Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.”(Hadid /20)

“Rabbinizden bir mağfirete; Allah’a ve Rasulerine iman edenler için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur ki onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”(Hadid /21)

“Her kim dünya hayatını ve süsünü isterse,orada amellerine karşılık tastamam veririz. Onlar bu hususta eksikliğe uğratılmazlar.”(Hud/15)

“Fakat işte bunlar, ahirette ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir. Dünya her ne  yapmışlarsa fâsit olmuş, işledikleri ameller de boşa gitmiştir.”(Hud /16)

Müslim’den gelen rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayete göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Karanlık gecelerin parçaları gibi olan karışıklıklar gelmezden önce hayırlı amellere koşun. O günler gelince kişi mümin olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar, kimileride mümin olarak akşamlayıp kafir olarak sabaha çıkarlar. O gün insanlar dinlerini dünyalık karşılığında satacaklardır.” (Müslim İman, 51; 118; Tirmizi, 2195; Sahih)

Dünyalık imamlar ahirette bunların durumu hüsrandır. Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh dan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem den rivayet edildiğine göre o şöyle buyurmuştur:  “Ahirzamanda mescidlerde oturan dünya imamları  olan bazı kimseler ortaya çıkar. Siz onlarla oturmayın. Allah’ın onlara bir ihtiyaçı yoktur.”(Tebarani 10452 Hakim Müstedrek sahih demiş Zehebi ona mufakat etmiştir.)

Ebu Hüreyre radiyallahu anh dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Kim kendisi ile Allah’ın vechi yüzü arzulanmadan aranan ilimlerden bir ilmi, dünya malından bir şey elde etmek için öğrenirse, kıyamet günü cennetin kokusunu alamaz,  buyurdu.”(Ebu Davud.3664; İbn Mace.252; Sahih)

عن أبي هريرة رضي الله عنه قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم {تعس عبد الدينار والدرهم والقطيفة والخميصة إن أعطي رضي وإن لم يعط لم يرض}

Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi sellem’ şöyle buyurdu: “Altın, gümüş ve iyi cins elbise kulu olan kişiler kahrolsun! Böyle kişiye verilirse memnun olur, verilmezse  razı olmaz (Buhari, Rikak 6435 İbnu Mace Zühd 8 – 4135: Sahih)

Avfi bu ayet hakkında İbn Abbas radiyallahu anh tan şöyle nakletmiştir; Riyakarlar amellerinin mükâfatını dünya da alırlar ve böylece onlara zerre kadar zulümedilmez. Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur: Her kim dünyayi isteyerek oruç, namaz, ve teheccud namazı gibi ibadetler yapar, bunu sadece dünyevi menfaatler için yerine getirirse Allah azze ve celle “Ben dünya da istemiş olduğu şeyi vereceğim” der. Dünya menfaati için yaptığı bu amel boşa gider ve o ahirette ziyâna oğrayanlardan olur. Mücahid b. Cebr Dahhak rivayet edilmiştir.”( Taberi İbn Kesir)

Usame ibni Zeyd radiyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennetin kapısında durdum, oraya girenlerin çoğu dünyada malı mülkü olmayan yoksullardı. Varlıklı kimseler ise hesaba çekilmek üzere alıkonulmuşlardı. Ne var ki onlardan cehenneme gidecek olanların cehenneme götürülme emri verilmişti.”(Buhârî, Nikâh 87 • Muslim, Zikir 93)

İbrahim bin Edhem rahimehullah basra çarşısından geçerken insanlar yanına toplandılar ve dediler ki:

Ey Ebu İshak! Neden dua ediyoruz da bize icabet olunmuyor?

Dedi ki: Çünkü kalpleriniz on şeyle öldü.

Dediler ki: Nedir onlar?

Dedi ki:

1) Allah’ı bildiniz fakat hakkını yerine getirmediniz.

2) Rasulullah صلى الله عليه وسلم’i sevdiğinizi iddia ettiniz fakat sonra sünnetini terk ettiniz.

3) Kur’an’ı okudunuz fakat onunla amel etmediniz.

4) Allah’ın nimetlerinden yediniz fakat şükrünü eda etmediniz.

5) Şeytanın düşmanınız olduğunu söylediniz ama ona uydunuz.

6) Cennetin hak olduğunu söylediniz fakat onun için çalışmadınız.

7) Cehennemin hak olduğunu söylediniz fakat ondan kaçmadınız.

Ölümün hak olduğunu söylediniz fakat onun için hazırlık yapmadınız.

9) Uykudan uyanıp insanların kusurlarıyla meşgul oldunuz ama kendi kusurlarınızı terkettiniz/unuttunuz.

10) Ölülerinizi defnettiniz fakat onlardan ibret almadınız.

(Camiu’l Beyani’l İlm ve Fadlihi 2/12)

Meymûn b. Mihrân rahimehullah der ki: Yarınki (kıyamet günkü) makamını bilmek isteyen, dünyadayken yaptığına baksın. Çünkü o dünyada yaptıklarına denk makam sahibi olacaktır.”Hilyetu’l Evliya)

Selef-i salihinin büyüklerinden Ebû Hâzım rahimehullah buyuruyor: Ahirette seninle olmasını isteğin şeyi bugün hemen yap. Ahirette seninle olmasını istemediğin şeyi bugün hemen terket.”(Târihu Dimeşk, 22, 48)

Avn b. Abdillah b. Utbe r der ki: Ahirete yönelik amel yapan kişi, seninle ne zaman karşılaşsa seni mutlu kılar. Dünyaya yönelik amel yapan kişi de, seninle ne zaman karşılaşacak olsa sana sıkıntı verir.”(Hilyetu’l Evliya)

Yahya ibn Muaz رحمه الله şöyle der: Dünyayı terk etmek zordur. Cennet’i terk etmek ise daha zordur. Cennet’in mehri ise dünyayı terk etmektir.

Hasan-ı Basri رحمه الله der ki: Her ümmetin kendisine taptığı bir “put”u vardır, bu ümmetin de putu; “dünya” ve “dirhem”dir.

Ve yine şöyle der: Vallahi İsrailoğulları dünyaya olan sevgilerinden dolayı, Rahmana ibadet ederken sonradan putlara tapar olmuşlardır.”(Kitabu’z-Züht İbn Ebu’d Dünya, 73/1)

Rabi bin Haysem رحمه الله der ki: Dünya aldatıcı bir yalan boşuna sevindiren bir hayal, yıkılacak dayanaktır.

İbn Kayyım el Cevziyye rahimehullah der ki: Sendeki en tuhaf şey ise, Yakında Terk edeceğin hayat için, Ebedi hayatı önemsemeyişin.

Ve yine şöyle der: Dünyada elde edeceğin en büyük kâr; nefsini sürekli olarak evla olan ve ahirette sana en çok fayda verecek olan yerlerde çalıştırmandır.”(El-Fevaid-72)

İbn Kayyım رحمه الله der ki: Bu dünya hayatı, sadece aklı olmayanları büyüler.

Ve yine şöyle der: Ahiretin çocuklarından ol dünyanın çocuklarından olma! Çünkü çocuk anneye tabidir. Dünya pis bir leştir. Aslanlar da leşe dönüp bakmazlar. Dünya mecazdır ahiret ise vatandır. Gerekli olan ihtiyaçlar ancak vatanlarda istenir.”(El-Fevaid)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!