Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra; 
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Allah’ın hiçbir beşere (kitap olarak)hiçbir şey indirmediğini söylemekle. Allah’ı layık olduğu vechile  takdir edemediler.”(En’am/91)
Allah’Ta’ala’ı gereği gibi tanımadılar.” Yani, Allah’a gereği gibi saygı ve tazim göstermediler. Zira onlara gönderdiği Rasulleri yalanladılar. İbn Abbas, Mücahid ve Abdullah b. Kesir, “Bu ayet Kureyşliler hakkında nazil olmuştur” demişlerdir.”( Taberi İbn kesir Sahih Eser)

“Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler. Halbuki kıyamet gününde arz bütünü ile onun avucundadır. Gökler ise onun sağ eli ile durulmuş olacaktır. O şirk koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir.”(Zumer/67)

Allah’Tebareke Ta’ala ‘ın: “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler.” Yani müşrikler Allah subhanehu Ta’ala ‘la birlikte başkalarına da ibadet etmek suretiyle Allah subhanehu Ta’ala’ın hakkını, değerini gereği gibi bilemediler, veremediler. O kendisinden daha azametli olmayan azimdir, her şeye gücü yeten kadirdir, her şeyin mutlak malikidir, her şey Onun emri, kudreti ve hükmü altındadır.
Muhammed b. Ka’b kureyzi rahimehullah  dedi ki: Eğer onun değerini hakkıyla bilmiş olsalardı onu yalanlamazlardı.”
Ali b. Ebi Talha, İbn Abbas radihallahu anh’dan: “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler” buyruğu hakkında şöyle dediğini nakletmektedir: Bunlar Allah’ın kendileri üzerine muktedir olduğuna iman etmeyen kâfirlerdir.  Allah azze ve celle’ın her şeye kadir olduğuna iman eden bir kimse Allah subhanehu Ta’ala gereği gibi takdir edebilmiş  demektir.”(İbn kesir Sahih Eser)
Buna iman etmeyen bir kimse ise Allah’ı gereği gibi takdir edememiş olur.

Bu ve benzeri ayetler hakkında izlenmesi gereken yol ise selefin gittiği yoldur. O da herhangi bir tekyif, (keyfiyetlendirme) ve tahrif,(dilde değiştirmek terim olarak ayet ve hadisi lafiz veya anlam olarak değiştimektir) temsil(bir şeye örnek vermek)  etme veya ta’dil (işlevsiz kılmak boşaltmak)  söz konusu olmaksızın ayeti olduğu gibi kabul etmektir. İmamı Buhari rahimehullah’ın hocası Nuyan bin Hammat rahimehullah, şöyle  söylemiştir: Kim Allah Azze ve Celle’yi yaratıklara benzetirse kafirdir ve kim Allah Azze ve Celle’nin kendine vasf ettiği şeyleri de inkar eden de kafirdir. Ehl-i Sünnetin yolu Allah Azze ve Celle’nin  sıfatlarında yaratılanlarla isimde benzerlik vardır, keyfiyette benzerlik yoktur. Allah Azze ve Celle gazab sıfatı vardır, insanlar da gazaplanır. Bunda isimde benzerlik vardır, keyfiyette benzerlik   insanoğlu Allah Teala’nın sıfatlarının keyfiyetini nasıllığını  hiçbir zaman bilemeyecek, Allah Azze ve Celle’nin Zatının Künhüne vakıf olamayacaktır.

Buhari rahimehullah dedi ki: Allah Teâlâ’nın: “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler” Abdullah b. Mesud dedi ki: Yahudi hahamlarından bir adam Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek şöyle dedi: Ey Muhammed, biz aziz ve celil olan Allah’ın gökleri bir parmak, yerleri bir parmak, ağaçları bir parmak, suyu ve toprağı bir parmak, diğer yaratılmışları da bir parmak üzerine koyup: Ben el-Melik olanım! diyeceği bilgisini buluyoruz. Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- hahamın söylediklerini tasdik etmek üzere azı dişleri görününceye kadar güldü sonra Rasulullah -sallallâhu aleyhi vesellem-: “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler. Hâlbuki kıyamet gününde arz bütünü ile onun kabzasındadır…” ayetini okudu.”(Buhari. 4811;Muslim.2786;Tirmizi. Nesai sahih)

İmam Ahmed rahimehullah dedi ki: Abdullah radıyallahu anh dedi ki: Kitap ehlinden bir adam Nebi sallallahu aleyhi ve sellem e gelerek: Ey Ebu’l-Kasım, sana  Allah azze ve celle ın bütün yaratılmışları bir parmak, gökleri bir parmak, yerleri bir parmak, ağaçları bir parmak, suyu ve toprağı bir parmak üzerinde taşıyacağı bilgisi ulaştı mı? (Abdullah b. Mesud) dedi ki: Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem azı dişleri görününceye kadar güldü. Aziz ve celil olan Allah da onun üzerine: “Onlar Allah’ı gereği gibi takdir edemediler.” ayetini sonuna kadar.” (Buhari, 7415; Müslim sahih)
Ebu Hureyre radiyallahu anh dan: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Allah Teâlâ yeryüzünü ovucunun içine alacak, sağ eliyle de gökleri dürecek. Sonra “Ben melikim, yeryüzünün meliklerı nerede?” buyuracak.”(Buhari. 4812)

