehullah der ki: “Putlara tapmanın aslı kabirler ve kabir ehli hakkında aşırıya  gitmeye dayanır ve Ne sallallahu aleyhi ve sellem kabirleri düzeltilmesi ve yıkılmasını yer seviyesine indirilmesini emrirmiştir. Beşer hakkında aşırıya gitmek de haramdır.”(El-Bidaye ve’n-Nihaye)

Ebu’l-Heyyac el-Esedi şöyle der: Ali radıyallahu anha bana: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in beni gönderdiği şey için seni göndereyim mi? Yok etmediğin bir put heykel, yerle bir etmediğin yüksek bir kabir bırakma.” (Müslim, 969; Ebu Davud, 3218; Tirmizi, 1049; Nesa, 2030; Sahih)

Sümame b. Şufey’den: Biz Fedale ile birlikte Rum topraklarından olan Rudos’da bulunuyorduk. Bir arkadaşımız vefat etti. Fedale b. Ubeyd radıyallahu anh kabrinin dümdüz edilmesini emrettikten sonra: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i kabirlerin dümdüz edilmesini emrederken dinledim, dedi.” (Müslim, 968; Ebu Davud, 3219; Nesai, 2029; Ahmed Müsned, 8845; 8846; Sahih)

Ebû İsa Tirmizi rahimehulllah Bu konuda Cabir b. Abdullah raradiyallahu anh dan hadis rivayet edilmiştir.

Tirmizi Ali radiyallahu anh hadisi hasendir. Bazı ilim adamları uygulaması bu hadisle yaparlar ve yer seviyesinden yukarı kaldırılmadını kerih görürler.

İmâm Şafii rahimehullah ise şöyle demiştir. Kabirlerin yer seviyesinden yüksek olmasını kerih görmüş ama çiğnenmemesi ve üzerine oturulmaması için kabir olduğu belli olacak kadar yükseltilmesi câizdir. demiştir.”(Tirmizi Cenaiz 56)

Aişe radıyallahu anh’dan: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ölümüne sebep olan hastalığı sırasında yüzüne bir bez parçası örtmeye başlamıştı. Nefesi daralınca bezi açtı ve şöyle dedi: Yahudi ve Hıristiyanlara Allah lanet etsin. Neblerinin kabirlerini mescid edindiler. Böylece ehli kitabın bu yaptıklarından sakındırıyordu. Böyle bir çekince olmasaydı kendi kabri de açıkta bırakılırdı. Ancak kabrinin mescid edinilmesinden endişe etmektedi.” (Buhari, 436; Müslim,531;Sahih)

Aişe radiyallahu dan Ummu seleme radiyallahu anha  Habeşistan da gördüğüm içinde suretler bulunan bir kiliseyi Rasulullah sallallahu aleyhi selem şöyle buyurdu; “onlar içlerinde sahih bir kişi veya bir kul öldüğü zaman onun kabrinin üzerine bir mescid inşa ederler ve o mescidin içine de onun resimlerini yaparlardı. Onlar Allah  katında en şerli yaratıklardır.”(Buhari, 427; Müslim, 528; Sahih)

Aişe radiyallahu Anha şöyle dedi: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem kalkamayıp vefatıyla neticelenen hastalığında şöyle buyurmuştur: “Allah Yahudi ve Hristiyanlara lanet etsin. Onlar Nebilerinin kabirlerini mescid edinmişlerdir. Aişe radiyallahu Anha şöyle dedi: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu sakındırması olmasaydı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kabri açıkta olurdu. Rasulullah sallallahu aleyhi  ve sellem kabrinin mescid edinilmesinden korkmuş ve ondan ümmetini sakındırmıştır.”(Buhari 4441 sahih)

Cundeb b. Abdillah radiyallâhu anh’dan; “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in vefat etmeden beş gün önce şunları söylerken işitmiştim: İçinizde bir Halilim  bulunmasından Allah’a sığınırım. Allah İbrahim’i Halil edindiği gibi beni de Halil edindi. Ümmetimden kendime bir Halil edinseydim Ebû Bekr’i Halil edinirdim. Dikkat edin! Sizden öncekiler Nebilerin kabirlerini mescid edinirlerdi. Dikkat edin, kabirleri mescid edinmeyin! Sizi bundan nehy ediyorum.”(Müslim, 532; Sahih)                           

Ebu Hureyre radıyallâhu anh şöyle dedi: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve Sellem

‘Ey Allah’ım! Kabrimi tapılan bir put yapma.

