Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;  Tevhidin şirkle olan mücadelesi, Nuh Aleyhisselam’ın, kavmini Allah’a ibadete davet edip salihlere ve putlara ibadetten sakındırdığı günden bugüne devam etmektedir. Şirk ilk Nuh Aleyhisselam’ın kavminde velileri duâ edilip yalvarmasyla başladı. Nuh Aleyhisselam’dan sonra gelen Rasuller de kavimlerini, ibadete layık olmayan batıl ma’bûdlara ibadet etmekten sakındırarak, dini  Allah’a  has kılarak ibadet etmeye çağırdılar.
kavmini Allah’a ibadete ve Tevhide davet etmeye başlayınca, kavmi O’na “yalancı ve sihirbaz” dediler. İşte bu, Tevhid’e davet edip Şirkten terk ettirme tebliğine başlayan her Rasûlün her davetcinin başına gelen bir durumdur. Aynı şekilde Resullerin ümmetlerinin konumu da aynıdır. O gün bugündür aynı mücadele devam edip gelmektedir.

Şirkin aslı nedir? Şirk, Allah’a zatında, sıfatlarında, isimleri fiileri, ve selbi sıfatlarında uluhiyet, ibadet veya rabubiyette, mülkünde ortağı bulunduğuna itikad etmektir. Onun için, nasıl küfür imanın zıddıysa, şirk de tamamen Tevhid’in zıddıdır.

Büyük şirk’ Bu, bir şeyi Allah’a denk edip ona ibadet etmek, Allah’a itaat ettiği gibi itaatte bulunmak, onu Allah’a denk edip şirk koşmaktır.Bu bütün anlamıyla, şirkin en büyüğüdür İçine düşeni ebedi olarak Cehennem ateşine koyan ve onu İslam dininden çıkarandır.

Duâ da şirk: Bu Allah’dan başkasından, Rasullere Nebilere veya Evliya, veya evlilya zan edilen aslında şeytanın dostları olanlardan rızık, hastalıklara şifa talep ederek dua etmek, ibadet ve dilek duasını ve manevi duayı Allah tan başkasına sarf ederek istiane, istiaze, ve istiğaseyi, Allah Teâlâ dan başkasına yaparak şirk koşmaktır. Allah teala Kitabında şöyle buyurdu: Allah’ı bırakıp da sana faydası da zararı da dokunmayacak başka şeylere dua edip yalvarma; eğer bunu yaparsan, zalimlerden olursun.”(Yunus 106)
“Muhakk ki mescitler, Allah’a mahsustur. Onun için Allah ile birlikte hiçbir kimseye dua etmeyin.”(Cin18)
“Allah için benzer göstermeyin. Çünkü Allah bilir, siz ise bilemezsiniz.”(74 Nahl) Allah’a şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman:  “Rabbimiz! Seni bırakıp kendilerine yalvardığımız ortaklarımız işte bunlar” derler. Onlar da bunlara:  “Siz muhakkak yalancısınız” diye söz atarlar.”(Nahl 86)

Şirk Nedir? Ebû Bekir radîyallâhu anh şöyle buyurdu:  “Allah ile beraber bir başkasına duâ edip yalvarmaktır” (Mecmau’z-zevâid 10/227)

Putlara ve ölmüş kemikleri Çürümüş tapan  medet umanlar ehli tevhid olmazlar ve kendilerini ehli tevhide ve ehli sünnette nispet etmeleri içi boş temenniden  başka değildir. Ehli sünnet alimleri tefsir, hadis şerhleri, fıkıh kitapları, ve akide kitaplarında  icma ermiştir ki, heykellere tapanlar ile ölmüş kemikleri çürümüşlere dua edip tapan ve medet umanlar müşriktir.

