Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a,salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun.Bundan sonra;
Sapık fırkaların dayanak aldıkları delilleri Allah Tealanın kitabında vardır. Delilleri kendi hevalarına göre istinbat ve telakkî edip anlarlar. Rafiziler kuran da gezen ehli beyt lafızlarını delil alıp sapkın anlamlar yüklerler. Hadis inkarcılarının Allah’a ona herhangı bir söz uydursaydı biz onun can damarını keserdik ayetini delil alıp Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin beyanını inkar etmeşlerdir. Sofilerin Allah’a yaklaşmaya vesiler arayın bu vesile ile şirk fiilerin türetmişlerdir. Cehmiyyenin onun benzeri hiçbir şey yoktır deyip haberi sıfatları inkar etmişlerdir. Haricilerin hüküm Allah’ındır deyip ilim ehlini ve müslümanları haksız yere tekfir etmişlerdir. Bu sapık taifelerin kuran ve sünnet desede kuran ve sünnet anlamada çok büyük hatalar ve yanlış tefsir beyan etmişlerdir. Bu taiferin akidesi küfürdür, Rafiziler ve Sofilerin şirktir, Cehmiyye ve hadis inkarcılarını akidesi küfürdür.
Asrımızın hastalığı cehalet şubuhat ve şahavattır. Şu anda insanların çoğu sapık ve saptırıcı bu sosyal hayatta veya sanal âlemde olsun, hem erkek hem de kadın olsun her iki cins insanların çoğunluğu cahildir. Onun için bu insanlar ne ilim ehlini ne de eserlerini dikkate alıyor ne de araştırıyor. Bu bilgisiz insanlar kuran ve sunnete tabi olduğunu söylüyor veya ehl-i sünnete veya selef’e nispet ediyorlar, halbuki bu şahıslar selefin akidesinden uzaktırlar. Bunların hali sofilerin kendilerini ehl-i sünnete nispet etmeleri gibidir veya bu insanlar bu yüzyılda türeyen ve ilimleri kıt olan, ilimlerden nasip sahibi olmayan şahısları kendilerine önder ediniyorlar. Bu şahısların çoğunluğu ya harici zihniyetinde ya Cehmiyye’nin görüşünde ya da Hadis inkârcısı yahut da Râfizi veya Râfizilere meyl eden yahut da kabirperest Bâtıni sofi fırkasındandır. Kim hangi yolu tuttuysa o yolun önderini ilah edercesine görüşlerine başvurmuştur çünkü bu şahıslar sahih olarak gelen ilmi ortaya koyduğunda kendi görüşlerinden dönüp hakkı kabul etmezler. Hatta hakla alay edip, eğlenirler, hakkı getirene de lakaplar takarak alay ederler. Bu insanlar yakın bir zamanda ne namaza başlamış, ne ilim ehlinden ders almış ne de bir eseri okuyup anlayabilecek kapasitede birisi olmamasına rağmen bakıyorsunuz ki insanlara ahkâm kesiyor, yani kendini ilim ehlinden zannediyor. Kendini tebliğci, davetçi olarak fetva verme makamında görüyor. Sahih rivayetleri inkâr ediyor, uydurma rivayetleri de hadis diye kabul ediyor, bu şahısların hadislerin sahih veya uydurma olup olmadığı konusunda tefrik edecek bir kapasiteye sahip değildir. Bunda şaşılacak bir şey de yok aslında çünkü bu insanlar cahil insanlardır. Rabbim bu gibi insanlara hidayet eylesin. Nebi sallallahu aleyhi ve selem bize ashabını ve onu takip eden tabiini ve tebei taabinin din anlayışını bize vasiyet etmiştir. Bu hadis de ona şahittir.

Buharinin ve Müslimde sahih gelen rivayette; İmran b. Husayn’dan radıyallâhu anh’dan rivayet edilmiştir: Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “En hayırlı nesil benim zamanımda yaşayan nesildir; sonra onların ardından gelenler; sonra da onların ardından gelenlerdir.” İmran diyor ki: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem iki mi, yoksa üç nesil mi saydı hatırlamıyorum.”
Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Sizden sonra öyle bir topluluk gelecek ki hıyanet edecekler ve onlara güvenilmeyecek; şahitlik yapacaklar ama şahitlik yapmaları istenmeyecek, adak adayacaklar ama yerine getirmeyecekler ve onlarda aşırı şişmanlık baş gösterecektir.”(Buhari. 2651; Müslim sahih)

Buharinin sahih de gelen rivayette; Abdullah’tan radıyallâhu anh rivayet edilmiştir: Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “En hayırlı nesil benim zamanımda yaşayan nesildir; sonra onların ardından gelenler; sonra da onların ardından gelenlerdir. Sonra öyle bir topluluk gelecek ki şahitlikleri yeminlerini; yeminleri şahitliklerini geçecek.”İbrahim en-Nahaî rahimehullah şöyle demiştir: “şahitlik ediyoruz ve söz veriyoruz diye bizi döverdi.”(Buhari.2652; sahih) Her türlü hayır selefe tâbi olmaktadır. Her türlü şer ise sonradan gelenlerin çıkardıkları bid’atlerdedir.

