Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Büyük İslam alimi İmam Sübki rahimehullah “Şifâü’s-Sikâm fî Ziyâreti Hayri’l-Enâm” adlı eserinde şefaat, tevessül, istiğase, kabir ziyareti gibi konuları genişçe ele almış, bu hususta şöyle demiştir:
“Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ve velilerle şefaat, tevessül ve istiğase dinen caiz olup güzeldir. İlk günden İbn Teymiyye gelinceye kadar bu konuyu hiçbir alim, hiçbir veli, hiçbir müslüman reddetmemiştir.”
Meşhur alimlerimizden Teftazani rahmetullahi aleyh “Akaidü’n-Nesefi” adlı esere yapmış olduğu şerhte şöyle demiştir:
“Şefaat Kur’an, Sünnet ve icma’nın kesin delilleriyle sabittir. Hatta Mutezile bile sevabın artması için şefaatin caiz olduğunu söylemiştir.
Öncelikle yazıyı hazırlayanların nasıl ilmi güvenilirlikten ve adaletten uzak olduklarını anlayabilmek için biraz dikkatli olmak yeterli. Yazının başında İmam sübkiden şefaat, tevessül, istiğase, kabir ziyaretinin caizliği ile alakalı nakil yapmış ve ibni teymiyyenin bunları inkar ettiğini söylemiştir.
Tabiki bizim meselemiz burda ibni teymiyyeyi müdafaa değil asıl amaç Onun şahsında ehli sünneti müdafaa etmektir.
Dergiyi hazırlayanlar ibni teymiyyenin sanki bu sayılanları inkar ettiği algısı yaratmaya çalıştıkları apaçıktır. Buda Bir insanın nasıl haktan adaletten ve insaftan uzaklaşıp kendi sapıklıklarını örtmek için nasıl yalan söylediğinin en güzel örneğidir. Zira ibni teymiyyenin Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in ŞEFAATİNİ, KABİR ZİYARETLERİNİ, TEVESSÜLÜ Kabul ettiğine kitapları en güzel şahittir.
Peki ibni teymiyye bu insafsızların zikrettikleri arasından neyi kabul etmemektedir?
Fıtratı bozulmamış EHLİ SÜNNET bütün müslümanların ve islam alimlerininde inkar ettiği Allah’ı bırakıpta Ölmüş veya yaşamakta olup tabi olarak duymayacağı bilmeyeceği mesafelerden aciz kullara dua etmek yalvarmak manasına gelen İSTİĞASE’yi inkar etmiştir.
Evet Allah’tan başka dara düşenlerin yalvaracağı sığınacağı kapısına kapanıp zillet içerisinde yakaracağı başka merci yoktur.
{يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُّسَمًّى ۚ ذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ ۚ وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِ مَا يَمْلِكُونَ مِن قِطْمِيرٍ (13) إِن تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَاءَكُمْ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْ ۖ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْ ۚ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَبِيرٍ (14) ۞ يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَنتُمُ الْفُقَرَاءُ إِلَى اللَّهِ ۖ وَاللَّهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ (15)} [فاطر : 13-15]
“Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar; belirli bir süre içinde hareket eden güneş ve ayı buyruk altına almıştır. İşte bu, Rabbiniz olan Allah’tır, hükümranlık O’nundur. O’nu bırakıp dua edip yalvarmadığnız, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir.” (Fatır/13)
“Onları dua edip çağırırsanız, çağrınızı işitmezler; işitmiş olsalar bile size cevap veremezler; ama kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkar ederler. Herşeyden haberdar olan Allah gibi, sana kimse haber vermez.” (Fatır/14)
“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız, Allah ise müstağnidir, övülmeye layık olandır.” (Fatır/15)
Bu ayetleri sadece düşünüp akleden insaf sahibi bir müslüman anlar ve varacağı başka sonuçta yoktur.
Evet biz alıntıya devam edelim. Dikkat edilirse yazının sonunda imam taftazaniden bir alıntı yapmış ancak yapılan alıntının saydıklarından, zaten biz ehli sünnetinde ittifakla kabul ettiği EFENDİMİZİN ŞEFEATİ dışında hiç birtanesiyle alakası yok.
Beklerdikki aramızdaki ihtilafın asıl sebebi olan İSTİĞASE konusunda İmam Taftazaniden bir nakil getirseydi. Ancak ne mümkün!
Biz İmam Taftazaninin bu hususta bize yol gösterecek bir yazısını sizlere tercüme edelim. Umulurki faideli olur.
Et-taftazani Şerhu’lmakasıt kitabında tevhidden bahsedip müşriklerin çeşitlerini sayarken putlara tapanlardan bahseder, onların, putların gerçekten tesire ve tedbire güç yetirdiklerine inanmadıklarını anlatır ve şöyle der:
Akıllı her insan onların (putların) bu işlere güç yetireceğine inanmaz der ve Put perestlerin bu hususta ortaya attıkları beş batıl gerekçe sayar. Beşincisinide şöyle açıklar: “Onlar aralarında Allah katında yüce bir mertebeye sahip olduğuna inandıkları bir insan öldüğünde, onun timsalini yapar, şefaatçi ve Allah’a ulaşmak için vesile kılarlar.” 4/41-42
Yani onlar aslen kendilerinden yardım istedikleri putların değil onların temsil ettiği kamil kullarının ruhlarını onlara cevap verip sıkıntılarını giderdiklerine inanırlar.
Yarabbi seni bırakıpta aciz kullarına yalvarıp yakaracak kadar gözlerimizi kör etme. Yanlız sana yalvarıp sana yakarmanın lezzetini kalplerimize tattır. Seni her hususta tevhid edip birlemeyi bizlere nasip et. Bilmeyen kardeşlerimize hakkı görmeyi nasin et. Amin
Tasavvuf adında insanları önce Allah’la kandırıp sonra Allah’tan başkalarına yöneltenlere karşı uyanık olmayı nasib eyle.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!