Nebilerinin kabirlerini mescid edinen kavme şiddetli öfke  duymaktadır.buyurdu.”(Malik 1/172, 85, Abdurrezzak 15916, Ahmed 2/246 sahih)

Hüseyin bin Ali radiyallahu Anhuma şöyle dedi:” Rasulullah sallallahu aleyhi ve Sellem “Kabrimi bayram yeri edinmeyin…’ buyurdu.”(Ebu Davud 2042, Ahmed 2/246 sahih)

Ebu Hureyre radiyallahu Anh şöyle dedi:” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem

‘Evlerinizi kabirler, kabrimi de bayram yeri edinmeyiniz. Her nerede olursanız, oradan bana selam gönderiniz; sizin selamınız bana ulaştırılır’ buyurdu.”(Ebu Davud 2042, Ahmed 2/367 sahih)

Zeyd bin Eslem radiyallahu Anh şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Ey Allah’ım! Kabrimi kendisine namaz kılınan bir put yapma! Nebilerinin kabirlerini mescidler edinen kavme Allah’ın gazabı şiddetlenir’ buyurdu.”(İbn Ebi Şeybe 2/269 sahih)

Aişe radiyallahu Anha şöyle dedi: “Ümmü Seleme radiyallahu Anha Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e Habeşistan gördüğü bir kiliseyi zikretti. O kiliseye Mariye deniliyordu. Ümmü Seleme radiyallahu Anha o kilisede gördüğü resimleri anlattı.

Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem  “Onlar öyle bir toplum ki; içlerinde salih bir kul veya salih bir kimse öldüğünde onun kabri üzere mescid inşa ederler. Onun resimleri de oraya yaparlar. İşte onlar Allah-u Teâlâ katında mahlûkatın en şerlileridir’ buyurdu.”(Buhari 427, Müslim 528/16, İbni Ebi Şeybe 3/225, Nesei 702, Ahmed 6/51 sahih)

İbn Mesud radiyallahu anha dan merfu olarak şöyle rivayet edilmiştir: “Kendileri hayatta bulunup da Kıyametin koptuğu zamana yetişen kimseler ve Kabirleri mescid edinenler insanların en şerlileridirler.”( İbn Huzeyme 789 Ahmed Musned, Hasen)

Ebu Mersed el-Ganevi radiyallahu anh şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem” Kabirlerin üzerine oturmayınız ve onlara doğru namaz kılmayınız’ buyurdu.”(Müslim 972/97, 98, Ebu Davud 3229, Nesei 759, Tirmizi 1050, Ahmed 4/135 sahih)

Tirmizi’den gelen rivayette; Ebu Hureyre radıyallahuanh’dan; Nebi sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu; “Çokça mezarlıkları ziyareteden kadınlar lanetlenmiştir.” (Tirmizi, İbn Mace, 1576; Ahmed Müsned, 8997; Sahih)

Aşırılık edenler helak olmuştut nitekim sahihte gecen hadiste; Ömer radiyallahu anh dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyurdu. .”Hıristiyanlar Meryem oğlu İsa  hakkında aşırı gittikleri gibi siz beni överken aşırı gitmeyin. Ben sadece bir kulum. Benim için Allah’ın kulu ve Rasulu deyin.”(Buhari, 3445: 6830: Sahih)      

Abdullah İbn Mesud radiyallahu anha dan  Rasulullah sallallahu ve sellem şöyle buyurmuştur: “İnce eleyip sık dokuyanlar aşırılık helak oldular bunu üç kere tekrarlamıştır.”(Muslim İlim Sahih )

Ömer radiyallahu anha dan: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:”Aşırılıktan şiddetle sakının. Çünkü sizden öncekiler sadece aşırılıktan dolayı helak oldular.”(Ahmed Musned, İbnu Mace, 1008: Sahih )

Cabir radiyallahu  anh şöyle dedi: “Rasûlullah sallallahu Aleyhi ve sellem kabrin alçı ile sıvanmasını, üzerine oturulmasını, üzerine bina yapılmasını yahut üzerine toprak ilave edilmesini yahut üzerine yazı yazılmasını yasaklamıştır.”(Müslim Cenâiz 94 Ebu Davud 3226 Nesei 2026 2027  Tirmizi 1052 sahih)

