Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

İbrahim en Nahai rahimehullah der ki: “Çünkü biz bu ummet hakkında Ezarika nın fitnesinden endişe ettiğimizden daha çok Murcienin fitneden endişe ediyoruz.”(Abdullah b. Ahmed es-Sunne, 604)

Ve Veki b. Cerrah  rahimehullah dedi ki:

وَقَالَ وَكِيعٌ: أحدثوا [2] هَؤُلَاءِ الْمُرْجِئَةُ [هَؤُلَاءِ] الْجَهْمِيَّةُ، وَالْجَهْمِيَّةُ كُفَّارٌ، وَالْمَرِّيسِيُّ جَهْمِيٌّ، وَعَلِمْتُمْ كَيْفَ كَفَرُوا، قَالُوا: يَكْفِيكَ الْمَعْرِفَةُ، وَهَذَا كُفْرٌ، وَالْمُرْجِئَةُ يَقُولُونَ: الإِيمَانُ قَوْلٌ بِلَا فِعْلٍ، وَهَذَا بِدْعَةٌ، فَمَنْ قَالَ: الْقُرْآنُ مَخْلُوقٌ فَهُوَ كَافِرٌ بِمَا أَنزَلَ الله عَلَى مُحَمَّدٍ ﷺ يُسْتَتَابُ وَإِلَّا ضُرِبَتْ عُنُقُهُ.
“Bu mürcie, Cehmiye’ye yi ortaya çıkardı. Cehmiyye kâfirdirler. el Merisi de Cehmiye dendir. Onların nasıl küfre girdiğini biliyorsunuz. Onlar marifet yanı  Allah Teala bilemek yeterlidir  diyorlar işte bu küfürdür. Mürcie ise iman fiilsiz bir sözdür diyorlar ki bu da bidattir. Ve kim kuran mahluktur  derse O Muhammed e sallallahu aleyhi ve sellem indirileni inkar etmiştir. Tevbeye çağrılır etmese boynunu  uçurun. “(Buhari Halku ef’ali’l-ibad 43:)

Veki bin Cerrah rahimehullah dedi ki;
قالت المرجئة الإقرار بما جاء من عند الله يجزىء من العمل وقالت الجهمية المعرفة بالقلب بما جاء من عند الله يجزىء من القول والعمل وهذا كفر
“Murci’a “Allah’tan gelen şeyleri ikrar etmek, amel edilmese de yeterlidir” dediler ve Cehmiyye “Allah’tan gelen şeyleri kalp ile bilmek, söz söylenilmese de, amel edilmese de yeterlidir” dediler. Bu küfür’dür”(Abdullah bin Ahmed bin Hanbel, es-Sunne 418)

Zeyd şöyle demiştir: Ebû Vail’e Mürcie mezhebini konusundaki görüşünü sordum, şöyle söyledi:
عن زبيد قال سألت أبا وائل عن المرجئة فقال حدثني عبدالله ان النبي قال سباب المسلم فسوق وقتاله كفر
Abdullah bana Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle  söylediğini  bildirdi: “Müslümana sövmek fisk, onunla  savaşmak  küfürdür.”(Buhari, İman)

Harb bin İsmâil el Kirmānî derki:  “Kim imanın, amelsiz söz olduğunu iddia ederse; o murcie’dir. Harb bin İsmâil el Kirmānî ilim ehlinin sözlerini naklederek der ki: iman söz, amel, niyet ve Sünnete tutunmak tir. man artar ve eksilir.”(Şerhu s Sunne)

İmam Acurri رحمه الله şöyle demektedir: Ebubekr ibnu ebi Davud رحمه الله bize şöyle nasihat etti: Diniyle oynayan Mürcie’den olma, Şüphe yok ki, Mürci (dini ciddiye almayıp) dinle alay etmektedir! Ve de ki: İman; söz ve niyetten oluşmaktadı.”(İmam Acurri, eş-Şeria, 5/2563)

Ahmed bin Hanbel (rahimehullah) “İman ancak amel ile olur” demiştir.
(es-Sunne el-Hallal, 962)

İmam Ahmet rahimehullah Mürcie’yi Ret konusunda şöyle demiştir: Mürcienin şöyle demesi gerekir; bir kimse genelde zekatı ikrar etse, iki yüz dirhemde beş dirhem zekatı vermezse bile mümindir ve şöyle demesi gerekir: Kelime-İ Şehadeti ikrar ettiği, sonra hristiyanların ve mecusilerin kullandığı kuşağı bağladığı, haça dua ettiği, kiliseye ve havraya gittiği ve bütün büyük günahları işlediği zaman sadece Allahı kabul etmekle onlara göre bu adamın mümin olması gerekir. Bu, onların görüşlerinin sebep olacağı şeylerin en kötülerinden biridir.

