Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa Allah’la bağını koparmış demektir. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.”(Ali İmran 28)

Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?”(Nisa 144)

Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” (Nisa 139)

Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zîra onlar birbirinin dostudurlar içinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna yol göstermez.”(Maide 51)

Kâfir olanlar birbirlerinin velileridirler. Eğer siz onu (Allah’ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.”(Enfan 73)

“Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. oysa onlar, Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan ötürü sizi ve Rasulu yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler Benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben, sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden onlara sevgi gösteren kimse, şüphesiz doğru yoldan sapmıştır.”(Mümtehine/ 1)

İbni Cerir et-Taberi rahimehullah Şöyle Diyor: Allahu Teala hristiyan veya yahudileri kendisine dost edinen bir kimsenin hristiyan ve yahudilerin dinlerine muhalefet eden müminlere karşı geldiğini bilsinler diye bu gerçeği mümin kullarına anlatıyor. İşte bu kimse aynı onlar gibi müminlere karşı olmuştur. Allahu teala şöyle buyuruyor: Ey müminler! Yahudilerin, kendi dinlerine muhalefet edenlere karşı birbirlerini destekledikleri gibi sizde dininize muhalefet edenlere karşı birbirinizi destekleyiniz! Yine yahudi ve hristiyanların size düşman oldukları, sizin dininize savaş açtıkları gibi sizde onlara karşı düşman olunuz! O halde sizden herkim onları (yahudi ve hristiyanları) kendisine dost edinirse, işte o kimse müminlere savaş açmış, onlardan beri olmuş ve onlara karşı olan dostluğunu kesmiştir.”(Taberi tefsiri c:6 s: 277)

İmam İbn Teymiyye rahimehullah şöyle der: Bu ayette yahudi ve hristiyanları dost edinmeleri kendilerine yasaklanan kimseler aynı zamanda irtidat ayetinin de muhatabıdırlar. Bilindiği gibi bu hitap her zaman ve mekanda bütün İslam ümmetinedir. Allahu Teala ayette kafirleri dost edinmeyi yasaklamış, kendilerine hitap ettiği kişilerden kafirleri (yahudi ve hristiyanları) dost edinen kimselerin onlardan olduğunu bildirmiş, daha sonra da kendilerine hitap edilen bu kimselerden yahudi ve hristiyanları dost edinmeleri sebebiyle islam dininden irtidat (çıktıları) edenlerin islama hiçbir şekilde zarar veremeyeceklerini haber vermiştir.”(El feteva c: 18 s: 300)

El-Velâ Ve’l-Berâ

Kişi sevdiğini Allah Teâlâ için sevmez buğz ettiğini de Allah Te’ala için buğz etmez ise büyük günah yüklenmiş ve kendini cehennem ateşine arz etmiş olur.

Enes radiyallahu anh dan  rivayet edildiğine göre; “Nebi sallallâhu asleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:”Üç şey kimde bulunursa imanın tadını bulur:Allah ve Rasulunu başka her şeyden çok sevmek, Sevdiği kişiyi yalnızca Allah için sevmek,. inkarcılığa dönmeyi, ateşe atılmak kadar kötü görmek.”(Buhari.16;Sahih)

Ebu Umame radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem den rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuş:  “Kim sevdiğini Allah için sever, buğuz ettiğine Allah için huğuz eder, verdiğine Allah için verir ve men ettiğini Allah için men ederse iman kemale erer.” buyurdu.(Ebu Davud, 4681; sahih)

İmâm Muhammed bin Abdi’l-Vehhâb Allâh’ın rahmeti üzerine olsun şöyle demiştir:

“Erkeğe vacip olan çocuklarına ve ev halkına abdest ve namazı öğrettiğinden daha çok Allâh için sevmeyi ve Allâh için buğz (nefret) etmeyi ögretmesidir.” (Mecmû’u Muellefâti’ş-Şeyh,S.322-323)

Lisán’ul Arab’ta özetle şöyle denilmektedir: “Küfür; îmanın zıddıdır. Yani şöyle denilir: “Allah’a îmân ettik, tağutu inkar ettik.” Şu halde kâfir; îmân etmeyen, inkâr eden demektir. Tekfir kelimesi de aynı kökten alınmış olup bir kişiyi küfre nispet etmek demektir.” (İbnu Manzúr, Lisan’ul Arab, 5/144 ve devamı, Dár’u Sadır, Beyrût, 1414H/1994M)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!