Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

İmâm Ahmed b. Hanbel rahimehullah derki:
والإيمانُ قولٌ وعملٌ  يزيدُ  وينقصُ  كما جاء في الخبر   أكملُ المؤمنين إيماناً أحسنهم خلقاً 
و مَن تركَ الصلاةَ فقد كَفَرَ
وليس من الأعمالِ  شيءٌ تَركْه كُفرٌ إلاَّ الصَّلاة من تركها فهو كافِرٌ  وقد أحلَّ اللّٰهُ قتلَه
İman söz ve ameldir. Artar ve azalır. Nitekim haberde şu varid olmuştur: “Mü’minler arasında imanı en tam olan kimse onlar arasında ahlakı güzel en güzel olan kimsedir.”
“Kim namazı terk ederse kafir olur. Ameller arasında namazın dışında terki küfür olan bir amel yoktur. Kim namazı terk ederse kafir olur. Allah Teâlâ katlini helal kılmıştır.”(أصول السنة)

İmâm Buhari rahimehullah’ın hocası: Ali İbnu’l el Medini rahimehullah’ der ki: 
والإيمان قول وعمل على سنة وإصابة ونية وألإيمان يزيد وينقص واكمل المؤ منين ٱيما نا أحسنهم خلقاً
İman söz ve sünnet isabet, niyet üzere ameldir.
İman artar ve azalır. Müminler arasında imanı en güzeli kimse onlar arasında ahlakı en güzel kimsedir.”
١٤– وتركُ  الصلاةِ كفرٌ ليس شيءٌ   مِن الأعمالِ  تَركُه  كُفرٌ إلاَّ الصَّلاةَ  مَن  تركها فهو كافِرٌ قد حَلَّ  قَتله.
“Namazı terk etmek küfürdür. Namaz dışında terki küfür olan bir amel yoktur. Namazı terk eden kimse kafirdir. Katli helaldir.”(Lalekai)

Ali İbnu’l el Medini rahimehullah derki:
ومن مات من أهل القبلة موحدا مصليا صلينا عله واستغفر نا له ولا نحجب ولا ندع الصلاة عليه لذنب صغير أم كبير أمره الى الله
“Kible ehlinden muvahhid (Tevhid ehli) ve namazı kılar halde ölen herkesin cenaze namazını kılarız. Onun için bağışlama dileriz küçük veya büyük bir günahtan dolayı onu istiğardan mahrum bırakmayız, onun cenaze namazını kılmayı terk etmeyiz. İşi ise Allah Tealaya kalmıştır.”(Lalekai)
الجامع في عقائد ورسائل اهل السنة والأثر

Süfyan bin Uyeyne rahimehullah şöyle der: “İman söz ve ameldir. Biz onu kendimizden öncekilerden söz ve ameldir diye öğrendik. Amelsiz söz olmaz.” (Âcurri, Kitâbu’ş-Şeria, 2/604 (239)

Süfyan Sevri رحمه الله der ki; Ehli Sünnet der ki; İman, söz ve ameldir. İnsanlar kendilerini tezkiye ederler endişesinden dolayı hiçbir amel imansız geçerli değildir ve iman da amelsiz geçerli değildir. Eğer bir kimse şöyle dese, bu konuda imamın kimdir? Süfyan Sevri’dir de.”(el-Lâlâkaî, Şerhu Usuli İ’tikadi Ehlis-Sünne,1510)

İbrahim b. el-Mugira şöyle dedi: Sufyan es-Sevrî’ rahimehullah a “iman sadece sözdür, amel değildir” diyen bir kimsenin arkasında namaz kılayım mı?” diye sordum, o da: “Hayır! bu kimsenin bir değeri yoktur” diye cevap verdi. (el-Hilye 7/27)

İmam Şafii rahimehullah şöyle demiştir: “Rafizi’nin, Kaderiye mensubunun ve Mürcie’den olan kimselerin arkasında namaz kılma!” (Zehebi Siyeru A’lam 10/31)

İmam Şafii rahimehullah dedi ki; Kim iman sözden ibrettir derse o murciedir Murcie den bir kimsenin arkasında namaz kılınmaz.”(Zehebi Siyeru A’lam c;10s;30)

Sehl b. Abdullah et-Tusterî, imanın ne olduğu sorulduğunda şöyle demiştir: “İman; söz, niyet, amel ve sünnettir.
Çünkü iman, amelsiz söz olursa küfür olur.
Niyetsiz söz ve amel olursa münafıklık olur.
Sünnete uygun olmayan söz, amel ve niyet olursa o zaman da bid’at olur.”
(İbn Batta, el-İbane, 2/814 (1116)

