Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün Nebilere olsun. Bundan sonra;

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine nasıl ibadet edeceğini öğretmiştir. Dua da büyük bir ibadettir ve nasıl dua edilmesi gerektiğini de ashabına öğretmiştir. Ashabtan da bize sahih olarak gelmiştir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bir kimse hakkında gıyabında dua ettiği zaman, yahut cenaze namazında, savaşta, yağmur duasında, istihare duasında ve bütün dualarında kesin bir şekilde Allah azze ve celle’ye dua etmiştir. Dua ederken istisna yapmamıştır. Yani hiç bir duasında inşallah bağışla, inşallah bunlara merhamet et dememiştir. Hiç bir zaman dilersen şeklinde bir söz ile de dua etmemiştir. Mesela savaşta “Ey Rabbimiz sen bizi bu savaşta helak edersen, yeryüzünde sana ibadet edecek kimse kalmaz.” Nebi sallallahu aleyhi ve sellem namazda da kesin bir şekilde dua ederdi. “Allahım! Kabir azabından, cehennem azabından, hayat ve ölüm fitnesinden, Mesih Deccal’ın fitnesinin şerrinden sana sığınırım.” Yani Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Allah azze ve celle’ye her duasında kesin bir sözle, azimli ve ısrarlı bir şekilde dua ederdi. Müslüman temenni olarak inşallah kelimesini kullanabilir. Mesela İnşallah şehittir, İnşallah cennetliktir vs. gibi cümleleri sadece temenni olarak kullanabilir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ölen ashabı için cenazede kesin bir sözle dua etmiştir. Bununla ilgili gelen rivayetler aşağıdaki gibidir.
Müslim’den gelen bir rivayette; Ebû Abdurrahman Avf b. Mâlik radiyallahu anh’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, bir cenaze namazı kılmıştı. Dua ederken söylediklerinden şunları ezberimde tuttum: “Allah’ım! Onu bağışla ve ona rahmet et. Ona esenlik ver ve onu affet. Onu ikrama mazhar eyle. Gireceği yeri (kabrini) genişlet. Onu(n günahlarını) su, kar ve buzla yıka. Bembeyaz bir elbiseden kiri temizler gibi onun hatalarını temizle. Ona (dünyadaki) evinden daha hayırlı bir ev, ailesinden daha hayırlı bir aile, eşinden daha hayırlı bir eş ver ve onu cennete koy. Onu kabir ve cehennem azabından koru.” (Ravi devamla şöyle diyor:) Öyle ki (duyduğum bu güzel dualardan dolayı) o ölünün yerinde ben olmayı temenni ettim.” (Müslim, 963;)
Ebu Davud’dan ve Tirmizi’den gelen bir rivayette; Ebû Hureyre, Ebû Katâde ve Ebû İbrahim el-Eşhelî -sahabî olan babasından- radiyallahu anhum, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in bir cenaze namazını kılarken şöyle dua ettiğini rivayet etmişlerdir: “Allah’ım! Dirilerimizi ve ölülerimizi, küçüklerimizi ve büyüklerimizi, erkeklerimizi ve kadınlarımızı, burada bulunanlarımızı ve bulunmayanlarımızı bağışla. Allah’ım! Bizden hayatta bıraktıklarını İslam üzere yaşat, canlarını aldıklarını da iman üzere öldür. Bizi bu cenazede bulunmanın sevabından mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme.” (Ahmed, Müsned 2/306; Ebu Davud, 3201; Tirmizi, 1024; İbni Mace, 1498;)
Ebu Davud’dan gelen bir rivayette; Yine Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ue sellem bir cenaze namazında şöyle dua etmiştir: “Allah’ım! Bu cenazenin Rabbi Sensin. Onu Sen yarattın ve İslam’a Sen hidayet ettin. Onun ruhunu da Sen aldın. Onun gizli ve açık hallerini en iyi bilen Sensin. Biz, ona (hayırla şahitlikte bulunup) şefaatçi olmaya geldik. Onu bağışla.” (Ebu Davud, 3200;)
Yukarıdaki konu ile ilgili bir soru ve cevabı: Allah’ın dilemesine bağlanması gereken şeylerle Allah’ın dilemesine bağlanması gerekmeyen şeyler nelerdir? (Yani hangi şeylerde inşâallah denilmelidir, hangi şeylerde denilmez?)
Cevap:
Gelecekte meydana gelecek her şey için inşâallah denilmesi daha efdaldir. Çünkü Allah teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Hiçbir şey için “Bunu yarın yapacağım.” deme. Ancak Allah dilerse (yapacağım de).” (Kehf/23,24) Geçmiş bir şey ise sebebini bildirmek için olması müstesna, Allah’ın dilemesine bağlanmaz/inşâallah denilmez.
Mesela bir kimse sana Ramazan ayı bu sene inşaallah pazartesi günü girdi dese, bizim Allah dilerse/inşaallah dememize ihtiyaç yoktur. Çünkü geçmişte olmuştur ve bilinmektedir. Yine bir kimse elbisesini giydiği halde sana: İnşâallah elbisemi giydim dese, bunu Allah’ın dilemesine bağlaması/inşâallah demesi güzel olmaz. Çünkü bu geçmişte olmuş bitmiş bir şeydir. Ancak bununla elbiseyi giymesinin Allah’ın dilemesiyle olduğunu kast ettiği zaman bunda bir sakınca yoktur.
Bir kimse namaz kıldığı zaman inşâallah namazımı kıldım dese ve bununla namaz fiilini kast etse burada bir istisna yapması/inşâallah demesi olmaz. Çünkü zaten kılmış bitmiştir. Ancak bununla kabul edilen bir namazı kast ettiyse inşâallah demesi doğrudur. Çünkü o namazın kabul edilip edilmediğini bilmez.
Allah’a yapılan duanın kabul olunacağına kesin bir şekilde inanılmalıdır. Allah’ın senin duana icabet edeceğine yakînen inanarak dua et. Kabul edip etmeyeceği konusunda şüphen varken dua edersen, Allah senin bu duanı kabul etmez.
Allah’a hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve onlara güzelce tabi olanlara salat ve selam olsun.
A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!