Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Doğrusu Allah’a çağıran, Salih ameller işleyen ve ben müslümanlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır. {Fussilet 41/33}

Ashab-ı kiramdan Kelbî (رضي الله عنه) şöyle demektedir: Rasulullah (ﷺ ) ’e tabi olan herkesin, O’nun davet ettiği şeye de davet etmesi gerekmektedir. (Bu söz, İbn-i Zeyd ve Kelbî’den rivayet edilmiştir. Taberi Tefsiri (13/379), Beğavî Tefsiri (2/518)

Hasan Basri {رحمه الله}: {Fussilet: 41/33} ayetini okuduğunda şöyle demiştir:

-İşte Allah’ın sevgilisi olan kimse..

-İşte Allah’ın velisi olan kimse…

-İşte Allah’ın en seçkin kulu…

-İşte Allah’ın en hayırlı kulu..

-İşte yeryüzünde insanların Allah’a en sevgilisi olan kişi. (Fethu’l-Mecîd ala Şerhi Kitâbi’t-Tevhid 111)

Şeyh Sa’dî rahinehullah bu ayetin tefsirinde şöyle der:

Bu da, bütün çeşitleriyle Allah Teâlâ’ya ibadeti emretmeyi, ona teşvik etmeyi, mümkün olduğu ölçüde onu güzelleştirmeye gayret etmeyi, Allah Teâlâ’nın yasaklarından insanları uzak tutmayı, terk etmenin vacip olduğu şeylerde tüm vesileleri kullanarak onu çirkin göstermeyi; özellikle de İslam dininin aslına davet etmeyi, onu güzelleştirmeyi, bu dinin düşmanlarıyla en güzel şekilde mücadele etmeyi ve iyiliği emredip, kötülük, küfür ve şirkten men etmeyi kapsar.”(Tefsiru’s-Sa’dî, (s. 749)

 Ebu Abdurrahman, Abdullah b. Ömer b. Hattab radıyallahu anhuma dan dan rivayete göre; o, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle derken işittiğini söylemiştir:’Sizden evvelki ümmetlerden birinde üç kişi yola çıktılar, geceyi geçirmek için bir mağaraya girdiler. Derken dağdan bir kaya yuvarlandı ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine şöyle dediler: ‘İyi amellerinizi (vesile kılarak) dua etmekten başka bizi buradan hiçbir şey kurtaramaz.

İçlerinden birisi şöyle dedi: Allah’ım! Benim çok ihtiyar annem ve babam vardı. Onlardan evvel ne çocuklarıma ne de köle ve hizmetçilerime bir şey içirirdim. Günün birinde hayvanları otlatmak için uzaklara gitmiştim. Onlar uyuyuncaya kadar da dönemedim. Akşam sütlerini hazırladım, fakat onları uyumuş halde buldum. Onları uyandırmayı ve onlardan evvel ailece akşam sütü içmeyi hoş görmedim. Çanak elimde olduğu halde onların uyanmalarını bekledim. Nihayet tanyeri ağardı. Çocuklar ayaklarımın dibinde açlıktan ağlı­yorlardı. Derken anam-babam uyandılar ve sütlerini içtiler( اللهم ان كنت فعلت ذك ابتغاء وجهك)Allah’ım! Eğer bu işi Senin yüzünü arzuladığım (ve senin rızanı kazanmak)için yapmışsam bu kayadan çektiğimiz sıkıntıyı bizden uzaklaş­tır.’ Kaya bir miktar açıldı; ancak çıkılacak gibi değildi.

İkincisi şöyle dedi: Allah’ım! Amcamın bir kızı vardı ki onu herkesten çok seviyordum. (Bir rivayete göre: Bir erkek bir kadını ne kadar çok sevebilirse, ben de o kadar çok seviyordum) Ona yaklaşmak istedim, ama yanaşmadı. Derken bir yıl kıtlık olmuştu ve o da dara düşünce bana geldi. Kendisini bana teslim etmesi şartıyla ona yüz yirmi altın verdim. Kabul etti. Ona yaklaşmaya muktedir olunca (Bir rivayete göre: cinsi münasebete başlayacağım zaman) Allah’tan kork, haksız yere mührümü bozma. dedi. Ben de derhal bu çok sevdiğim kızdan uzaklaştım. Allah’ım! Eğer bu işi sırf Senin yüzünü arzuladığım (ve senin rızanı kazan­mak) için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıyı bizden def et.’ Kaya biraz daha açıldı, ama yine de çıkamıyorlardı.

