Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Halbuki onlar O’nun dininde ihlas sahipleri ve hanifler olarak Allah’a ibadet etmelerinden, namazı dosdoğru kılmalarından, zekatı vermelerinden başkası ile emrolunmadılar.Dosdoğru din işte budur.”(Beyyine/ 5)

“Allah’a yönelen, O’na ortak koşmayan kimseler (olun). Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir.”(Hac/31)

Buhari’den gelen sahih bir rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den şöyle nakletmiştir:
عن أبي هريرة : قال صلى الله عليه وسلم
أسعـد النـاس بشفاعتي يـوم القيامـة من قال
لا إلـه إلا الله خالصــاً مخلِصـاً مــن قلبـــه
“Kıyamet gününde insanlar içinde şefaatime en ziyade mazhar olacak kimse kalbinden ve gönlünden ihlas ve samimi olarak ‘La ilahe illallah’ (Allah tan başka ibadeti hak eden mabud yoktur) diyen kimsedir” buyurdu.” (رواه البخاري Buhari, 6570; Sahih)

Abdullah b. Mes’ud radiyallahu anh dedi ki
“Rabb’ine karşı ihlaslı olan kimsenin misali, kumda yürüyen kimse gibidir. Ayak sesleri işitilmez ama iz bırakır.”(Câmiu’l Ulumi ve’l Hikemi (302)

Emevilerden halife olan ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine sahip çıkan  Ömer İbn Abdulaziz rehimehullah der ki;
قال عمر بن عبد العزيز: “من عمل في غير علم كان ما يفسد أكثر مما يصلح
Kim Allah’a bir bilgi dahilinde olmayarak ibadet  ederse  ifsat ettiği ıslah ettiğinden daha çok olur.”

İçiyle dışıyla gerçekten Salih bir amel ancak ilimle bilerek yapılan ameldir. Bu sebeple Allah ve Rasulu, Allah’a ibadet etmeyi ona gönülden bağlanmayı dini ancak Allah’a has kılıp ihlas üzere olmayı emretmişlerdir. Şüphesiz bunlar ilmi ve ameli yan yana sıralamakta kalben bilmeyi ve kalben hareket etmeyi, o hali  yaşamayı  yan yana getirmektedir.

Ebu Ümame radiyallahu anh dan rivayet ettiğine göre, Rasulullah sallalla­hu aleyhi vesellem şöyle buyurmuş:
إن الله لا يقبل من العمل إلا ما كان له خالصــاً وابتغي به وجهه
“Allah amellerden sadece ihlasla yapılıp kendisiyle O’nun yüzünü arzu ve  kast  edilenleri kabul eder. (Nesai, Cihad, 3140 sahih)

Ali bin ebu talip radiyallahu anh der ki: Salih amel, insanlardan değil, sadece Allah’tan bir övgü ve karşılık bekleyerek yapılan ameldir.”(Hilyetu’l Evliya)

Abdullah bin Mesud radiyallahu anh şöyle demiştir: kim amellerini işittirirse Allah da onun niyetine halka işittirir. Kim riya yaparsa Allah da onun durumunu açığa çıkarır. Kim Allahtan sakınarak mütevazi olursa Allah onu yüceltir. Kimde büyüklenirse Allah onu alçaltır.”Taberani M. el Kebir 9/163 (8751), Ahmed , zühd 156)

Fudâyl bin İyâd Rahimehullah der ki:
Biz kimi insanlar gördük ki, onlar yaptıkları ameller ile riya yapıyorlardı. Şimdi ise yapmadıkları ameller ile riya yapıyorlar.

Yusuf bin Huseyin rahimehullah der ki:
Dünyada en zor şey ihlastır. Ben kalbimden riyayı atmak için ne de çok uğraş veriyorum! ama o her seferinde sanki başka bir versiyonla yinede türüyor.” (Camiu’l-Ulûmi ve’l-Hikem)

Hasan el-Basri diyor ki: Lokman oğluna vasiyetinde şöyle dedi: Evladım! Oruç tutarsan, oruçlu olduğunu anlamasınlar diye yüzünü yıka, saçlarına yağ sür, insanlarla konuşurken yüksek sesle canlı konuş. Orucunla, namazınla insanlara riya yapma ki, kurduğun binayı yıkmayasın, başkalarını da aldatmayasın. Gizli gizli Allah rızası için amel eden kimseyi Allah, herkesin önünde mükafatlandırır, ahiretteki derecelerini yükseltir, cennetine ebedi kalmak üzere yerleştirir. Yüzüne bakmayı lütfeder, Nebillerle beraber kılar.”
(el-Lâlâkaî, Şerhu Usuli İ’tikadi Ehlis-Sünne,717)

A’meş der ki: İbrâhîm en-Nehaî, Kur’ân okurken biri yanma girmek için izin isteyecek olsa hemen okuduğu mushafın üzerini kapatır ve: “Şimdi bu adam beni görüp de her an Kur’ân okuduğumu sanmasın!” derdi.”(Hilvetul Evliya)

Ebu hazm el medeni rahimehullah şöyle der: Günahlarını gizlediğin gibi, iyiliklerini de gizle.”(Siyeru A’lami’n- Nübela 6/100)

İbn Teymiyye rahimehullah der ki; İhlâs ancak zühdden sonra gerçekleşir. Zühd de ancak takvasız olmaz, Takva ise, emir ve nehiylere hakkıyla uymaktır.”Fetâvâ

İmam Şevkani rahimehullah İhlas Hakkında şöyle der: İhlas, riyayı (gösterişi) terk etmektir. İşlediği ameli Allah için yapmayan kimse, amelinden dolayı günahkar olur, sevap kazanmaz. Çünkü bu küçük şirktir.” (Gizli Hastalıkların Merhemi Risalesi, İmam Şevkani)

Bu ifade(kelimetul ihlas) tevhidi isbat ve zıttını yani ŞİRKİ redd içindir. Şirk ise gasp değil sarf kelimesi ile tarif edilir. (صرف عن الشىء من خصائس الله) biri(gasp) Allaha güç yetirmek manasına müştemil iken diğeri(sarf) sadece kulun kendi nefsindedir,
Kişi selefi tanımaz ve dini kendi müfredatı/ıstılahı ile öğrenip anlamazsa ve de anlatmazsa bozduğu yaptığından çok olur. Allahtan af ve rahmet dilerim,

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!