Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
Rukye bazı şartları taşıması halinde doğru,şartlarını taşımaması halinde haram ve bazı hallerde şirk boyutuna varacak günahlara sebep olabilir. Bundan dolayı ihtiyaç duyulan tedavide rukyenin şartlarına uymak farzdır.
“Biz, Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.(İsra/82)
Sahih rivayetlerden de anlaşılacağı üzere şifa talebi olan rukye de asıl olan Allah’tan şifa beklemektir, O’na dua etmektir.Faydayı verecek olanın Allah Ta’ala zararı,hastalığı giderecek olanında Allah Teâlâ olduğu apaçık bilinmektedir.
Kuran’ın ve sünnetten duaların okunduğunda hem okuyana hemde okunana şifa olması Allah Teâlâ’ın izni iledir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve Ashabı’nın hem Kuran ile hemde bazı dualarla tedavi şekli olan Rukye uyguladıkları sahih rivayetlerle bilinmektedir.
Şeriate uygun rukyenin şu şartları taşıması gerekir:
1-Rukyenin Kuran’dan ayetler ,Allah Ta’ala’nin isim ve sıfatları Eş-Şafi gibi veya Rasulullah’ın sallallahu aleyhi ve sellemin sahih yolla gelmiş duaları ile yapılması.
2-Arapça ve anlamı bilinen sözlerle yapılması.
3-Rukyenin bizzat kendisinin değil, Allah’ın takdiri ile şifanın ineceğine inanılması.
4-Rukyeyi yapanın Tevhid ehli olması.
Yukarıda belirtilen bu 4 şart olmazsa rukyenin faydasıda olmaz.
Rukyeye örnekler;
Kuran-ı Kerimi’in tamamı şifa olmakla beraber Fatiha suresi Ayet-el Kursi ,İhlas,Felak, Nas sureleri tekrar tekrar okunabilir.
Ayrıca Sünnet’ten sahih dualar için muteber eserlere bakılabilir.
Takvalı yaşamak ise fiziki ve manevi bütün dertlerin asıl tedavisi dir Şifa da Allah Teâlâ dandir.
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bizzat rukye yapmıştır. Aişe radıyallahu anha’nın rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem sağ eliyle sürerek hanımlarından birisine rukye okur ve şöyle derdi:
اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ أَذْهِبِ الْبَأْسَ، وَاشْفِه أَنْتَ الشَّافيِ لاَ شِفاَءَ إِلاَّ شِفاَؤُكَ، شِفاَءً لاَ يُغاَدِرُ سَقَمـاً
’’Allah’ım!Ey insanların Rabbi! Hastalığı gider ve ona şifa ver. Sen şifa verensin.Senin şifandan başka şifa yoktur.Geriye hiçbir hastalık bırakmayan bir şifa ihsan et.” (Buhari. 5743; Müslim Tıp 5671 Ebu Davud 3883 İbn Mace 3530 Ahmed Musned 23234 sahih )

Müslim’in Sahih’inde Ebu Saîd el-Hudrî’ radiyallahu anh dan rivayete göre, Cibril aliyhisselam Nebi sallaallahu aleyhi ve sellem’e geldiğinde: “Ey Muhammed! Bir şikâyetin mi var?” diye sormuş, Rasûlullah sallahu aleyhi ve sellem de “Evet” deyince, şu duayı yapmıştır.
بِسْمِ اللهِ أُرْقيِكَ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذيِكَ وَمِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنٍ حاَسِدٍ، اَللهُ يَشْفيِكَ، بِسْمِ اللهِ أُرْقيِكَ
“Allah’ıni adi ile sana okuyorum, her bir nefsin yahut her bir hasetçinin gözünün şerrinden Allah sana şifa versin. Allah’ın adı ile sana okuyorum.”(Muslim Tip 2186 Tirmizi 972 İbn 3523 sahih)

Buhari ve Müslim gelen Rivayete ise: Âişe radıyallahu anha’dan rivâyette şöyle demiştir:
أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا اشْتَكَى يَقْرَأُ عَلَى نَفْسِهِ بِالْـمُعَوِّذَاتِ، وَيَنْفُثُ، فَلَمَّـا اشْتَدَّ وَجَعُهُ كُنْتُ أَقْرَأُ عَلَيْهِ وَأَمْسَحُ بِيَدِهِ رَجَاءَ بَرَكَتِهَا. )) [رواه البخاري ومسلم
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hastalığa yakalandığı zaman, kendi üzerine İhlas, Felak ve Nas sûrelerini (Muavvizât’ı) okur ve üfürürdü. Sancısı (ağrısı) arttığı zaman ise ben onun üzerine okurdum. Bereket ümit ederek eliyle de onun vücudunu meshederdim.” (Buhârî; 4728. Müslim 2192 sahih )

Hadiste geçen يَنْفُثُ lafzı, içerisinde tükürük olmadan hafifçe üfürmektir. Bazı âlimler, içerisinde hafif tükürükle üfürmektir, demişlerdir. (Bkz: İmam Nevevî, Sahih-i Müslim Şerhi; hadis no: 2192).

