Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını’alırken: “Ne işde idiniz! dediler. Bunlar: “Biz yeryüzünde çaresizdik,” diye cevap verdiler. Melekler de: “Allah’ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!” dediler. İşte onların barınağı Cehennemdir. Orası ne kötü bir gidiş yeridir, (Nisâ.97).

Muhammed İbn Abdirrahman Ebu’l-Esvedden rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Medîne halkının bir ordu çıkarması kesinleşmişti. Ben de bu orduya yazılmıştım. Derken İbn Abbâs’ın azatlı kölesi İkrime ile karşılaştım.Ona, orduya yazıldığımı haber verdim. İkrime benim orduya katılmamı kesin bir dille yasakladı ve İbn Abbâs’ın kendisine şöyle dediğini anlattı: Bazı Müslümanlar [imanlarını gizleyerek] müşriklerle birlikte [Mekke’de] kalmıştı.Nebi’sallallahu aleyhi ve sellem’in döneminde [yapılan Bedir savaşma katılarak] onların çok görünmesine neden olmuşlardı. Savaşta oklar atılıyordu. Bu oklar müşriklerin içinde bulunan Müslümanlara isabet edip onları öldürüyordu. Bazen de onlar, savrulan kılıç darbeleriyle can veriyorlardı. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi: “Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: ‘Ne işde idiniz!’ diye sordular. Bunlar: ‘Biz yeryüzünde çaresizdik,’ diye cevap verdiler. Melekler de: ‘Allah’ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz yal’ dediler.”(Nisa. 97)”(Buhari.4596)

“Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin.’Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek “Sen mümin değilsin” demeyin. Çünkü Allah’ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”(Nisâ. 94).

İbn Abbâs’radiyallahu’anh’nın “Size selam verene, ‘Sen mümin değilsin,’ demeyin,” âyeti hakkında şöyle dediği rivayet edilmiştir: Adamın biri kendisine ait küçük bir sürüyü otlatıyordu. Derken Müslümanlar onun yanına geldi. Adam onlara, “es-Selâmu aleykum/Allah’ın selamı üzerinize olsun,” dedi. Buna rağmen Müslümanlar onu öldürüp koyunlarına el koydular. İşte bu olay hakkında Allah Teâlâ “Ey iman edenleri Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek ‘Sen mümin değilsin,’ demeyin,” âyetini indirdi. Bu âyette geçen dünya hayatının geçici menfaati ile kastedilen, küçük koyun sürüşüdür.”(Buhari.4591)

DÜŞMANLA KARŞI KARŞIYA GELİP SAVAŞMAYI ARZULAMAMAK

Mûsâ İbn Ukbe’den nakledilmiştir: Ömer İbn Ubeydullah’m kölesi ve kâtibi olan Sâlim Ebu’n-Nadr şöyle dedi: “Abdullah İbn Ebû Evfâ’nın Harûriyye-‘ye çıktığı zaman Ömer İbn Ubeydullah’a gönderdiği bir mektupta okumuştum. Şöyle yazıyordu: Rasûlullah sallalâhu aleyhi ve sellem düşmanla karşı karşıya geldiği bir savaşta güneş tepe noktasından batıya doğru meyledene kadar bekledi.

Sonra ayağa kalkıp insanların arasında durarak: “Ey insanlar, düşmanla savaşmak için karşı karşıya gelmeyi arzulamayın. Allah’tan hep afiyet isteyin. Fakat savaşmak üzere düşman ile karşı karşıya geldiğinizde kararlı ve dirençli olup sabredin. Şunu iyi bilin ki cennet kılıçların gölgeleri altındadır” buyurdu ve şöyle dua etti:

“Ey Kitâb’ı indiren, bulutları yürüten  ve düşman birliklerini dağıtıp perişan eden Allahım, şu düşmanımızı perişan et hezimete uğrat, bize onlara karşı yardım eyle zafer nasip et!”

Mûsâ İbn Ukbe şöyle dedi: Sâlim Ebu’n-Nadr bana şunları söyledi: “Ben Ömer İbn Ubeydullah’ın katibi idim. Ona Abdullah İbn Ebû Evfâ’dan gelen bir mektupta Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in :”Düşmanla savaşmak için karşı karşıya gelmeyi arzulamayın!” dediği yazıyordu.”(Buhari, 3024; 3025; Muslim )

Ebu Hureyre’ radiyallahu anh dan nakledildiğine göre Nebi  sallalâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Düşmanla savaşmak için karşı karşıya gelmeyi arzulamayın. Fakat savaşmak üzere düşman ile karşı karşıya geldiğinizde kararlı ve dirençli olup sabredin!”(Buhari, 3026)

DÜŞMAN ÜLKESİNE GECE BASKINI KÂFİRLEREF FİTNE OLMAK

İbn Abbâs, Sa’b İbn Cessâme’nin şöyle dediğini nakletmiştir: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Ebvâ’ya – veya Veddân’a – uğradığında ben de oradaydım. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ‘e düşman topraklarında uyumakta olan müşriklere gece baskını yapıldığı takdirde kadınların ve çocukların da ölebileceği söylenince Neni sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Onlar da o müşriklerin bir parçasıdır.”(Buhari, 3012; Sahih)

İbn Abbâs’ın Sa’b’dan naklettiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Onlar da o müşriklerin bir parçasıdır” buyurmuş Amr İbn Dinar’ın dediği gibi: “Onlar da babalarının bir parçasıdır” dememiştir.”(Buhari, 3013;Sahih)

SAVAŞ SIRASINDA KADINLARIN VE  ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİ

Abdullah İbn Ömer radiyallahu anh şöyle demiştir: “Rasûlullah’ sallallâhu aleyhi ve sellem’in savaşlarından birisinde bir kadın cesedi görüldü. Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem de kadınların ve çocukların öldürülmesinin kabul edilemez olduğunu beyan etti.”(Buhari, 3014; Sahih)

KAFİRLERE FİTNE OLMAK
“Rabbimiz, bizi kafirler  için fitne konusu kılma ve bize mağfiret et ey Rabbimiz, çünkü Aziz, Hakim olan yalnız sensin.”(Mumtehine/5)

“Rabbimiz, bizi inkâr edenler için fitne konusu kılma.” Mücahid dedi ki: Bunun
anlamı şudur: Yani bizleri onların elleriyle de azaplandırma, senden gelecek bir azaba da uğratma. O takdirde: Bunlar eğer hak üzere olsalardı bu azap onlara isabet etmezdi, diyecekler.”

Ali b. Ebi Talha, İbn Abbas radiyallahu anh dan naklen dedi ki: Onları bize musallat etme, o takdirde onlar bizi fitneye düşürecekler.”(İbn Kesir sahih Eser)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!