Evzaî rahimehullah dedi ki;
Bidatlar ortaya çıktığında ilim ehilleri onları inkar etmeyecek olurlarsa bunlar birer sünnet(din) olur.
Şerefu ashabil hadis./Hatib el bağdadi

Vallahi bu sözler ilim ehline sorumluluklarını hatırlatmaktadır.

Bidat ehli insanlar iki sınıftırlar. Bunlardan biri kötü niyetli heva ehli olup kendisinden daha cahilleri kurnazlıkları ve süslü sözleri ile kandıran kimsedir. İnsanlardan kalplerinde zayıflık olanlar bunlara tabi olurlar. Bunların bozuk  ve ateşe çağıran sözlerinden biri de bizimle sizin aranızda kuran vardır sözüdür. Bunlar insanların en yalancı, ve en cahilleridir. Zira eğer  kuran onlarda olsa idi orada (kuranda) sünneti bulurlardı. Eğer onlarda akıl olsa idi sünnet olmadan sadece kuran diyerek ibadet edilemeyeceğini bilirlerdi.
İşte böylelerine gelince hiç bir sebeple böylesine karşı dil tutulmaz, bunlara tevazu gösterilmez, bunların karşısında susmaya hikmetten delil gösterilmez. Zira ilim ehlinin bunlara karşı sabır göstermesi hakkın batılın gölgesine sokulmasıdır, öyle ki insanlar batılı galip görür ve onlara yönelirler. Hak zayıf ve yetersiz görülür. Ayrıca bunlar bu sabrı kendi üstünlükleri olarak görürler, kibir ateşi kalplerinde iyice alevlenir. Bu onların daimi ve davetçileri ve imamları içindir.

Bunların takipçileri olan ikinci grup ise aldanmıştır, aralarında aşırı derecede cahil ama hakka hevesli, aşırı derecede hevaya tabi  ama akıl sahibi olanlar vardır, bunlar hususunda durumlarına göre sabır gösterilip, dil tutulabilir, zira bunlar arasında niceleri var ki hakka döner hallerinden tövbe ederler. Bunlara gösterilen yumuşaklık İslam için bir izzetsizlik olarak görülmez, zira bunlar (tevazu sahibi olanları) mazluma benzerler, iltifat ve yumuşaklık bunların kalbine tesir eder ve hakka kulakları açılır. İnsanlar bunlara yumuşak davranmasından dolayı kimseyi ayıplamaz hatta takdir ederler.
Allahtan af ve rahmet dileriz.”

Hadis ve tefsir ilimlerinde İmam olmadan akidede İmam olmaz

Ümmetin içinde hadis, tefsir ilimlerinde İmam olmadan akidede İmam olduğu sanılan insanlar ortaya çıktı, işte bu katıksız kelamdır. İnsanlardan bir  ta bu kişilerin peşine düştüler. Eskiler akideyi hadis imamlarından alırdı çünkü akide camiddir, tevkifidir. Onun akletmekle elde edilebileceği inancı ümmete zındıklar tarafından sokulmuştur. Onun doğrusuna ancak kuran ve sünnet yani haberle ulaşılır.
Bu sebeple ilk iki asrın akidede imamlarının hepsi hadisin de imamları o günün hafızaları idiler ve sonrakiler de onları takip edenler.

Bak onlara İbni Mende, Humeydi, İshak ve onları takip eden İmam Buhari ve diğerleri hep hadis meclislerinde yetişmiş kuranı, fıkhı, akideyi hadis (sünnet) üzerinden öğrenmiş kimselerdi… Abdullah Abdurrahman