Üçüncüsü şöyle dedi: Allah’ım! Ben işçiler tutmuş, ücretlerini vermiştim. Fakat biri, ücretini almadan çekip gitmişti. Onun ücretini işlettim. Öyle ki onun bu ücretinden bir hayli mal birikti. Bir zaman sonra bu işçi bana geldi ve  Ey Allah’ın kulu ücretimi ver,  dedi. Ben de:  Şu gördüğün deve, sığır, ko­yun ve köle, onların hepsi senin ücretinden çoğalmıştır. dedim.  Ey Allah’ın kulu, benimle alay etme! dedi.  Seninle alay etmiyorum. dedim. Bunun üze­rine adam, hepsini aldı ve önüne katıp götürdü. Geride hiçbir şey bırakmadı. Allah’ım! Eğer bunu senin yüzünü arzuladığım (rızanı kazanmak)için yaptı isem bizi olduğumuz şu sıkıntıdan kurtar.’ Kaya tamamen açıldı ve onlar da yürüyerek çıktılar.”(Buhari.3465;Muslim.2743; sahih)

Şerh Muhammed B. Salih el Useymin rahimehullah Bu hadisten bazı ibretler ve sonuçlar çıkmaktadır:

1-Ana-babaya iyiliğin fazileti ve onun, dertlerin ve sıkıntıların giderilmesine vesile olan salih amellerden olduğu.

2-Zinadan kaçınmanın, iffetli olmanın fazileti ve insanın imkanı varken zinadan kaçınmasının en faziletli amellerden olduğu. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ‘in böyle bir kişiyi, “Allah’ın, kendi gölgesinden başka gölgenin bu­lunmadığı günde gölgelendirdiği yedi kişiden biri.”Buhari.660;Muslim.1031; olarak zikrettiği sabittir: “Bir de soylu ve güzel bir kadın zinaya çağırdığında ‘Ben, Allah’tan korkarım.’ diyen adam.

Bu adama da sevdiği kadın kendini teslim etmiş; ancak o, Allah korkusun­dan onu bırakmıştır. Böylece mükemmel bir iffet örneği sergilemiştir. Dolayısıyla onun sadece Allah’ın gölgesinin bulunduğu günde Allah tarafından gölgelenme­si umulur.

3-Emanete sahip çıkmanın ve başkalarının işlerini, onların yararına olacak şekilde görmenin fazileti. İkinci adam, işçisi geldiğinde normal ücretini verebilir ve geri kalan malı yanında tutabilirdi. Ancak eminliğinden, güvenirliğinden, kar­deşine karşı samimiyetinden ve dürüstlüğünden, parasının ürettiği malın tümünü ona vermiştir.

4-Allah’ın kudretinin beyanı. Nitekim Allah Ta’ala bu kayayı, kendi izniyle mağaranın önünden kaldırmıştır. Ne bir vinç, ne de onu yuvarlayacak adamlar vermişti. Bu, yalnızca Allah Tabareke Ta’ala ‘ın “Ol!” emriyle olmuştu.  Allah,subhanehu önce emret­miş ve kaya yuvarlanıp mağaranın önünü kapatmış, sonra tekrar emretmiş ve kaya mağaranın önünden çekilmişti.  Allah azze ve celle her şeye kadirdir.

5-Allah duaları işitir. Nitekim bunların dualarını işitmiş ve icabet etmiştir.

6-İhlas, insanları dertlerden ve belalardan kurtaran vesilelerdendir. Zira onların her biri “Ben bunu, Senin yüzünü arzuladığım  için yaptıysam bizi bu halimizden kurtar.”emiştir.

Her yaptığını riyayla, insanlar duyup da övsünler diye yapmak ise bir hiçtir yapılan bu ameller, uçup giden ve sahibine hiçbir fayda vermeyen köpük gibidir. Allah’tan bize de, size de ihlas nasip etmesini dileriz.

İhlas, her şeydir. İbadetlerinin hiçbirinde Allah’tan başkasına bir pay verme. Allah katında makbul olması için onu sırf Allah için yap.

Nitekim kudsi bir hadiste   Allah azze ve celle  şöyle buyurmuştur: “Ben, ortak ko­şulmaktan en münezzeh olanım. Her kim bir amel işler ve ona Benimle birlikte başkasını da ortak ederse, onu şirkiyle baş başa bırakırım.”(Muslim.2985 sahih)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!