Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Fiten : Fitne kelimesinin çoğuludur. Fitneler demektir. Fitne, azab, imtihan, denemek, sınamak manâlarına gelir. Sonraları küfür, fâşıklık, fâcirlik, katillik gibi her çeşit çirkin şeylere isim olmuştur Melâhım: Savaş yerleri, etlerin kesildiği, elbiselerin yırtıldığı, insanların birbirine girdiği yerler demektir.

Cahş kızı Zeyneb radiyallahu anh dan; Nebi sallallahu aleyhi sellem; Uykusundan şöyle diyerek uyandı; “Allah tan başka hak ilah yoktur. Yaklaşan bir şerden dolayı vay arabların haline! Bu gün Yeccuc ile Mecuc seddinden şunun kadar bir yer açıldı. “ Sufyan da eli ile on düğümü yaptı. Ben; Ey Allah’ın Rasulu aramızda salihler de bulunurken helak olurmuyuz dedim O; Günahlar çoğalırsa evet dedi.”(Buhari, 3596; 7059; 7135; Müslim, 2880; Tirmizi, 2187; İbn Mace, 3953; Sahih)

Ebu Musa el-Eşari radiyallahu anh dan rivayet edildiğine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Kıyametin hemen önünde karanlık gecenin bölümleri gibi fitneler olacak, orada kişi mümin olarak sabahlayacak, kâfir olarak akşamlayacak, mümin olarak akşamlayacak, kâfir olarak sabahlayacak, o fitne zamanında oturan kimse ayakta olandan, yürüyen, o fitnede koşandan daha hayırlıdır. Okunuzu kırnız, kirişinizi kesiniz, kılıçlarınızı taşla vurarak ağızlarını körletiniz, sizin yanınıza birisi zorla sokulur (öldürmeye kalkarsa) yanıma girilen kimse Adem’aleyhisselam’in iki oğlundan daha hayırlısı (Habil gibi) olsun. (Sen beni öldürmek istersen de ben seni öldürmem desin.”(Ebu Davud 4259 Tirmizi İbn Mace 3961 sahih)

Sa’d b. ebî Vakkâs radiyallahu anh’dan rivayete göre; Osman b. Affân radiyallahu anh’ın öldürülmesiyle sonuçlanan karışıklıkta şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle söylediğine şâhidlik yaparım: “Öyle bir kanşıklık çıkacak ki oturan kimse ayakta olandan daha hayırlı olacaktır. Ayakta olan yürüyenden daha hayırlı durumda olacaktır. Yürüyen ise koşan kimselerden daha hayırlı konumda olacaktır.” Saîd şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Evime girip beni öldürmek için elini uzatana ne dersin?Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Adem’in oğlu Habil gibi ol.”(Tirmizi 214 Müsned 1369 Sahih)

Ebû Hüreyre radiyallahu anh’den rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Karanlık gecelerin parçaları gibi olan karışıklıklar gelmezden önce hayırlı amellere koşun. O günler gelince kişi mümin olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar kimileride mümin olarak akşamlayıp kafir olarak sabaha çıkarlar. O gün insanlar dinlerini dünyalık karşılığında satacaklardır.”(Müslim, iman: 29; Ebû Dâvûd, Fiten:Tirmizî 2195 sahih)

Hasan el Basrî rahimullah’den rivayet edilmiştir: “Kişi mü’min olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar, mü’min olarak akşamlayıp kafir olarak sabahlar.” Hakkında şöyle derdi. “Kişi kardeşinin canı malı ve ırzını haram kabul ederek sabahlayıp, akşama mubah sayar hale gelir. Yine mü’min kardeşinin canı malı ve ırzını haram kabul ederek akşamlayıp sabaha mubah sayar halde çıkar.”(Tirmizi 2198.Sahih)

Enes b. Mâlik radiyallahu anh,’den rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kıyamete yakın karanlık gecenin parçalan gibi karışıklıklar ortaya çıkacaktır. O karışıklıklar içinde kişi mü’min olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlayacaktr ve kimileride akşama mü’min olarak çıkıp sabaha kafir olarak çıkacaktır. Bazı kimseler dinlerini dünyalık karşılığında satacaklardır.”(Tirmizi 2197 Sahih)

Ebû Hureyre radiyallahu anh’nın nakline göre Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:”Yakın gelecekte birtakım fitneler çıkacaktır. Fitne zamanında (ona karışmayıp) oturan kişi, ayakta durandan daha hayırlıdır. Ayakta duran da, yürüyenden daha hayırlıdır. Bu yolda yürüyen ise bilfiil fesada çalışandan daha hayırlıdır. Fitneden sakınmayıp, kendini ona maruz bırakmak suretiyle gözünü ona dikecek olursa, muhakkak onun kahrına uğrar. Her kim ondan iltica edip, sığınacak bir yer bulursa hemen sığınsın.”(Buhari 7081 sahih)

Bu hadis fitneden kaçındırmakta, fitneye girmekten kaçmaya çalışmayı teşvik etmektedir. Hadise göre fitnenin kötülüğü ona ilişkinin derecesine göre deği¬şir. Fitneden maksat kim haklı, kim haksız bilinmeyecek şekilde mülkiyet talebi konusunda ihtilaftan kaynaklanan şey demektir.
Taberî şöyle der: Selef bilginleri bu konuda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları hadisi genelliği üzere almışlardır. Bunlar Müslümanlar arasında çıkan savaşa kesin olarak dahil olmayıp, geri dururlar. Sa’d, İbn Ömer, Muhammed b. Mesleme, Ebû Bekre radiyallahu anh buna örnektir. Adı geçen kişiler zikredilen hadisle diğer hadislerin zahirlerini esas almışlardır. Bunlar daha sonra ihtilafa düşmüşler, bir grup evlerde kalmanın gerekli olduğunu söylerken, diğer grup fitne çıkan beldeden başka yere göçmek gerekir demişlerdir.

Süfyan b. Uyeyne’rahimullah nakline göre Halef b. Havşeb şöyle demiştir: Onlar fitne baş gösterdiğinde İmriu’l-Kays’ın söylediği şu beyitleri örnek edinmeyi severlerdi. Şair şöyle der: Genç bir dilberdir savaş, ilk baş gösterdiğinde, Koşar zînetiyle her cahilin gözlerinin önünde!
Koca karıdır artık, evlenmez kimse onunla!
Ak saçlı, rengi çirkin ve kimse sevmez, İstemez kimse koklamak ve de öpmez!

İslam ümmeti alimleri dinler ve it ederseler hayır içinde olurlar. Alimleri dinlemedileri zaman ise şer ve fitneden kurtulamazlar.
İbn Mace’nin rivayetinde; Amr b. Şuayb babasından rivayetle şöyle demiştir: Muaviye radiyallahu anh kalkıp bir hutbe verdi ve şöyle dedi: ” Âlimleriniz nerededir? Alimleriniz nerededir? Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim şöyle buyuruyordu: ” Ümmetimden bir grup insan (âlimler), topluma hakim olup söz geçirdikleri sürece kıyamet kopmayacaktır. Onlar, ne kendilerine yardım edenlere ne de karşı çıkanlara aldırış etmeyecekler”. ( İbn Mace. Mukaddime. Sahih)
Doğru bildiklerini daima söyleyeceklerdir Kınayıcıların kınamsından çekinmeyecekler, ve hakka davet edecelerdir.
Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan nakledildiğine göre Rasûlullah sallahu aleyhi ve sellem meşakkatli belalardan, helak olmaktan, kazanın kötüsünden ve düşmanın istihzasından Allah’a sığınırdı.”(Buhari 6347)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!