Bunlardan Ebu Saîd’in şu hadisini zikredebiliriz. Rasûlullah sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Sizleri kabir ziyaretinden men etmiştim. Şimdi kim ziyaret etmek isterse ziyaret etsin. Boş söz söylemeyin.”(Bu hadisi imam Ahmed ve Nesâi rivayet etmiştir. Müslim 977 sahih)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin kabir ziyaretinde meşru kıldığı; ahireti hatırlama, ölünün durumundan ibret ve öğüt almak ve de ölü için duada bulunarak ona ihsanda bulunmaktır. Ziyarette bulunan kimse böylece hem kendine hem de mevtaya bir iyilik yapmış olur. Ancak o bidatçılar bunu altüst ederek dinde yer alanın aksini yapmış; ziyaretten maksadı, ölüyü ziyareti (Allah’a ortak) şirk kılmaya getirmiş ve  kabir ve türbelerden defin edilmiş ve ölmüş kemikleri çörümüşlerden istemeye, ihtiyaçlar için ölülere yalvarmaya, başlamışlardır, Onlardan bereket ümit etmişlerdir. Halbuki böyle yapmakla hem kendilerine hem de ölüye kötülük ederler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şirke düşülme tehlikesi yüzünden ilk zamanlarda kabir ziyaretini mutlak surette yasaklamıştı, Çünkü onlar küfürden henüz çıkmışlardı. Tevhid inancı kalplerinde iyice yerleştiği zaman da kabirlerin ziyaret edilmesine izin vermiş ve bundaki yararları bildirmiştir Nebi  sallallahu aleyhi ve sellem.Yerine göre anlatarak veya uygulayarak onlara ziyaretin nasıl yapılacağını öğretmiştir. Bunu birçok hadiste görebiliriz. Şimdi kabir ziyareti ve Rasûlullah sallahu aleyhi ve sellem bunun nasıl yapılacağını öğretmesiyle ilgili bazı hadislere yer verelim:

 Ayşe radiyallahu anhuma Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem söyle dua ederdi:”Bu diyarın mümin ve Müslüman sakinleri, Selam sizin üzerinize olsun. Biz de Allah’ın izniyle size kavuşacağız. Allah’dan bizim ve sizin için afiyet dilerim.”(Müslim-974)(CenaizBab35)

Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve ssellem kabristana girerken Fatih İhlas veya Yasin süresini okumayı bize sünnet kılmamş bunun yapılması sünnete bir aslıda yoktur.

Küçük veya büyük şirkin herhangi bir türüne düşülmemesi için şeriat sahibi Allah azze ve celle tarafından kabirlerin mescid edilmesini neyh edilmiştir.Allah Rasulu sallahu aleyhi ve ssellem hayırlı bir iş yapacağı zaman istihare yapıp ihtiyacını Allah azze ve celleden istememizi emrediyor. Yoksa bir Salih kişinin kabrine gidip bana rızık ver , bana şefaat et , beni dardan kurtar , benim bu işimi ıslah et , yahut da bana çocuk ver , yahut da bana hayırlı bir iş ver, yahut da kabrin başına gidip kabirde yatana seslenip bizim için Allah ‘a dua ette yağmur yağsın , yahut da bize dua ette düşmandan kurtulalım , yada dara düşündüğünde medet ya gavs bize imdat eyle dua edip yalvarmak, veya bizi idrak  et   bize medet eyle ey  Allhın rasulu diye duay edip beşere sığınmak medet ummak büyük şirktir Allah-u Subhanehu bizi bunlardan muhafaza eylesin.

İbn Abbas radiyallahu anh Nebi  sallallahu aleyhi ve ssellem den şöyle rivayet eder:’’ Ben terekesindeydim , buyurdularki :Ey oğul ! Sana bazı kelimler öğreteceğim : Allah’ı koru ki O da seni korusun . Allah’ı koru ki onu karşında (yanında) bulasın . İstediğin zaman Allah’tan iste .Yardım dileyeceğin zaman Allah’tan dile .

Şunu iyi bil ki eğer bütün insanlar bir konuda sana faydalı olmak için bir araya gelseler , Allah’ın senin lehine yazmış olduğu dışında bir fayda vermezler. Yine eğer sana bir konuda zarar vermek için toplanacak olsalar , Allah’ın senin aleyhine yazmış olduğu dışında bir zarar veremezler .(çünkü ) kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.’’(Tirmizi 2516 Ahmed  Müsned sahih)

Cabir İbn Abdullah radiyallahu anh şöyle demiştir: ” Nebi sallallah ualeyhi ve ssellem istihareyi Kur’an’dan bir sure gibi öğretirdi. Şöyle derdi “Birşey yapmak istediğinizde iki rekat namaz kılın. Sonra şöyle dua edin “Allahım! İlmine sığınıp hakkımda hayırlı olanı senden diliyorum. Kudretine sığınıp senden güç istiyorum. Senin yüce fazlından niyaz ediyorum. Çünkü sen güçlüsün ben değilim. Sen bilirsin ben bilmem. Sen bütün gayblardan haberdarsın. Allahım! Eğer yapmak istediğim şey dinim hayatım ve ahretim için hayırlı ise onu benim için takdir et. Eğer dinim hayatım ve ahretim için kötü ise onu benden beni de ondan uzak eyle. Hakkımda hayır neyse her zaman onu nasip eyle. Sonra da beni takdir ettiğinden razı et. Daha sonrada ihtiyacınız neyse onu söyleyin.”(Buhari 6382 sahih)