Şeyhulislam İbn Teymiyye, İmam Ahmed’in bu sözlerini naklettikten sonra şöyle dedi: “Ben derim ki: İmam Ahmed’in söylediği şeyler insanların Mürcie’nin aleyhine ortaya koydukları delillerin en güzelidir. Başkalarının parça parça söyledikleri bazı şeyleri o bu sözleriyle birleştirmiştir. Murcienin görüşlerinin bu tür sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.” [el-Fetava 7/401]

Aşırı Mürcie ise şöyle der: “Küfür sözü söyleyen veya küfür fiili işleyen kimse inkar ya da helal sayma gibi, kalben inkar ettiğini gösteren bir şey ortaya koymadıkça kafir olmaz.”

Onların bu sözleri, küfre düşürücü herhangi bir amel işleyen kimsenin kafir olacağına delil teşkil eden nassları yalanlamadır. [İbn-i Teymiye, Es-Sârimu’l-Meslûl, 7/205 ve 209

İmam Kurtubi: “el-Müfhim ala Sahih-i Müslim” adlı kitabının “İki şehadet kelimesini sadece sözle söylemek yetmez” başlığı altında diyor ki: “Şehadet kelimeleri kalpten gelerek söylenmelidir.”
İşte bu başlık Mürcie mezhebinin bozukluğuna ve fesadına açıklık getiren bir uyarıdır. Çünkü Mürcie mezhebi “Şehadet kelimesini sadece dil ile söylemek iman için yeterlidir” diyor.”(Fethul-Mecid)

BEŞ SAPİK FIRKADAN UZAK DURMAK
Beş sapık fırkadan uzak durmak lazım! Birincisi Rafizilerdir. Rafizi akidesinde olanlar sahabe tarafından kurandaki bazı ayetlerin mushafa yazılmadığını iddia etmekte ve sahebenin azı müstesna çoğunu tekfir etmektedirler. İkincisi Haricilerdir. Hariciler; Alimleri zellelerinden dolayı, Müslümanları kendi ellerinde olmayan hatalarından veya hatalarından dolayı tekfir ederler. Üçüncüsü Batıni Sofilerdir. Batıni Sofi akidesinde olanlar ise Resulleri, Nebileri, diri olsun veya ölmüş olsun, veli veya veli zannettiklerini şirk aracı edinmektedirler. Dördüncüsü Hadis İnkarcılarıdır. (Felsefeciler ve Kelamcılar). Bunlarda Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’i postacı konumuna koyup kendi akıllarınıda Nebi ve Rasul yerine koyup kur’anı beyan edip yetkili görmektedirler. Beşincisi Mürcie Fırkasıdır. Mürcie akidesinde olanlar büyük şirk işleyenleri ve kafirliği icma ile sabit olan  Rafizi, Nusayrileri, ve kabirperest gibi kafir ve müşrikleri tekfir etmeyenlerdir.
Bu beş grubun bazılarının akidesi küfür ve şirke kadar varmaktadır. Benim müslümanlara tavsiyem bu beş fırkadan uzak durmalarıdır. Kim bunlara ne kadar yakın olursa o oranda sapıklıktan payını alır. Nitekim vakıa da bunu göstermektedir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem “Kişi arkadaşının dini üzeredir.”(Ebu Davud, 4833; Tirmiz,2379; Hasen) buyurmaktadır. Rabbim bunların şerlerinden bizleri ve bu ümmeti korusun.”
Ben  Müslümanım diyenlerin  çoğunluğu akidesi Mürcie ve cehmiyye akidesi. Laik demokratlardır, islam şariatını ret ettikleri için zaten müslüman değillerdir.

Bazı sapık ve saptırıcı tekfirci harici zihniyetli insanların alimlere, ilim talebelerine, ehli sünnet olan müslümanlara kendilerine muvafakat etmediklerinden dolayı irca ve murcie damgası vurması ancak kendi sapıklıklarını arttırmaktadır. Haricilerin tekfir ettikleri insanları alimler, ilim talebeleri ve ehli sünnet müslümanları tekfir etmedikleri için kendilerine muvafakat etmediklerinden dolayı irca ve mürcie damgasını vurmaktadırlar. Bu sapık ve saptırıcı hariciler önce kendi üzerlerindeki hariciliğin sıfatlarını ve vasıflarını bıraksınlar ve bu tekfirci hariciler mürcie’nin ne olduğunu dahi bilmiyorlar. Ehli sünnette bir kaide şöyledir; Kişi imanın müsemması ile şu inanca sahipse, ‘İman kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve azalarla ameldir.’ derse bunu diyen asla mürcie sayılmaz. Selefin ve halefin bu konuda icması vardır. Ğulatu Mürcie’nin akidesi şudur; “(Marifetullah) Allah’ı bilmektir.” Allah’ı bildikten sonra hiçbir amel nasıl ki bir kafire yarar sağlamıyorsa hiçbir günahta imanı bozup izale etmez. Bu tekfirci hariciler cehaletlerinden ve bağnazlıklarından dolayı müslümanların canlarını, ırzlarını ve mallarını helal saymaktadırlar. Rabbim islam ümmetini bunların şerrinden muhafaza eylesin.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!