İbn Umer radiyallau anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:
“Şüphesiz Allah kıyamet gününde bütün arzı avucunun içine alır, gökler de onun
sağ elinde olur. Sonra ‘Melik ancak benim!’ der.”(Buhari. 7414; sahih)

Ebû Hureyre radiyallahu anh dan Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: “Allah’ın eli dop doludur, harcamak onu eksiltmez, o gece ve gündüz daima cömerttir.” Yine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri infak ve in’am ettiği nimetlerin mahiyetini bana bildirebilir misiniz? Şüphesiz bunca harcama onun elindeki nimetlerden hiçbir şeyi eksiltmemiştir” demiştir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir de ‘Çünkü “onun arşı  su üzerinde idi.”(Hud/7)onun diğer elinde adalet terazisi vardır ki onun kefesini alçaltır, yükseltir” demiştir.”(Buhari. 7411;Muslim. 993;Tirmizi.3045; sahih)

Abdullah İbn Abbas’radiyallahu anh dan  rivayet edilmiştir; o şöyle dedi :”Yedi  gök ve yedi kat yer  Rahman’nın avucunda, sadece sizden birinizin elindeki hardal tanesi gibidir.”( İbn Ceriri el Taberî )
عن ابن عباس قال ما السماوات السبع واﻻرضون السلع في
كف الرحمن اﻻكخردلة في يد احدكم
İbni Useymin rahimehullah derki: Rahman’nın  avucunda:”Müellifin sevk ettiği ibare budur. İbn Cerir ‘de bu ibare  “Allah’ın  elinde” diye geçmektedir. Müellifin sevkettigi ibare eğer siyakı muhafaza edilmişse Allah’ın avucunun varlığını ispat etmektedir, yoksa elini ispat etmektedir. Allah’ın avucunun  varlığı diğer sahih hadislerde de geçmektedir. Sadece bir hardal tanesi gibi :” Hardal, gerçekten çok  küçük bir bitki tanesidir. Küçüklükte ve azınlıkta bir örnek olarak  verilir. Bu, Allah’ın azametine ve hiçbir şeyin  O’nu ihata edemeyeceğine  delalet eder. Durum zihne yaklaştırıcı bu benzetmeden de büyüktür. Çünkü  Allahu Teâla  zatının künhünün gözler  kavrayamaz, anlayışlarıda kuşatamaz .
Rasulu Sallallahu aleyhi ve sellem bu ayetlerde ve hadislerde Allah azze ve celle’nin eli olduğuna  avucu olduğuna ve parmağı olduğuna ispat etmektedir. Bizim bu sıfatlara imanımız keyfiyetlendirilmeden nitelik vermeden iman etmek sıfatların keyfiyetini  nasıllığın Allah’a havale etmektir.Allah Teala Sıfatlarını dilde mana olarak biliyoruz fakat keyfiyetini nasıllığını ve niteliğini bilmiyoruz.Ehli sünnet Alimlerinden  İmam Ebu Hanife dedi ki: ” Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de de belirttiği gibi eli, yüzü ve nefsi vardır. Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de söz konusu ettiği yüz, el ve nefis ona ait nasıllığı bizce bilinemeyen sıfatlardır. Onun eli, kudreti ya da nimetidir denilmez. Çünkü o takdirde bu sıfatın iptali söz konusudur. Bu ise (sıfatların iptali) kaderiyyecilerin ve mutezile mensuplarının görüşüdür.”(Fıkhul Ekber) Eşariler ve maturidiler cehmiyye ve mütezilenin görüşleri almış ününü arkasını yaldızlı sözlerle söylemişler ehli sünnetin görüşü demişlerdir.
Kim isim ve sıfat tevhidine bu kaide ve kurallara göre iman ederse Allah azze ve celle’nin kadrini bilmiş olur.
Kim de böyle iman etmese Allah Teala’nın kadrini takdir etmemiş olur imanıda sapıklık oranında eksik olur. Her kim Allah Teala ile beraber başka bir yaratılmışa duâ edip ibadet ederse Allah’ı hakkı ile takdir edememiş olur. Allah’ın kitabını red eden hükümlerini kerih gören, şeriatını inkar eden, beşeri kanunları isteyen ve uygulayan Allah’ı hakkıyla takdir edememiştir ve küfre girmiş olur.  AllahTeala hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve onlara güzelce tabi olanlara salat ve selam olsun.

A. Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!