İtaatte Şirk: Allah’tan başkasını “Teşri” ve hükümde ortak tutmaktır. Zira hüküm, yalnızca Allah’a has bir haktır. Allah Tebareke ve Teala şöyle buyurmuştur: “Hüküm ancak Allah’ındır.”(Yusuf 40) Ehli sünnet alimleri icma etmişlerdir, Allah Teâlâ’nın şeriatını kaldırıp beşeri kanunlar koyanlar kafir ve müşriktir.
Alimlerini Veli veya veli zan edilen şeyhlerine, Allah’a isyan sayılan bir ameli helal sayarak uyanlar bu sınıftandırlar. Bu konuda da Allah: “Alimlerini ve rahiplerini Allah’tan gayri Rabler edindiler”(Tevhe 31) buyurmaktadır.
وَلَا یُشۡرِكُ فِی حُكۡمِهِۦۤ أَحَدࣰا
O, kimseyi hükmüne ortak yapmaz.” (Keyf 26)
وهذ يشمل الحكم الكوني الفقدري ولحكم الشر عي الديني
Şeyh Sadi rahimehullah der ki: Bu ayet hem kevni ve kaderi hükmü hemde şeri ve dini hükmü  kapsar.” (Tefsiri’s-Sadi)

Niyette Şirk: Bir kişinin amelinde, genelde ve ayrıntıda Allah’tan başkasına yönelmesidir. Buna “itikadda şirk” denir.

“Kim dünya hayatının ve onun çekiciliğini isterse, onlara yapıp ettiklerini onda tastamam öderiz ve onlar bunda hiç bir eksikliğe uğratılmazlar. İşte bunlara, Ahiret’te kendileri için ateşten başkası yoktur. Onların onda (dünyada) bütün işledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. “(Hud: 15-16)

Sevgide şirk: “Bu da Allah ile birlikte başkasını da Allah Tealayi sevdiği gibi veya daha çok ya da daha az sevmektir. Çünkü sevgi, insanın ihlasla boyun eğmesinin sebebidir. “Allah’Teâlâ şöyle buyurdu: “İnsanlardan bazıları Allah’dan başkasını Allah’a denkler edinir de onları Allah’ı sever gibi severler.” (Bakara 165) “Allah subhanehu Teâlâ sevgisi İslam esası ve temelidir. Öyle ki bu sevginin kaybedilmesi durumda ibadet sahih olmaz. Sevginin mükemmelliği iman mükemmelleşir, eksilmesi ile de Tevhidi eksilir.

Tasarrufta şirk: Bu, Rasuller’in Nebilerin ve evliyaların, Şeyhlerin kainatta tasarruf kudretleri olduğuna inanmaktır. Bu, Rasuller ve salih insanların güzel mevkilerini inkar ediyoruz ve görmemezlikten geliyoruz anlamına gelmez. Fakat sakıncalı olan, bunlara Allah’ın özel haklarından olan kudret, tasarruf, yarar ve zarar verme gibi sıfatları vermektir. Allah Teala müşriklere sorduğunda: “İşi kim yönlendiriyor, onlar da diyeycekler ki; Allah.”(Yunus 31)Allah Teala yine şöyle buyurdu:یُدَبِّرُ ٱلۡأَمۡرَ مِنَ ٱلسَّمَاۤءِ إِلَى ٱلۡأَرۡضِ “O her şeyi gökten yere tedbir eder yönetir.”(Secde 5)  

Korkuda şirk:  “Allah’dan başkasının zarar ve yarar verdiğine inanmak veya korkuda başkalarını Allah Teâlâ’a denk görmektir. Örnek vermek gerekirse: Ölülerin kemikleri çörümüşlerin, sağ olanlara zarar vermesinden korkmak veli veya veli zan edilen tarikat şeyhleri zarar ve fayda verdiğine korkarak inanmak,  yahut vacip olan amelleri terk etmeye neden olacak kadar bir otoriteden korkmak gibi. Ancak doğal olan korkmaya gelince, yırtıcı bir hayvan gibi veya bir zalimden korkmak Şeriat’ta caizdir  Şirk değildir Çünkü Allahu Teala, Musa aleyhisselami şu ayette korkmakla vasfetmiştir.”Etrafını kollayarak, korkuyla oradan ayrıldı.”(Kasas) Burada, meşru olan korku, insanın Allah’dan korkmasıdır. Esas korku da budur.

