Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Bazi ehli sünnet İmamlarından fasıd tevil kapsamında rivayet edilmiş olan cahil beyinsizlere müşkil gelen eserler hakkında bir fasıl.

Hadis:  Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu ki: “Allah azze ve celle şöyle buyurur: Kulumun hakkımdaki zannı neyse Ben öyleyim. Beni andığı zaman onunlayım. Beni nefsinde anarsa onu nefsimde anarım. Beni bir toplulukta içinde anarsa onu onlardan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. Bana bir karış yaklaşırsa ona bir zirâ yaklaşırım. Bana bir zirâ yaklaşırsa ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse ona koşar adımlarla gelirim.” (et-Tirmizî 3603 Bu hasen sahih bir hadistir.” diyerek rivâyet etmiştir.)

Bu hadiste Allah Teâlâ’ya hervele (koşar adımlarla yürümek) nisbet edilmektedir. Ehli Sünnet’in ekserîsi bunu zâhiri üzere kabul etmiş, tevil etmeye kalkmamıştır.
Bununla birlikte Ehli Sünnet’ten bazılarından bunu tevil ettikleri sahih olarak aktarılmıştır. Çünkü onlar nezdinde bunun Allah Teâlâ’nın sıfatlarından bir sıfat olmasına engel teşkil eden bir delil sabit olmuştur. Değilse onlar bunu Cehmiyye ile muattıl yavrularının iddia ettiği gibi teşbih ve temsili akla getirdiği için tevil etmiş değillerdir. Evet, onlar nezdinde zikri geçen sebepten ötürü bunu tevil etmek gerekmiştir.

Örneğin:

1) et-Tirmizî  rahimehullah ) “Sünen”inde (5/581) hadis hakkında şu açıklamalarda bulunmuştur: “‘Bana bir karış yaklaşana bir zirâ yaklaşırım.’ hadisinin tefsiri hususunda el-A’meş’ten bunun mağfiret ve rahmet olduğu yönünde bir rivâyet gelmektedir. İlim ehlinden diğer bazı kimseler de bu hadisi bu şekilde tefsir etmiştir. Demişlerdir ki: ‘Bunun manası ancak şudur, O şöyle buyurmaktadır: Kul Bana itaat ederek ve emrettiklerimi yerine getirerek yaklaşırsa, ona mağfiretim ve rahmetim ile koşarım.’ Saîd b. Cubeyr’den de ‘Beni anın, sizi anayım.’ âyeti hakkında ‘Beni Bana itaat ederek anın, sizi mağfiretimle anayım.’ dediği rivâyet edilmiştir…” et-Tirmizî’nin sözü burada sona ermektedir. O sonra Saîd b. Cubeyr’in eserinin isnadını zikretmiştir.

2) İbn Batta’nın “el-İbânetu’l Kubrâ”da (er-Reddu ale’l Cehmiyye, 3/337) rivâyet ettiğine göre el-A’meş bu manayı içeren bir açıklamada bulunmuştur.
3) İshâk b. Râhûye de el-Kirmânî’nin “Mesâil”inde (s. 345) geçtiği üzere şöyle demiştir: “Yani kim Allah’a amelle bir karış yaklaşırsa Allah ona mükâfâtla bir kulaç yaklaşır.”
Derim ki: Bu, bunu tefsir eden hadis nezdinde sabit olan kimse için caiz bir tevildir. Zira hadisin bazı lafızları bunun manasını beyan etmektedir. Dolayısıyla buna tevil denemez.

Kadı Ebû Ya’lâ “İbtâlu’t Te’vîlât”ta (1/231) şunları söylemiştir: “‘Bana bir karış yaklaşana bir zirâ yaklaşırım.’ buyruğuna gelince bununla kastedilen Allah’ın kulu rahmetine ve kerâmetine yaklaştırmasıdır. Çünkü bu, hadisin bazı lafızlarında müfesser olarak rivâyet edilmiştir.
Örneğin Ebû Hureyre radiyallahu anh dan Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in onun şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: ‘Kim yürüyerek gelirse Allah ona hayırla koşar adımlar atarak gelir.’ Görüldüğü üzere bu hususta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tefsir varid olmuştur. Bundan dolayı biz hadisin mutlak olanının kapsamını mukayyed olanıyla daralttık.”

Yine o aynı kitapta (2/450) bu hadisin tevili hakkında bazı şeyler söyledikten sonra şöyle demiştir: “Ebû Hureyre radiyallahu anh’ın rivâyet ettiği ‘Kim yürüyerek gelirse Allah ona hayırla koşar adımlar atarak gelir.’ hadisinde geçen ifâde de bu tevilin doğruluğuna delâlet etmektedir. Bu hadisin isnadını zikretmiş bulunmaktayız. Bu ziyâde bir lafızdır ki onunla diğer mutlak lafızların kapsamını daralttık.
Selefin tefsiri de bunu desteklemektedir.

Şöyle ki: Bize Ebû Abdullah b. el-Bağdâdî, İbn Mâlik- Abdullah b. Ahmed- Ahmed kanalından isnadıyla Enes’ten tahdis etti. Enes radiyallahu anh’ın  rivâyet ettiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yukarıdaki hadisi söylemiştir. Katâde de ‘Allah mağfiretle daha hızlı gelir.’ demiştir.
Bu, daha önce zikri geçen, Allah’ın dünya semâsına inmesi ve buluttan gölgelikler içinde gelmesi ile ilgili haberlerden ayrılır. Zira bu haberler zâhirine hamledilir. İntikal manası içermeksizin Allah’ın zâtının ineceği ve zâtının geleceği söylenir. Bunu O’nun mükâfâtının ve kerâmetinin ineceğini söyleyerek tevil etmek caiz değildir. Çünkü hadisin lafızlarında buna delâlet eden bir şey varid olmamıştır. Yukarıdaki hadis hakkında ise Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir tefsir varid olduğu için hadisi bu tefsire hamletmiş bulunuyoruz.”

Derim ki: “İntikal manası içermeksizin” sözü, Allah Teâlâ’nın O’na yaraşan sıfatlarının hakîkatini isbat etmeyenlerin sıkça kullandığı sonradan ortaya atılmış lafızlardandır. Ayrıca kadı, bu kitabında sıfatların tamamı hususunda tafvid ehlinin yolunu tutmuştur.”
(el-İhticâcu bi’l Âsâri’s Selefiyye
alâ İsbâti’s Sıfâti’l İlâhiyye”)

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!