Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Harb bin İsmaîl el-Kirmani Hanbeli rahimehullah derki:
والقرآن كلام الله تكلم به بمخلوق زعم فمن زعم ان القرآن مخلوق فهو جهمي كافر

Kuran Allah’ın kendisiyle konuştuğu yaratılmamış kelamıdır. Kim kuran’ın yaratılmış olduğunu söylerse kafir bir Cehmidir.
ومن زعم ان القرآن كلام الله ووقف ولم يقل ليس بمخلوق فهو اكفر من الأول واخبث قولا
Kim Kur’ân’ın Allah’ın kelâmı olduğunu söyler sonra duraksar ve “O yaratılmamıştır” demese bu kimse birincisinden daha kâfirdir ve sözü ondan daha pistir.”(Kitabu’s-Sunne)

Harb bin İsmaîl el-Kirmani Hanbeli rahimehullah der ki: 
ومن زعم ان الفاظنا بالقروآن وتناول له مخلوقة كلام الله فهو جهمي خبيث مبتدع
“Kim Kur’ân’ın Allah Teala’nın kelamı olduğunu söylemekle birlikte Kur’an’ı teleffuz etmemizin ve onu okumamızın yaratılmış olduğunu söylerse bidatçi habis bir Cehmidir.”(Kitabu’s-Sunne)

Ebu Zura er-Razı rahimehullah der ki: “Kim kuranı telaffuzum mahluktur ya da kuran benim telaffuzmla mahluktur” derse Cehmidir.”(الجامع في عقائد ورسائل اهل السنة والأثر)

İmâm Berbehari Hanbeli rahimehullah
Bil ki kim “Kur’an’ı teleffuz etmem yaratılmıştır” derse bidatçidir ve Cehmidir. Kim susar onun yaratılmış olup olmadığı hakkında bir şey söylemezse o da Cehmidir.  İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah böyle söylemiştir.”(Şerhu’sunne)

Zencani rahimehullah akidesinin 57 33 beytinde Kullabiyenin ve Eşarilerin Allah Tealanın kelamı hakkında mezhepbi onun yaratılmış olduğu görüşünde oldukları, Cehmiyye ve mütezile ile aralarındaki ihtilafın ise ancak kullandıkları lafızlarda olduğu beyan edilmişti. Onlar zahirde her ne kadar “Kuran Allah’ın kelamıdır” deseler de bununla Allah azze ve celle’nin kelamının  ibaresi olan kelamı nefsihi kast ederler. Onlara göre bu ne harftir nede ses. Bu ise hakikatte varlığı olmayan bir sözdür. Bu, Allah subhanehu Teâlâ’nın kelamını nefyeden Cehmiyye’nin sözünün aynısıdır. Fark ancak şuradadır. Cehmiyye ve mütezile bunu açık bir şekilde söylerken Kullabiyye ve Eşariler karışık sözler kullanmışlar ve bunu kapalı karmaşık şekilde söylemişlerdir.”

İbn Kudâme rahimehullah şöyle diyor :

“el-Eşariyye göre bu(kur’an) mahluktur ve onun bu sözü (görüşü) mutezilenin sözüdür (görüşüdür). Fakat gözleri perdelemek istiyorlar ve insanların yüzüne hakk ehline muvafık olan sözleri söylüyor ve sonra onu mutezilenin görüşü üzere tefsir ediyor.”(el munazara)

Yine o munazara da şöyle der,

Biz ehli bidat içinde sözlerini gizleyip onu açıklamaya cesaret edemeyen  zındıklar ve eşarileri taifesini biliyoruz.

وعند الأشعري أنها مخلوقة فقوله قول المعتزلة لا محالة إلا أنه يريد التلبيس فيقول في الظاهر قولا يوافق أهل الحق ثم يفسره بقول المعتزلة
المناظرة في القرآن [صفحة 40

الامام ابن قدامة رحمه الله في كتاب المناظرة في القرآن ص35 : ولا نعرف في أهل البدع طائفة (يكتمون) مقالتهم ولا يتجاسرون على إظهارها إلا الزنادقة و(الأشعرية) 

Abdurrahman İbnu’l-Cevzî diyor ki: Hasanı Eş’arî hakkında şöyle der:

Eş’arî uzun bir süre Mu’tezile mezhebi üzerine idi. Daha sonra onlara muhâlefet etti ve insanların akîdelerini ayaklar altına alarak fitneleri berâberinde getiren görüşler ortaya attı. İnsanlar bu işitilen şeyin Allah’ın kelâmı olduğunda ve onu Cibril aleyhisselam’ın Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e indirdiğinde ihtilâf etmiyorlardı. Mu’temed (güvenilir) imamlar onun evel olduğunu (yani mahluk olmadığını) söylemişlerdir. Mu’tezile ise onun mahluk olduğunu söylemiştir. Eş’arî ise bunun mahluk olduğunda Mu’tezile’ye muvâfakat etmiştir ve şöyle demiştir: “Bu Allah’ın kelâmı değildir. Allah’ın kelâmı zâtı ile kâim olan bir sıfattır. O inmemiştir ve işitilen bir şey de değildir.” Eş’âri bu görüşü ortaya attığından beri Ehli Sünnet’e muhâlefetinden dolayı kendisi için korkuyordu. Hatta o öldürülmekten korktuğu için Ebu’l-Hasan et-Temîmî’nin evine sığındı. Daha sonra sultanlardan bâzıları onun mezhebine tâbi oldu ve ona taassup ettiler. Tâbileri öyle çoğaldı ki Şâfîiler İmam Şâfîi’nin akîdesini terk edip Eş’âri’nin sözünü din edindiler.”(el-Muntazam 14/29)

MATURUDİLER
İman, Usul ve İsim Sıfat konularında Maturidilerin görüşleri..

el-Maturidi, Kitabu’t-Tevhid isimli eserinde sy. 373-401’e kadar iman meselesi hakkında konuşmuş, amelin imandan olmadığını, artma ve eksilmesi olmadığını söylemiş, iman da istisnayi kabul etmemiştir.

Akidede haber-i vahidin hüccet olmadığını ancak ahkam ve fer’i meselelerde hüccet olduğunu söylemiştir. bk; Kitabu’t-Tevhid, sy. 8, 9; Kitabu’t-Tefsir, 5/510, 511.

Maturidiler; elimizde bulunan, okunan, işitilen, hıfzedilen, yazılan Kur’an’ın mahluk olduğunu ve Allah’ın kelam sıfatının bir hikayesi ve ibaresi olduğunu iddia etmişlerdir.”(Bk. Maturidi, Kitabu’t-Tevhid, sy. 85-89; el-Pezdevi, Usuli’d-Din, sy. 62-63; en-Nesefi, Tabsiru’l-Edille, sy. 158)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!