Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Eski müşrikler bu yüz yıl da yaşayan müşriklerin karakterleri  aynıdır, dara düşünce başlarına bir musibet gelince dini Allah teala has kılarak dua ederler refaha kavuşunca Allah azze ve celle şirk koşarlar.

Yaratılmışa ve Putlara tapan Cahiliye müşriklerinin cahaletleri mazeret değildir.

Ebu Hureyre radıyallâhu anh dan Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Amr b. Amir el Huzaiyi Cehennemde bağırsaklarını çekerken gördüm. Çünkü o (putlar) hayvanını bu şekilde başıboş bırakan ilk kişidir…”(Buhari 4623 Muslim 2856 sahih)

Aişe radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Cehennemi parçaları birbirine yer halde gördüm. Amr’ıda bağırsaklarını çekerken gördüm. O saibe develerini ilk serbest bırakan kişidir.”(Buhari 4624 sahih)


Bazi müşriklerde darda olsun ferahlıkta olsun her iki durumda şirk koşmaya devam ederler. Zamanımız müşrikleri ise, darlıkta ve bollukta, sıkıntıda ve ferahlıkta dâima velilerden anıt mezarlardan, türbeler, heykeller kubbeler ve mezar taşlarından ölmüş kemikleri çörümüşden oluşan ilâhlarına yalvarıyorlar. Hatta sıkıntıya düşülünce daha çok onlara yalvarıyorlar.
Ölmüş şeyhleri için O ölmedi diridir şimdi tasarrufu devam ediyor mezarından bize tefsir okutuyor bizi mezardan İrşad ediyor hezeyanlarını ortaya atabiliyorlar. Ölmüş kemikleri çörümüşlere tapmaya rabıta yapıp İlah edindikleri edindileri ölü liderine şeyhlerine şikayetletini arz ederler hatta Allah azze ve celle’nin bazı isimlerini vererek ona hitap ederler. el-Aziz  Allah Tealanın isimlerindendir bu putperestler Aziz ismini ölmüş liderine verirler ona bu isimle sesleniler. Bunlara karşı çıkan tevhid ehlinde aşırcılar diye iftira atarak tevhidin önünde set olurlar. Şeyhlerine ilmi sonsuz derler ve Allah Te’ala ya denkler edinirler. Teşbihin aslı denkliktir. Gerçek müşebih başkasını Allah’a denkler edinip ibadet, duâ, edip yalvarmak tapanlardır.

Ebû Bekr et-Tartûşî rahimehullah:
Endülüslü Mâlikî fıkıh âlimi ve muhaddis
cahiliye dönemi müşriklerinin ibadet ettiği Zâtu Envât isimli ağaçtan bahsettiği yerde şöyle demektedir: Allâh size rahmet etsin dikkat edin! Her nerede bir sedir ağacı veya insanların kendisine yönelip tazim ettikleri, kendisinden hastalığın iyileşmesi ve şifa umdukları, çivi çakıp çaput astıkları bir ağaç bulursanız, şüphesiz bu ağaç Zâtu Envât’tır, derhal onu kesin.”el-Havâdis’u ve’l Bide, sf. 38-39)

Hafız Şah Veliyyullah ed-Dehlevi rahimehullah şöyle demiştir: Şirk: Allah’tan başkasında, onun sıfatlarından bir sıfatın bulunmasına inanmaktır. Herşeyi bilmek gibi. Veya herşeyi yapmak gibi. Veya fülancanın elinde hayır ve şer var gibi (inanmak). Veya sadece Allah’a olan yüceltmeyi Allah’tan başkasına yapmak. Secde etmek, hacetini gidermeyi istemek gibi. Veya fülancanın ihtiyarı olduğunu, yani tasarrufu olduğunu itikad etmek gibidir.” Mevdiul Kuran 1.clt. 105.s. / Cuhudu Ulemail Hanefiyye Fi İbtali Akaidil Kuburiyye. Yazarı: Şemsuddin el-Afgani 364.s)

Şeyh Mahmud bin Abdullah bin Muhammed el-Alusi rahimehullah: (Numan el-Alusi’nin amca oğlu, ve Allame Mahmud el-Alusi’nin torunudur) şöyle der: İşte Kuran, her hangi birisine dua etmenin tehlikeliliğinden bahsetmiştir. İster ölü olsun ister diri olsun. İster Rasullere olsun ister salih kişilerden olsun ister başkaları olsun. İster bu yapılan dua dua İstiğase ifadesi ile olsun ister başka bir ifade ile olsun. Şüphe yok ki kulların kadir olmadığı şeyler sadece kaderi ve insanları yaratandan istenir. Dua etmekte ibadettir. İbadette sadece onun (Allah) için özel bir şeydir.”Gayetul Emani Firraddi Ala en-Nebhani, 1.clt. 330.s)