İmam Ebu Zur‘a er-Razî şöyle der: “Bize göre iman, söz ve ameldir; artar ve eksilir. Kim bunun dışında bir şey söylerse o bid’atçidir, Mürciî’dir.”(İbn Receb el-Hanbelî, Tabakatu’l-Hanabile, 1/203)

İshak İbn Rahuye rahimehullah (238) derki:
الا يمان قول وعمل يزيد وينقص حتى لا يبقى منه شيء
İman söz ve ameldir. Artar ve kendindisinden bir şey kalmayacak kadar azalır.” (El-Kevsec – El-Mesail (303)

واقول انا مؤمن أنشاء الله
“Ben inşaAllah müminim” derim.” (Hallal, es-Sunne el-Kevsec el-Mesail (3351)

من قال انا مؤمن فهو مرجئ ولا يصلى خافه
“Kim ben müminim” derse, irca ehlidir arkasında da namaz kılınmaz.” (Masail Harb)

من قال انا مؤمن حقا فهو كفر حقا
“Kim Ben hakiki bir müminim derse hakiki bir kâfir ol olmuştur.”  (Harb s-Sunne, Hallal es-Sunne)

وفي السنة للخلال قال أحمد بن حنبل لا يعجبنا ان نقول  مؤمن حقا ولا نكفر من قاله
Hallal’ın Sunne adlı eserinde rivayet edildiğine göre İmam Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) şöyle demiştir: “Ben hakiki müminim demek hoşumuza gitmez, böyle diyeni de tekfir etmeyiz.
(Hallal es-Sunne)

ومن قال الايان قول بلا عمل فهو مرجئ
Kim, -İman amel olmaksızın sözdür- derse, irca ehlidir.” (Harb, es-Sunne)

ولا يصلى خلف المرجئة
Mürcie’nin arkasında namaz kılınmaz. “
(Harb, es-Sunne)

ومن قال اليوم الكلمة فقط من غير نطق فهو جهمي
“Kim bugün iman konuşma söz konusu olmaksızın sözdür” derse cehmidir.”
(Harb es-Sunne)

قال أحمد سئل احمد عن اسحاق فقال مثل إسحاق لا يسأل عنه إسحاق عندنا امإم
İmam Ahmed rahimehullah şöyle demiştir: Ahmed’e ishak hakkında soruldu. Bunun üzerine o şöyle dedi: İshak gibisi sorulurmu?  O bizim yanımızda/nezdimizde bir imamıdır.”
اجامع في عقائد ورسائل اهل السنةولأثر

Harb bin İsmaîl el-Kirmânî rahimehullah mesailinde şöyle der:
Bu ilim imamları, eser ashabı, Nebî’nin sallallahu aleyhi ve sellem ashabından bu günümüze kadar sünnetle bilinen, sünnet hususunda kendilerine uyulan ehli sünnetin mezhebidir. Irak, hicaz, şam ve başkalarından kime yetiştiysem hepsi bu görüş üzereydi. Kim bu görüşlerden birşeye muhalefet eder, taan eder veya onu söyleyeni ayıplarsa, işte o, kişi muhalif, bid’âtçı, cemaatten çıkmış, sünnet menhecinden ve hakk yolundan ayrılmıştır. Bu Ahmed’in, İshak bin İbrahim bin Mahled’in, Abdullah bin Zübeyr el-Humeydi’nin, Sâîd bin Mansur’un ve meclislerinde oturup, kendilerinden ilim aldığımız kimselerin mezhebidir. Onların sözlerinden şu vardı: İman: söz, amel, niyet ve  sünnete temessük etmektir.”(Şerhu’sunne)

Hasan-ı Basri rahimehullah der ki: “İman süsten ve temenniden ibaret değildir. Ancak iman; kalplerde yerleşen ve amellerle doğrulanıp desteklenendir. Kim hayır söyleyip, hayır amel işlemezse, iman iddiası ondan kabul olunmaz.” (Fethul-Mecid)

imân kelimesi lügatte iki manaya gelir. Bunlardan birincisi “emniyettir.” Emniyet: “Güven vermek, güven içinde olmak” demek olup, korkunun zıddıdır. İkinci manası ise “tasdiktir.” Tasdik: “Doğrulama ve onaylama” demek olup, yalanlamanın zıddıdır. İslâmi Istılahatta ise: “İmân: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah’u Teâla’dan getirdiklerini kalb ile tasdik yani kabul etmek, bunları dil ile ikrar etmek yani söylemek ve gerektirdikleriyle amel etmektir.” (“Emin” Maddesi Firüzabädi,el-Kamüsu’l-Muhit ibn Manzür, Lisanu’l-Arab; Cevheri, es-Sihah)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!