Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

.”Göklerde nice melekler vardır ki, onların şefaatleri hiçbir şeyle yarar sağlamaz; ancak Allah’ın dileyip razı olduğu kimseye izin verdikten sonra başka.”Necm 26

وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِن بَعْدِ أَن يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَن يَشَاء وَيَرْضَى

Buhari’den gelen sahih bir rivayette; Cabir b. Abdullah radıyallahu anh’dan rivayet ettiği bir hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim ezanı duyduğunda (Ey bu mükemmel çağrının ve vakti gelmiş bulunan namazın sahibi Allah’ım! Muhammed’e vesile makamını ve fazileti ver, O’nu vaad ettiğin Makam-ı Mahmud’a (övülen makama gönder) derse kıyamet gününde ona şefaatim erişir.”(Buhari, 614; Ebû Davud, 529; Tirmizi, 211; Nesai, 2/26; İbn Mace, 722; Ahmed b. Hanbel, 3/354; İbn Hibban, 1689; Sahih)

Müslim’de geçen başka bir hadiste: İmam Müslim’in Abdullah b. Amr b. el-As radıyallahu anh’dan rivayet ettiğine göre o Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işitmiştir: “Müezzini işittiğinizde onun gibi söyleyin, sonra bana salat getirin. Zira, kim bana bir salat getirirse Allah ona on salat (rahmet) eder. Sonra Allah’tan benim için vesile isteyin. Çünkü o Cennet’te Allah’ın sadece bir kuluna olacak bir makamdır ki kendimin o kişi olacağını umarım. Artık kim benim için vesile isterse ona şefaatim erişir.” (Müslim, 384; Ebu Davud, 523; Tirmizi, 3614; Nesai, Ahmed b. Hanbel, Sahih)

Kim, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ezan okunduğunda müezzinin sözlerini aynen tekrar edip O’nun Makam-ı Mahmud’a ulaşması için Allah’a dua ederse Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şefaatini hak eder. Bunun dışında ,insanların kendi icad ettikleri dua şekilleri, kişiyi şirke sokabilir ve bu büyük şirk de olabilir, küçük şirk de olabilir. Buna örnek verecek olursak, kişinin ezandan sonra veya Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in adı anıldığında “Şefaat ya Rasulullah” demesidir. Bu, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in işittiğine inanmaktır. Bu da büyük bir şirktir. Her kim, Rasulullah’a tevessülle birlikte, tevekkül, şefaat ve yardım dilemede bulunursa bu büyük şirktir. Çünkü Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, ümmetine bu şekilde bir dua öğretmemiştir.Şefaat dinin asıllarındandır  her kimde Nebi sallallahu aleyhi sellemin Kıyamet günündeki şefaatını inkar ederse icma ile kâfirdir. Duâ ancak Allah teala yapılır kişinin ey Rabbimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi bize şefaatcı kıl veya şefaatine bizi ulaştır  demesi ise çok güzeldir bir duâ şeklindir.”

Ebu Musa radıyallahu anh dan Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem’den söyle buyurmuştur:
Allah’a şirk kosmadan ölen herkes benim şefaatim kavuşacaktır.”(Ahmed Musned 28862 sahih)
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem hayatta iken sahâbe şefaat talep etmiştir, vefatından sonra kimse duâ ederken kimse şefaat et ya Rasûlullah dememiştir.
İmam Ahmed’den gelen rivayette; Ziyad b. Ebi Ziyad, Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’e hizmet eden bir adam veya bir kadından bildiriyor: Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem kendisine hizmet eden kişiye sürekli olarak: “Bir ihtiyacın var mıdır?” diye sorardı. Bir gün Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ona ihtiyacını sorduğunda bu kişi: “Ey Allah’ın Rasulu! Bir ihtiyacım vardır” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İhtiyacın nedir” diye buyurduğunda: “İhtiyacım kıyamet gününde bana şefaat etmendir” cevabını verdi. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem: “Sana bunu istemen için kim yol gösterdi.” diye sorduğunda, adam: “Rabbim yol gösterdi” karşılığını verdi. Bunun üzerine Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem: “O halde sende çok secde ederek bu hususta bana yardımcı ol” buyurdu. (Ahmed, 2837; Sahih)

