Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Kâfir olanların amelleri ise susuz kimselerin su sandığı dümdüz çöldeki bir serap gibidir. Nihayet ona yaklaşınca onun bir şey olmadığını görür. Hâlbuki kendisi yanında Allah’ı bulmuştur. O da hemen onun hesabını ona tamamen öder. Allah hesabı çok çabuk görendir.” (Nur/39)

Bu iki örneğin birincisi küfürlerine başkalarını davet edip, propagandasını yapan kâfirler hakkındadır. Bunlar kendilerinin amel ve inançları ile doğru bir paya sahip olduklarını zannederler. Hakikatte ise gerçek adına hiçbir şeye sahip değildirler. Onların bu husustaki misalleri uzaktan koskoca bir deniz gibi yeryüzünün oldukça geniş ve düzlük bir yerinde görülen serabı andırmaktadır. Serap, böyle düzlük yerlerde gün ortasından sonra görülür. Gündüzün ilk vakitlerinde görülene de “âl” denilir, gök ile yer arasında su var gibi görülür. Suya ihtiyacı olan bir kimse serabı gördüğü vakit onu su zanneder ve ondan içmek üzere ona doğru gider. Onun yanına vardığı sırada ise “onun bir şey olmadığını görür.” İşte kâfir de kendisinin bir amelde bulunmuş olduğunu ve bir şeyler kazanmış olduğunu zanneder. Kıyamet gününde Allah’ın huzuruna varıp da o amellerinden ötürü Allah onu hesaba çekip, işlediklerinden dolayı inceden inceye onunla tartışılacağı vakit kabul edilmiş hiçbir amelinin bulunmadığını görür. Ya ihlâsı bulunmadığından dolayı yahut şeriatın yolunu izleyerek amel etmediğinden dolayı. Nitekim yüce Allah bir başka yerde: “İşledikleri amellerinin önüne geçip onu havaya saçılmış toz zerreleri yaparız” (Furkan, 23) buyurmaktadır. Burada da yüce Rabbimiz: “Hâlbuki kendisi (amelinin) yanında Allah’ı bulmuştur. O da hemen onun hesabını ona tamamen öder. Allah hesabı çok çabuk görendir.”İbn Kesir
Buhari ve Müslim’in Sahihlerinde rivayet edildiğine göre kıyamet gününde Yahudilere: Sizler neye ibadet ediyordunuz denilir, onlar: Biz Allah’ın oğlu Uzeyr’e ibadet ediyorduk, diyecekler. Onlara: Siz yalan söylediniz. Allah hiçbir evlat edinmemiştir. Peki ne bekliyorsunuz, denilecek. Onlar, Rabbimiz, susadık bize içecek su ver diyecekler, onlara: Görmüyor musunuz denilecek ve birbirini adeta yiyip bitiren cehennem ateşi onlara bir serap gibi görünecek, derhal oraya koşuşacaklar ve birbiri arkasına onun içine düşecekler.”(Buhari. 4581; Müslim)

“Yahut (küfredenlerin amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. Onu bir dalga örter, onu da üstünden (başka) bir dalga kaplar. Onların üzerinde ise bulutlar vardır. Birbiri üstünde karanlıklar. Elini çıkarsa neredeyse onu dahi göremeyecektir.(işte böyle bir durumda) Allah kime nur vermemişse onun nuru olmaz.”(Nur/40)

Bu ise  Allah’Teala’ın katmerli cehalet içerisinde olanlar için vermiş olduğu bir örnektir ama sade cahil olan, nispeten kafasını çalıştırmayan, küfrün önderlerinin taklitçisi, akletmeyen sağır ve dilsizlere gelince, onların misali de  Allah’Teala’ın şu buyruğunda dile getirildiği gibidir: “Yahut derin bir denizdeki” -Katade de “luccî” kelimesini derin diye açıklamıştır.- “Karanlıklar gibidir. Onu bir dalga örter, onu da üstünden (başka) bir dalga kaplar. Onların üzerinde ise bulutlar vardır. Birbiri üstünde karanlıklar. Elini çıkarsa neredeyse onu dahi göremeyecektir.” Aşırı karanlıktan ötürü onu dahi hemen hemen göremez. Kendisini bir yerlere götürenlerin durumunu bilmeyen, nereye gittiğinin farkında olmayan, önünden gidenlerin halini de bilmeyen taklitçi, sıradan, cahil kâfirin kalbinin misali de işte budur. Hatta böyle birisinin durumu şu örnekteki gibidir: Bilgisiz bir kimseye: Nereye gidiyorsun, denilir. O, onlarla birlikte der. Peki onlar nereye gidiyor diye sorulursa, o bilgisiz, bilmiyorum der.”(ibn Kesir)

Ubeyy b. Ka’b radiyalahu anh da  Allah’Teala’ın: “Birbiri üstüne karanlıklar” buyruğu hakkında şunları öylemektedir: İşte o kişi beş karanlık içerisinde gider gelir. Konuşması karanlık, ameli karanlık, girdiği yer karanlık, çıktığı yer karanlık, kıyamet gününde ise varacağı yer de karanlıklar yani cehennem ateşi olacaktır.”(İbn Kesir sahih Eser)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!