Tevekkülede şirkt: Tevekkül, kulun işlerini Allah’a havale etmesi, dilediğinin elde edilmesi için Allah’a güvenmesidir.Allah Azze ve Celle: وَعَلَى ٱللَّهِ فَتَوَكَّلُوۤا۟ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِین”Eğer müminler iseniz ancak Allah’a tevekkül edip güvenin.”(Maide 23)وَمَن یَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱللَّهِ فَهُوَ حَسۡبُهُۥۤۚ “Kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter.”(Talak 3)وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱلۡحَیِّ ٱلَّذِی لَا یَمُوتُ “Hiç ölmeyecek olan Allah’a tevekkül et” buyurmaktadır.”Furkan Bunun için Allah’tan başkasına tevekkül etmek caiz değildir.Şirk olan tevekküle gelince: Ancak Allah’ın kudreti dahilinde olan şeylerde Allah’tan başkasına kalpten tevekkül edip bağlanmaktır veya yaratılmış birinin Allah’tan başka rızık vereceğine veya rızkı keseceğine inanmaktır.Büyük şirk hakkında sözlerimize son vermeden önce, burada insanları uyarmamız gereken bir çok konudan bazısına değinmek yerinde olacaktır. Bu değineceğimiz konular, çok tehlikeli oldukları halde, bunu söyleyen ve işleyenlerin birçoğu Allah’a şirk koştuklarının farkında değillerdir.Mesela: Şifayı doktora veya ilaca bağlamak. Din ve dünya işlerinde başarılı olmayı kulun zekası, gayreti bağlamak. Kulların kanun koyabileceklerine dair inanış. Ölüm nedenlerini, trafik kazalanna veya yanlış ilaç kullanımına bağlamak gibi işlerdir. Bu ve benzeri şirk sözleri ve amelleri çoktur. Müslümanlar bunları bilip sakınmalıdır.”

Allah Teala’ şöyle buyurdu: “Andolsun ki sana ve senden öncekilere vahyolundu ki ‘Eğer şirk koşanlardan olursan muhakkak ki amelin boşa gider ve muhakkak zarar edenlerden olursun.” (Zumer /65)

“Hayır işte bundan ötürü yalnız Allah’a ibadet et ve şükür edenlerden ol.”(Zumer / 66)
“Allah, kendisine şirk  koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah’a şirk  koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur.”(Nisa/48)

“Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; ondan başka günahları dilediği kimse için bağışlar  Kim Allaha şirk koşarsa büsbütün sapmıştır.” (Nisa/116)

“Bilin ki kim Allaha ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram kılar;artık onun yeri ateştir ve zalimler için yardımcılar yoktur,”demişti.” (Maide/72)

“İşte bu, Allah’ın hidayetidir kullarından dilediğini ona iletir. Eğer onlar da Allaha şirk koşarlardı yapmakta oldukları amelleri elbette boşa giderdi.” (En’âm /88)

Allah Teala: şöyle buyurdu:”Şüphesiz kitap ehli ve müşriklerden kafir olanlar, Cehennem ateşinde ebedi olarak kalacaklardır. Onlar insanların en şerlileridir”(Beyyine 6)

Allah azze ve celle kitabında şöyle buyuruyor   “Artık bunu bilebile Allah’a şirk (denk) koşmayın.” (Bakara.22)
Sahih-i Buhârî ile Sahih-i Müslim’de İbn Mes’ud  radıyallâhu anh-‘dan şöyle rivayet edilmiştir: Ben “Ya Resûlallah! En büyük günah hangisidir?” diye sordum. “Seni yaratmışken Allah’a denk edinmendir.” buyurdu. (Buhari 4477. Müslim 76)
Allah’a Eş Koşmayın:”Artık siz de bildiğiniz halde Allah’a eşler koşmayınız” buyruğu bir yasak bildirmektedir. Ona denk, emsal ve benzer kimseler koşmayınız, demektir. Çoğul olan bu kelimenin tekili (ند) şeklindedir. Muhammed b. es-Semeyka işte bu şekilde bu kelimeyi tekil olarak ( ندا ) şeklinde okumuştur. Şair der ki;  نحمدالله ولا ند له ءنده الخير وما شاء فعل   “Allah’a hamd ederiz ve onun dengi yoktur. Hayır onun elindedir ve O dilediğini yapar.
“İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk ilahlar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler.”(Bakara/165.)