Sahabe şefaatin Allah azze ve celle’nin kitabında olduğunu ve şefaatin fayda vereceğini biliyorlardı. Buradaki hadiste Sahabe Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e kendisine ahirette şefaat etmesi için talepte bulunmuştur. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ona “Bunu nereden öğrendin.” diye sorduğunda, O da “Bunu Rabbimden öğrendim.” diye karşılık vermiştir. Sahabenin “Rabbimden öğrendim” demeside Allah azze ve celle’nin kitabının bizzat kendisidir. Şefaat kitapta mevcuttur, ancak bunu zındık, cahil ve islamdan nasibi olmayanlar inkar eder. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem hayatta iken kendisininden ahirette  şefaatçi olmasını talep etmek caizdir.

Şefaat ya Rasulullah sözü bir duadır. O Allah Ta’ala ya değilde Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme yapılmış bir duadır. Şefaat hak olmakla beraber, onun Allah Teala yerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem den talep edilmesi ise Allahtan başkasına dua etmektir ve büyük şirktir. Bundan sakının! Kemikleri toza çeviren bir ateşten sakının! Şefaat ya Rasulullah sözünden sakının. Ancak deyin ki ‘Allahım Rasulunun şefaatini bana nasip et.”

İbn Temiyye rahimehukllah der ki; “Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem’in kıyamette üç şefaati olacaktır: 1- Birinci şefaat: Aralarında hüküm verilmek üzere Mevkıf te bulunan kimselere yapacağı şefaattir. Adem, Nuh, İbrahim, Musa ve Meryem oğlu İsa Rasullere, bu şefaati birbirlerine havale edecek ve sonunda ona ulaşılacaktır. 2- İkinci şefaat: Cennetliklere cennete girmeleri için şefaatte bulunacaktır. Bu iki şefaat sadece ona mahsustur. 3- Üçüncü şefaat: Cehennem ateşine girmeyi hak etmiş kimselere yapacağı şefaattir. Hem onun, hem diğer Rasullerin, sıddîkların ve başkalarının bu tür şefaat hakları vardır. Cehennem ateşine girmeyi hak etmiş kimselere, girmemesi için; oraya girmiş kimselere de oradan çıkartılması için şefaatte bulunacaktır. Ayrıca  Allah Teala birtakım kimseleri şefaatsiz olarak kendi lütfü ve rahmetiyle cehennem ateşinden çıkartacaktır. Dünya ehlinden olup, cennete giren kimselerin cennete girmesinden sonra da cennette bir fazlalık kalacaktır.  Allah Teala bunun için birtakım kimseleri var edecek ve onları cennete girdirecektir.’

“Âhiret yurdunun kapsamı içinde bulunan hesab, sevab, ikab (ceza), cennet, cehennem ve bunlara dair etraflı bilgiler, semâdan indirilmiş kitablar ile Raullerden nakledilmiş ve onlardan kalmış bulunan İlmî birikimlerde söz konusu edilmiştir. Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem den miras olarak kalan ilimde ise bu hususta kalbe şifa verecek ve yeterli gelecek kadar bilgi vardır. Bu bilgiyi arayan bulur.’’

Bunlara üçüncü bir şefaat daha katılır. Bu da bazı müşriklerin azabının hafifletilmesi için yapacağı şefaattir. Amcası Ebu Talib’e yapacağı şefaat gibi… Bunun üzerine o, az miktardaki bir ateşin içerisinde olacaktır.

Ebû Said el-Hudrî radıyallâhu anh’dan rivâyete göre “O  Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem’in huzurunda amcasından sözedilmişken şöyle buyururken dinlemiştir: Belki Kıyamet gününde şefaatimin ona faydası olur da Kıyamet gününde topuklarına kadar ulaşacak ve bundan dolayı beyni kaynayacak olan hafif bir ateşe konulur.”(Buhari,  3885; 6564; Sahih)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!