Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

قُلْ إِنَّمَا أَنَا مُنذِرٌ وَمَا مِنْ إِلَهٍ إِلَّا اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ

“De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah’tan başka hak ilah mabud yoktur.”(Sad/65)

Allah Teala Rasulüne sallallahu aleyhi ve selleme Allah’ı inkar eden Kâfirlere, kendisine şirk koşan müşriklere ve Rasulünü yalanlayanlara şöyle demesini emretmektedir: “Ben ancak bir uyarıcıyım. ” Sizin iddia ettiğiniz gibi birisi değilim. “Bir tek kahhâr olan Allah’tan başka hak ilah yanı ma’bûd da yoktur.”

Şeyhülislam İbni Teymiyye der ki:
“İlah; itaat olunan ve kendisine ibadet edilen demektir. Çünkü “ilah”, “me’luh” demektir. Me’luh ise; “kendisine ibadet olunmaya layık” demektir. Bir takım özelliklere de sahiptir ki, sahip bulunduğu bu özellikler sebebiyle kendisine ibadet olunmaya hak kazanmıştır. Bu da onu sonsuz bir şekilde sevmeyi ve onun karşısında içtenlikle eğilmeyi gerektirir. Çünkü “ilah”, sevilen ve ibadet edilen varlıktır. Gönüller sevgiyle kendisine kullukta bulunur, ona boyun eğer, onun için alçalır, ondan korkar, ondan ümitvar olur. Şiddet ve sıkıntı anlarında ona yönelir. Tüm önemli işlerinde ona dua eder, zorluk ve darlık durumlarında sadece ona tevekkülde bulunur, onu anmakla huzura erer ve mutlu olur. Onun sevgisiyle teskin olur. İşte bütün bunlar sadece Allah (c.c.) için yapılır.”(Fethu’l Mecid ala şerhu kitabi’t tevhid 26)

İbnul Kayyım rahimehullah der ki: “İlah” kendisine itaat edilip, asla isyan edilmeyendir. Onun heybeti ve azameti büyüktür. O kendisine saygı, sevgi, korku ve umutla bağlanılandır. Kendisine tevvekkül edilen, kendisinden istenilen ve dua ile yardıma çağrılandır. İşte bütün bunlar ancak Allah (c.c.) için geçerlidir. Allah’tan (c.c.) başkasının bu konularda hiçbir hak ve yetkisi yoktur. Kim, bir yaratığı Aziz ve Celil olan Allah’a (c.c.) şirk koşar, ilahlığa gölge düşürürse, işte bu kimse Allah’tan (c.c.) başka bir varlığa bağlanmış ve ona kulluk etmiş olur.”(Fethul Mecid ala şerhu kitabi-t Tevhid)

İbn’ul Kayyım rahimehullah şöyle demiştir:
“İlah; kalplerin kendisine sevgi, yüceltme, yönelme, onurlandırma, tazim, korku, ümit ve tevekkül ile yöneldiği varlıktır.”
(İgaset’ul Luhefan, 1/27)

İbn Recep el-Hanbelî rahimehullah şöyle der:
“İlah, kendisinden korkulan, çekinilen umut beklenilen, talepte bulunulan, yüceltilen, sevilen, tevekkül edilen, dua yapılan, dolayısıyla kendisine itaat edip isyan edilmeyendir. Bu sayılanların tamamı Allah‟a yapılır. Bunlardan bir tanesini yaratılmışa yapan kimse, Allah‟a ibadette ortak koşmuş ve la ilahe illallah sözündeki ihlâsını bozmuş olur. Bu söylenilenlerden ne kadarı Allah‟tan başkasına yapılırsa, o kadar Allah‟tan gayrisine ibadet edilmiş olur.“(Gurretu Uyuni‟l-Muvahhidin” sf. 25)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!