KABİRLERE YÖNELMEK

Resulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurur: Yeryüzünün tamamı mesciddir/namazgahtır. Kabristan ve banyo müstesna.”(Ebu Davud, 492; Tirmizi, 317)

İmam Kurtubi rahimehullah bu nehyi şöyle açıklar: Yahudi ve Hristiyanların yaptığı gibi kabirleri kıble edinip onlara doğru veya üzerlerinde namaz kılmayın. Putların ibadetine götürdüğü gibi böylesi davranışlar da sizi kabirde yatanlara ibadete götürür. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bundan sakındırdı ve buna götürmesi muhtemel yolu kapatmış oldu.”(Kurtubi Tefsiri Kehf suresi, 21. ayetin tesirinde)

İmam İbni Teymiyye şöyle demektedir: Kabirlerin yanında yapılmakta olan bid’atler çeşit çeşittir. Bu bidatler içinde şeri’atten en uzak olanı ise insanların birçoğunun yaptığı gibi ölüden ihtiyacını istemektir. İşte bu kimseler putperestlerin cinsindendir. Bundan dolayıdır ki şeytan tıpkı putperestlere gözüktüğü gibi onlara da bazen ölü ve gaiblerin suretinde gözükür.” İktiza’us Sirat’il Mustakim, 2/702)

imam Alusi rahimehullah (Hanefilerin Bağdat müftüsüdür) Hac suresi 73. ayetin tefsirinde şunları kaydeder: Mutasavvıfların çoğunun nebilerin kabirlerinin eşiğine secde ettiğini gördüm. Bazısı tüm nebilerin kabirlerinde tasarruf ettiğini kabul eder. Tasarrufları mertebelerine göre değişir. Alimleri ise dört veya beşinin tasarruf ettiğini kabul eder. Bununla ilgili delil istendiğinde ‘Keşfle sabit oldu’ derler. Allah onları kahretsin. Ne kadar iftiraları çok ve cahildirler. Bazısı bunların kabirlerinden farklı şekillerde çıktığını iddia eder. Alimleri derler: Ruhları bazen aslan, ceylan ve benzeri surette açığa çıkar ve dilediği gibi gezer.
(3/1567-1568/ Ruhu’l Meani’den)

Osmanlı’nın meşhur ulemalarından İmam Birgivi şöyle der: Bu sapık ve saptırıcıların hâli o boyuta ulaştı ki, kabir/türbelere hac ibadeti uydurup, yapılması gereken ritüeller belirlediler. Bunların aşırılarından biri ‘Türbe Haccı’nın İbadetleri/Menasik Hacci’l Meşahid’ adıyla kitap kaleme aldı. Kabirleri Allah’ın evine benzeterek bunu yaptılar. Açıktır ki bu İslam dininden ayrılış ve putların kullarının dinine girmektir.” (Ziyaratu’l Kubur, sayfa 20)

Aristo’nun öğrencileri herhangi bir problem karşısında zorlandıklarında hocalarının kabrine gider ve onun kabrinden feyiz alırlarmış.”(Cuhudu’l Ulema el Hanefiyyi fi ibtal-i Akaideti’l Sufiyye1/ 416, Metalibu’l Aliye 7/228)

İmam Şevkani şöyle demiştir:Zira bu kabirperestler, ölüler hakkındaki itikatlarındaöyle bir dereceye varmışlardır ki, müşrikler putları hakkında böyle bir itikada varmamışlardı.(Er-Resailus-selefiyye fi ihyai sünneti hayri’l-beriyye; imam Şevkani: (8/35)

Şeyh İbnur Rumi, Şerhul Muhtar adlı eserinde şöyle demiştir: Şeytan cahillerin aklına şunları sokmuştur: Kim Allah’a bir Veli’nin (Evliya’nın) adı ile yemin ederse, ona (Allah’a) benzer şekilde dua ederse, bu onu daha fazla yüceltecektir. İstekleri bu şekilde daha çabuk olacaktır. İşte buda onları Şirk’e düşürdü.{Yani: Onlar böyle bidatlara girdiklerinde, bu bidatları taki onların Allah’ı bırakıp, bizzat Evliyalardan yardım istemeyegötürdü. Böylelikle cahiller şirk işlemiş oldular}  (Hukmu Allah el-Vahidus Samed Fi Men Nada el-Meyyite Ve Erade Minhul Meded 25.s)

Şeyh Ali bin Muhammed es-Suveydi şöyle demiştir: Her kim, kötü şeylerden korunma adına, ve gaypları bilen dışında hiç kimsenin geri çeviremeyeceği kötü şeylerden korunma adına Allah dışındaki şeylere sığınırsa, o kişi (Allah’tan başkasına) sığınması nedeni ile Müşrik olur.(el-İkdus Semin 225.s. / Cuhudu Eimmetiş Şafiyye Fİ Takriri Tevhidil İbade. Yazarı: Şeyh Abdullah el-Ankari 376.s)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!