İbn Mes’ud radiyallahu anh Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini nakletmiştir:’’Kim ibadette Allah’tan başka Ona denk yaptığı bir başkasını dua ile çağırıp durduğu halde ölürse cehenneme girer (Buhari. 4497 sahih )

“Ve Allah’ı bırakıp, göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızka sahip olmayan ve sahip olmaya da güçleri bulunmayan  şeylere mi ibadet ediyorlar.” (Nahl/)

“Allah için emsal göstermeyin. Çünkü Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.”(Nahl/74)

“Sonra  kâfir  olanlar (başkalarını) Rab’lerine denk tutuyorlar.”(En’am/1)

“Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”(Şuara/97)

“Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile denk tutuyorduk.”(Şuara 98)

Büyük Şirk endad, eş,  benzer, denk  ve emsal.  Şirkin aslı Allah’a has olan bir şeyi Allah’tan ğayrısını ona denk tutmaktır. Veya Allah’a has olan herhangi bir şeyi başkasına sarf  etmektir.
Büyük şirk koşanların Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in ahirette şefaat edemeyeceği hadisle sabittir. Uzunca bir hadiste rivayet edildiğine göre: Enes radiyallahu anh’ın nakline göre Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem dedi ki: “Bunun üzerine ben başımı secdeden kaldırır, Rabbimin bana öğreteceği sena ve hamd ile Rabbime sena ve hamd ederim. Sonra şefaat ederim. Bana bir sınır tayin buyurur. Akabinde çıkar o sınır içindeki insanları cennete sokarım.” Katade şöyle dedi: Ben Enes’ten işittim şöyle naklediyordu: ‘Akabinde ben çıkarım ve insanları ateşten çıkarır cennete sokarım. Nihayet ateşte Kur’an’ın hapsettiği (küfür ve şirk) yani kendilerine ebediyen azap vacip olan kimselerden başkası kalmaz.”( Buhari. 7440;Muslim. İman 84)

Allah Subhanehhu bizleri muhafaza etsin. Ayette Rabbimizin haber verdiği gibi şu duruma düşeriz: ‘’Amel işlemiş fakat boşuna yorulmuşlardır. Onlar kızgın ateşe gireceklerdir.’’(Ğaşiye3-4)

“Allaha ibadet edin ona hiç bir şeyi şirk (denk) koşmayın. “(Nisa/36)

Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O’na ibadet ediniz. İşte doğru yol budur.”(Meryem./36)

Şirk büyük günahlardandır kişi hayatta iken tevbe etmeden şirk üzerine ölürse ebediyen cehennemde kalır şefaatcilerin şefaati kendisine fayda vermez. Buhari ve Müslim’den gelen sahih bir hadiste: Abdurrahman b. Ebu Bekre babasından şöyle dediğini tahdis etti: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in yanında idik. Üç defa: “Size büyüle günahların en büyülerini bildireyim mi? Allah’a şirk koşmak, anne babaya karşı gelmek, yalan şahitlik etmek -yahut yalan söz söylemektir“ buyurdu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem yaslanırken oturuverdi. Bunu o kadar çok tekrar etti ki biz, keşke sussa, dedik.”(Buhari, 2511; Müslim, İman, Tirmizi, 1901: sahih)
İnsanların çoğunluğu şirk koşmadan iman etmezler , bu îmânları ahirette kendilerine bir fayda sağlamacaktır. Allah tebâreke ve teâlâ’nın bizden şirk koşmakdan ibadet etmememizi emir etmiştir.

