Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

İMAM BUHARİ’RAHİMULLAH ALLAH’AZZE VE CELLE’NIN: “EY İMAN EDENLER! ALLAHTAN SAKININ VE SÂDIKLARLA BERABER OLUN.”( TEVBE119) BUYRUĞU VE YALANIN NEHYEDİLDİĞİ BABİ69.

Abdullah radıyallâhu anh’dan rivayete göre; “Nebi’sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Şüphesiz sıdk (doğruluk) iyiliğe götürür. Şüphesiz iyilik de cennete götürür. Gerçek şu ki, kişi doğru söyleyip durdukça sonunda sıddîk olur.Muhakkak yalan da günaha götürür. Günah da ateşe götürür. Şüphe yok ki kişiyalan söyleyip durdukça sonunda Allah’ın yanında da çok yalancı diye yazılır.”(Buhari 6094 sahih)

Ebû Hureyre’den rivayete göre; “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Münafıkın alâmeti üçtür: Konuşursa yalan söyler, söz verirse sözünde durmaz, ona bir emanet verilirse hainlik eder.”(Buhari 6095 sahih)

Ebu Hüreyre’radiyallahu anh, Rasulullah’sallallahu aleyhi ve sellem’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiş¬tir:”İki yüzlü kimsenin sadık (güvenilir) olması mümkün değildir.”(Muslim. Bir, 85. Buhari Edebu’l-Murfet 316 Sahih)

Semura İbn Cündüb radıyallâhu anh’dan, dedi ki: “Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Bana iki adamın geldiğini (rüyamda) gördüm.(Sonra bana) dediler ki: Ağzının parçalanmakta olduğunu gördüğün o kişi var ya, o çok yalancı birisidir. Bir yalan söyler, sonra o yalan söz ondan alınıp sonunda ufuklara ulaşır. İşte buna kıyamet gününe kadar böyle yapılacaktır.”(Buhari 6096 sahih)

İbnu’t-Tîn dedi ki: Allah’azze ve celle’ın: “Doğrularla beraber olun” buyruğu hak¬kında görüş ayrılığı vardır. Onlar gibi olun, anlamında olduğu söylendiği gibi, onlardan olun, diye de açıklanmıştır.
Derim ki: Zannederim musannif (Buhari) âyeti zikretmek suretiyle Ka’b İbn Malik’radiyallahu anh’a kıssasına ve onun doğru sözlü oluşunun onu âyet-i kerimede zikredilen hayra ulaştırmış olduğuna işaret etmek istemiştir. Oysa bundan önce, bilinen süre boyunca Müslümanlar onunla konuşmayı terk etmişlerdi ve nihayet yer bü¬tün genişliğine rağmen ona dar gelmişti. Daha sonra Allah,azze ve celle onun tevbesini kabul etmek suretiyle ona lütufta bulunmuştu. Ka’b’ın kendisi de başından geçen bu olay ile ilgili olarak şunları söylemiştir: ” Allah’azzeve celle’ın beni İslâm’a hidâyet etmesinden sonra bana göre doğru söylememden daha büyük bir nimet ihsan etmiş değildir. Eğer ben yalan söylemiş olsaydım, yalan söyleyen diğerleri gibi helak olacaktım.”
Beyhaki Şuabu’l-İman’da sahih bir senedle Ebû Bekir es-Sıddîk’radiyallahu’anh dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Yalan, imandan uzak durur.” el-Bezzar da Sa’d İbn Ebi Vakkas’radiyallahu anh’dan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem merfu olarak şu hadisi rivayet etmektedir: “Mümin kimsenin tabiatında hainlik ve yalan söylemek dışında her bir şey görü¬lebilir.” Hadisin senedi kavidir.
Nevevî dedi ki: İlim adamları şöyle demişlerdir: Hadis-i şerifte doğrunun araştırılması yani doğruyu kastedip ona gereken önemin verilmesi teşvik edil¬mekte, yalan söylemekten, yalan söyleme hususunda işi gevşek tutmaktan da sakındırılmaktadır. Çünkü kişi yalan söylemekte işi gevşek tutacak olursa çokça yalan söyler ve yalancı olarak tanınır.”( İbn Haecer Fetful Bari)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!