Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz ki sen, dosdoğru yoldasın.” (Zuhruf/43)

Mü’minlerin emîri Ömer radıyallahu anh’dan rivayet edilen: “Müslümanların içinde cahiliyeyi tanımayanlar ortaya çıktığı zaman İslam’ın bağlan birer birer kopacaktır”

İbn Kayyum rahimehullah de ki:  “Çünkü onlar, cahiliyeyi, şirki ve Kur’ân’ın yerdiği kötülükleri bilmedikleri zaman onların içine düşer, onları onaylar, onların propagandasını yapar, onları doğrular ve överler. Onlar, bunun cahiliye halkının bir âdeti veya benzeri veya ondan daha kötüsü ya da ondan daha aşağısı olduğunu bilemezler. Bu sebeple kalplerindeki İslam bağları kopar, iyilik kötülüğe, kötülük iyiliğe, bid’at sünnete, sünnet bid’ate dönüşür. Kişi, saf imanı ve sadece tevhide bağlılığı sebebiyle tekfir edilir ve sırf Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem”in yolundan gittiği, heva ve bid’atlerden ayrıldığı için de bid’atçilikle suçlanır. Basiret ve diri bir kalbe sahip olan kimse, bunu açık bir şekilde görür. Yüce Allah, yardımcımız olsun.”

Yine İbn Kayyim der ki: Vahye tutunanlar dışında bunların hepsi doğru yoldan sapmış,hidayet kapısı olanlara kapanmıştır.Faydasız yere yudumlar ve acı sudan icer.Fikirkapılarmı teker teker dolaşmış,ancak en kötü görüş ve fikirlere sahip olmuştur.Sahip olduğu vehiçbir faydası olmayan ilme sevinmiştir.Hakkında hüsn-ü zanna sahip olduğunu kimseleri inen vahye ve nassa tercih etmiştir.O her şaşkına uyan bir şaşkındır.Her içeceği su sanır.Hayatı boyunca susuzdur.Uzaktan “hidayete yönel” doğru cagrılır,ama o tehtit “kıyamet”gününe kadar icabet etmez.Kendindeki dalalete razı olmuş,ceşitli batıllara ve türlü türlü saçmalıklara kanaat etmiştir.Hidayet sandığı küfür onu hidayete erenlerden ve hidayeti gösterenlerden men etmiştir ve ona bir türlü ulaşamaz.Lisan-ı hali ve kali”ALLAH,IN aramızda “vahi ve dogrulukta”lutfettigi kimseler bunlarını,der,oysa”ALLAH”şükretenleri daha iyi bilmezmi” “Aramızdan Allah’ın kendilerine lutuf ve ihsanda bulunduğu kimseler de bunlar mı!’’ demeleri için onların birkısmını diğerleri ile işte böyle imtihan ettik. Allah şükredenleri daha iyi bilmez mi ?’’ (Enam /53 ) Vahye tutunanlar dışında hepsi doğru yoldan sapmıştır ve diyayet kapısı onlara kapanmıştır.

 “Onların ateşin karşısında durdurulup,’’ Ah, ne’olur keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve Müslümanlardan olsak’’ dediklerini bir görsem.‘’(Enam /27)

Allah Subhanehu kâfirlerin kıyamet günü ateş karşısında durdurulduklarında, orada zincir ve bukağılara şahit olduklarında, o dehşetli ve korkunç hal ve durumları gözleriyle gördüklerinde şöyle diyeceklerini bildiriyor: “Ah, ne’olur keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve Müslümanlardan olsak!” Salih amelleri işlemek, Rabblerinin âyetlerini yalanlamamak ve Müminlerden olmak için dünya yurduna tekrar döndürülmeyi temenni edecekler.  Allah azze ve celle cevaben şöyle buyuruyor: “Hayır! Onlara daha önce gizlemekte oldukları şeyler göründü.” Yani, olay şundan ibarettir: Onlar dünyadayken yalanlamış olsalar da hatta biraz önceki “Sonra onların mazeretleri, ‘Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!’ demekten başka bir şey olmadı. Gör ki, kendi aleyhlerine nasıl yalan söylediler.”(Enam/ 23) Allah Azze ve Celle’ye hamd, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ashabına ve güzellikle ona tabi olanlara selam olsun.”

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!