Küçük şirke delil hadisler:Küçük şirk sahibini ebedi cehennemde bırakmaz. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem küçük şirki bile men etmiştir.  Sahabeden Allah’ın Nebisine Allah ve sen dilersen dediği zaman   Nebi sallallahu aleyhi ve sellem sen beni Allah’a ortak mı ettin sadece Allah dilerse deyin demiştir. Yahut ta Allah diler sonra sen dilersen sözünü söylemiştir. Şu andaki toplumumuzda bir hoca diyor ki Rasulullah sallallahu aleyhi ve sselm kabrinde öyle bir diridir ki bütün melekler insanlar cinler hayatını ondan alırlar, bu şahsın bu dediği şey büyük Şirk ve küfürdür, Sahibini ebedi cehenneme sokar. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ilahlaştırmaktır. Bu da büyük bu şirk ve küfüdür.Çünkü bütün canlılara hayat veren Allah’tır.”Allah: O’ndan başka ilah yoktur,diridir.kendi zatıyla kaimdir.”(Bakara-255)

Kuteyle [Kuteyle binti Sayfî el-Cüheniyye el-Ensâriyye radiyallâhu anha dan gelen rivayet şöyledir:

“Bir yahudi, Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelip; “Siz şirk koşuyorsunuz; ‘Allah ve sen dilediniz,’ diyorsunuz dedi ve yıne’Kabe’ye andolsun’ diyorsunuz,” dedi. Bunun üzerine Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem (ashabına) yemin edeceklerinde ‘Rabbu ‘l-Kâ ‘be’ (Kâ ‘be ‘nin Rabbi ‘ne andolsun) diye yemin etmelerini  ve söylediklerinde ‘Önce Allah diledi, sonra da sen diledin’ demelerini emretti.”(Ahmet Musnet Nesâî) 

İbn-i Abbas radiyalluanh anlatıyor: Bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:”Allah’ın dilediği ve senin dilediğin” deyince Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Sen Allah’a şirk koştun. Allah tek başına dile de.”(Buhari Edelbul.müfret 804 sahih)

İbn Abbas radiyallahu anh dan rivayete göre, şöyle demiştir: “Rasulullah sallallah aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz, yemin ettiği zaman, Allah’ın dilediği ve senin dilediğin şekilde demesin. Fakat Allah’ın dilediği sonra da senin istediğin gibi” desin.” (İbn Mâce 2118 sahih)

Huzeyfe b. Yemân radiyallahu anh’dan rivayete göre, Müslümanlardan bir kimse rüyasında, ehli kitabtan biriyle karşılaşmış ve o adam Müslüman kimseye: “Allah’a ortak koşmazsanız siz Müslümanlar ne güzel kimselersiniz Çünkü siz, Allah’ın dilediği ve Muhammed’in dilediği diyorsunuz” demiş. Müslüman adam da rüyasını Neni sallallahu aleyhi ve sellem’e anlatmış. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Vallahi bilmiş olun ki sizlerin bu kelimeyi kullandığınızı bilmiyordum. Dolayısıyla bundan sonra “Allah’ın dilediği sonra da Muhammed’in dilediği gibi deyiniz” buyurmuştur.”(Müsned 19773 İbn Mace 2118 sahih)

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bu hadislerinde küçük şirk olmasına rağmen ümmetini men etmiştir.  Nebi sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettikten sonra ondan yardım dilemek ona sığınmak dara düştürğümüzde ondan medet dilemek büyük şirktir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem büyük şirktende küçük şirktende sakınmıştır.

Allahu Subhanehu bizleri kendisinden başkasına ibadet etmememizi , sevgi , korku, tevekkül , inabe , tevbe , şükür , hamd ,namaz , oruç, hac, zekat, kurban , dua bütün ibadetlerin türünü Allah’ a yapmamızı emreder. İbadetin tanımıda : Allah’ın emrettiği sevdiği ve razı olduğu zahiri veya batıni bütün amellerdir.” Allah u Subhanehu bizi buna muvaffak kılsın . Alemlerin Rabbi olan Allah ‘a Hamd olsun.

A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!