Bize Hannad bildirdi bize Ebu’l Ahvas Simak tan oda îkrime den bildirdi:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ: {وَمَا يُؤْمِنُ أَكْثَرُهُمْ بِاللِّهِ إِلَّا وَهُمْ مُشْرِكُونَ} قَالَ: يَسْأَلُهُمْ مَنْ خَلَقَ، وَمَنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ؟ فَيَقُولُونَ اللَّهَ، فذلكَ إِيمَانُهُمْ، وَهُمْ يَعْبُدُونَ غَيْرَهُ
O, ” Onların çoğu Allah a şirk koşmaksızın iman etmezler. Yûsuf 106 ayeti hakkında dedi ki: Onlara onları ve gökleri ve yerleri yaratan kimdir? diye sorulduğunda “Allah tir derler. Bu O,ndan gayrısına ibadet etmelerinin yanısıra imanlarıdır.”(Buhari Halku ef’ali’l-ibad 474)

Allah Teala’nın razı olduğu amellerin başında O’na ibadet edip şirk koşmamaktır.
Ebu Hureyre radiyallahu anh dan   Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:”Muhakkak ki Allah, sizin için üç şeye razı olur ve üç şeye razı olmaz. Razı oldukları: Sadece Allah’a ibadet edip O’na şirk koşmamak. Hep birlikte Allah’ın dinine sarılmak. Allah’ın emrinde olan yöneticiye itaat etmek. Razı olmadıkları: Boş söz. Faydasız soru sormak. İsraf etmek. (Müslim. İman Malik  Muvatta Buhari. Edebu’l Mufred 447)

Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Deki: “Bana sadece Allah’a ibadet etmem ve O’na hiçbir şeyi şirk koşmamak emrolundu. Ben yalnız O’na çağırıyorum ve dünüş de yalnız O’nadır.”(Rad 36)

اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشْرِكَ بِكَ وَأَناَ أَعْلَمُ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِمَا لاَ أَعْلَمُ.
“Allahım! Bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim.”(Ahmed (4/403) sahih)

İslâm dîninin aslı ve temel kuralı şu iki husustur: Birincisi: Hiçbir ortağı söz konusu olmaksızın bir ve tek Allah’a ibâdet etmeyi emretmek, buna davet etmek, bu uğurda dostluk etmek ve onu terk edeni tekfir etmektir, İkincisi: İbâdette Allah’a şirk koşmaktan sakındırmak, bu konuda tavizsiz ve sert bir tutum takınmak, bu uğurda düşmanlık etmek ve şirk işleyeni tekfir etmektir. Ebu Eyyub el-Ensârî’ radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
مَنْ جَاءَ يَعْبُدُ اللهَ لَا يُشْرِكُ بِهِ شَيْئًا،وَيُقِيمُ الصَّلَاةَ ، وَيُؤْتِي الزَّكَاةَ، وَيَصُومُ رَمَضَانَ، وَيَجْتَنِبُ الْكَبَائِرَ، فَإِنَّ لَهُ الْـجَنَّةَ، وَسَأَلُوهُ:مَا الْكَبَائِرُ؟ قَالَ: الْإِشْرَاكُ بِاللهِ، وَقَتْلُ النَّفْسِ الْـمُسْلِمَةِ، وَفِرَارٌ يَوِمَ الزَّحْفِ
رواه أحمد والنسائي

“Kim, hiçbir şeyi şirk koşmadan Allah’a ibâdet eder, namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar ve büyük günahlardan sakınır bir halde Allah’ın huzuruna gelirse, ona cennet vardır.
Sahâbe: Büyük günahlar nelerdir? Diye sordular. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: Allah’a şirk koşmak,müslüman bir canı  öldürmek ve savaşta cepheden kaçmaktır.”(Hakim el Mustedrek 68 Ahmed Musned 23502 Taberi tefsir) İlim ehli şöyle demiştir; ‘’İşte Allah’ın Kitab’ı! Eski ve yeni bütün şirk koşanlar ile bizim aramızda hükmedici odur. İsterse alim olduğu düşünülen biri olsun insanlardan hiçbirinin fiili Kur’an aleyhinde hüccet olamaz. Bilakis Kur’an herkesin üzerine hüccettir. O halde bazı kimselerin ; Filan şöyle dedi, filan şöyle yaptı, şeklindeki sözlerine aldanma’’ Allah’a hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve onlara güzelce tabi olanlara salat ve selam olsun.
A.Kadir GÖREN

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!