Yine, sünnette gelen duâlardan bazıları şunlardır:
Osman b. Ebi’l-Âs radiyallahu anh’dan rivâyette: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek müslüman olduğundan beri bedeninde hissettiği sancıyı ona şikâyet edince, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle buyurmuştur:
ضَعْ يَدَكَ عَلَى الَّذِي تَأَلَّمَ مِنْ جَسَدِكَ، وَقُلْ: بِاسْمِ اللهِ ثَلَاثًا- وَقُلْ سَبْعَ مَرَّاتٍ: أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحَاذِرُ.
“Sağ elini, vücudunun ağrıyan yerine koy ve üç defa: Bismillah, yedi defa da şöyle de: Çektiğim sancının ve sakındığım (ağrının) şerrinden Al­lah’ın izzet ve kudretine sığınırım.” (Müslim 2202 sahih )

Hasta ziyareti hasta için yapılacak duadan biride: Abdullah İbn Abbas radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem den şöyle dedi: “Hasta birini ziyaret eden kişi Yedi defa:
أَسْأَلُ اللهَ الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشْفِيَكَ
Büyük Arş’in Rabbi, olan Allah’tan şifa vermesini diliyorum diye dua ederse şayet eceli gelmemiş ise Allah ona şifa verecektir.” (Ahmed Musned 23231 Tirmizi, Ebu Davud. Sahih-i Tirmizi sahih)

Hasta Ziyaretinde hastaya yapılacak dua İbn Abbas radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ziyaret bulunmak üzere bir hasta adamın yanına girdi. Ona:
لاَ بَأْسَ طَهُورٌ إِنْ شَاءَ اللهُ
Zarar yok, inşaAllah(Günahları) temizler” diye buyurdu. “(Buhari 5662)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem
Fatiha ile rukye yapmayı ikrar etmiş ve sunnette beyan etmiştir. Sahabeden Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anh fatiha okuyarak rukye yapmıştır.
Buhari ve Müslim, sahihlerinde Ebu Saîd el-Hudrî radiyallahu anh dan şu olayı rivayet ederler: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashâbından bir grup bir yolculuğa çıkmıştı. Bir Arap kabilenin yakininda konakladılar. Bu kabilenin kendilerini misafir etmesini istediler, ama kabile halkı onları misafir etmeyi kabul etmedi. Bu kabile halkının seyyidi bir hayvan tarafından sokulmuştu. Her çareyi aramışlar, ama bulamamışlardı. İçlerinden birisi: “Şu konaklayanlara gitseniz, belki onların birinde bir çare vardır.” dedi. Konaklayanların yanına geldiler. kabile halkı onlara şöyle dedi: “Ey topluluk! Seyyidimizi bir hayvan soktu. Yarar sağlayacak her çareyi aradık, ama bulamadık. İçinizde bize yardımı dokunacak olan var mı?” Aralarından biri şöyle dedi: “Evet, ben okuyabilirim. Ama bizi misafir etmenizi istedik, misafir etmediniz. Ortaya bir ücret koyana kadar dua okumayacağım.” Bunun üzerine, bir bölüm koyuna anlaşma yaptılar. Bunun üzerine bu adam Ebu Saîd radiyallahu anh adama doğru gitti ve Fâtiha sûresini okudu. Adam iyileşti ve bukağısından çözülmüş hayvana döndü. İleri geri yürümeye başladı. Artık onda hiçbir hastalık kalmamıştı. Yaptıkları anlaşma gereği kabile halkı ortaya koydukları karşılığı ödediler. Konaklayanlardan bir kısmı, “Bölüşün” dedi. Adama dua okuyan kişi ise: “Rasulullah’ sallallahu aleyhi ve sellem e gidene kadar hiçbir şey yapmayın. Durumu ona anlatır, emredeceğini yaparız.” dedi. Rasulullah’ sallallahu aleyhi ve sellem e geldiler ve durumu anlattılar. Şöyle buyurdu: “Bunun rukye (dua) olduğunu nereden bildin?” Sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğru yapmışsınız, o koyunları alın ve bana da bir pay ayırın.”(Buhari, 5749; Müslim,2201; Sahih )

Çocuklara rukye yapmak ise meşru kılınmış ve çocukların nazar ve şeytan ve cinlerden şerrinden kuruması için önemlidir. Çocukların korunması İçin yapilacak duâ şöyledir.
İbn Abbas radiyallahu anh dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hasan ve Huseyin’e Okuyup sığındırıyordu: Muhakkak Babanız bunlarla İsmail İshak da okuyup sığındırıyordu:
أُعِيذُكُمَا بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لاَمَّةٍ
Her bir şeytandan ve zehirli haşereden, insana zarar veren musibetten her bir kem gözden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığındırırım.”(Buhari 3371)

Allah’u subhanehu ve Tealayi tevhid ederek
Kişi sabah güneş doğmadan önce bu zikri okunması halinde şeytan ve cin taifelerin korunmuş olur. Buhari sahih de: Ebu Hureyre radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim günde yüz defa “
لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Allah’tan başka hak ilah mabud yoktur. O tektir. O’nun ortağı dengi yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O her şeye gücü yetendir.”
derse, on köleyi azat etmiş gibi olur. Ayrıca yüz iyilik sevabı yazılır yüz kötülüğü silinir. O gün akşam edinceye kadar şeytandan korunmuş olur. Bunu kendisinden daha fazla söyleyen olmadığı mü o herkesten üstün kabul edilir.”(Buhari 6403 Muslim sahih)
Her kim Tevhid ten, kur’an sünneten yüz çevirirse, ve namazı terk ederse bu dünyada dar bir hayat ve ahirette ise azap vardır.Allah’ Tealaya hamd Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’ ve ashabına salat ve selam olsun.

A.Kadir GÖREN

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!