Allah’u Tabareke ve Taala’nın haber verdiği gibi kafirler, münafıklar ve zindıklarla birlikte o günde hesaba çekilmeyelim Allah Teala şöyle buyurmuştur; “O günde zalim ellerini ısırıp: “Keşke o Rasul ile birlikte hak yolu tutmuş olsaydım”
der.”(Furkan/27)
O günde zalim ellerini ısırıp, keşke o Rasul ile birlikte hak yolu tutmuş olsaydım, der.” Allah Ta’ala Allah Rasulunun yolundan ve onun Allah’tan getirmiş olduğu tartışılmaz, apaçık haktan ayrılan ve Rasulun yolu dışında bir başka yol izleyen zalimin pişman olacağını bildirmektedir. Kıyamet günü geleceği vakit o pişmanlığın fayda vermeyeceği bir zamanda pişman olacak, üzüntü ve kederinden ellerini ısıracaktır. Bu ayetin nüzul sebebi ister Ukbe b. Ebi Muayt olsun, ister ondan başka diğer bedbahtlar olsun aynı şeydir. Çünkü bu ayet bütün zalimler hakkında genel bir ayettir. Tıpkı yüce Allah’ın şu buyruğu gibidir: “Yüzlerinin ateşte evrilip çevirilecegi o günde diyecekler ki: Ah ne olaydı, keşke biz Allah’a ve Rasule itaat etseydik. Diyecekler ki: Rabbimiz! gerçekten biz büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz! onlara azaptan iki kat ver ve onları büyük bir lanetle lanetle.” (Ahzab/ 66.68)

“Eyvah bana! Keşke filanı dost edinmeseydim.”(Furkan/28)

İşte kıyamet gününde her zalim kişi son derece pişman olacak ve ellerini ısırarak şöyle diyecektir: “Keşke Rasul ile birlikte hak yolu tutmuş olsaydım. Eyvah bana! keşke filanı dost edinmeseydim.” Filandan kastı ise, kendisini hidayeti izlemekten alıkoyup engelleyen ve sapıklık yolunda yürümesine sebep olan dalalet davetçileri ve propagandacıları olacaktır. Bu hususta Umeyye b. Halef ile onun kardeşi Ubeyy b. Halef ya da başkaları arasında hiçbir fark yoktur.

“Andolsun ki zikir bana gelmişken ondan beni o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımsız olarak ortada bırakır.”(Furkan/29)
“Andolsun ki zikir” yani Kur’ân-ı Kerim “bana gelmişken” bana ulaştıktan sonra “ondan beni o saptırdı.” Bu ifadelerinden sonra yüce Allah da: “Zaten şeytan insanı yardımsız olarak ortada bırakır” buyurmaktadır. Yani onu hakkı izlemekten alıkoyar, ondan uzaklaştırır, batıl yolunda onun amel etmesini sağlar ve onu batıla davet eder.

“Heva ve hevesini kendine ilâh edinen kimseyi gördün mü? O kimseye sen mi vekil olacaksın?”(Furkan/43)

“Heva ve hevesini kendine ilah edinen kimseyi gördün mü?” Yani kendi heva ve arzusuna göre neyi güzel bulsa, neyi güzel görse onu dini edinir, izlediği yolu o olur. Nitekim Allah azze ve celle şöyle buyurmaktadır: “Acaba kötü ameli kendisine süslü gösterilip de bu sebepten onu güzel gören bir kimse (iyi bir kişi olur mu?) Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğine hidayet verir. O halde onlar için hasretler duyarak kendini bitirme.” (Fâtır/7) Bundan dolayı yüce Allah burada da: “O kimseye sen mi vekil olacaksın?” buyurmaktadır. İbn Abbas dedi ki: Cahiliye döneminde bir kişi bir süre beyaz bir taşa ibadet ederdi. Sonra ondan daha güzel bir taş bulursa hemen birincisini bırakır, ikincisine ibadet ederdi.”(İbn Kesir sahih eser)

“Sen onların çoğunu dinler ve akıl erdirirler mi sanırsın? Onlar ancak hayvanlar gibidir. Hatta onlar yolca daha da sapıklıktadırlar.”(Furkan/44)

Sonra Allah Ta’ala şöyle buyurmaktadır: “Sen onların çoğunu dinler ve akıl erdirirler mi sanırsın? Onlar ancak hayvanlar gibidir. Hatta onlar yolca daha da sapıklıktadırlar.” Yani onlar otlaklarda yayılan davarlardan daha kötü haldedirler. Çünkü o davarlar yaratılış sebeplerinin farkındadırlar. Bunlar ise ona ortak koşmaksızın bir ve tek olarak Allah’a ibadet etmek için yaratıldıkları halde ondan başkasına ibadet ediyor, ona ortak koşuyorlar. Üstelik onlara karşı delil ortaya konulmuş ve onlara Rasuller gönderilmiş bulunuyor.
Rafizi O gün der ki “rafizilerle birlikte yol tutmasaydım”. O gün hadis inkarcısı der ki “Allah Rasulu sallalla aleyhi ve sellem ile beraber yol tutup ona itaat etseydim. Emrettiklerini yapsaydım.”. Sofi o gün der ki “Rabbime ibadette herhangi bir kimseyi ortak koşmasaydım”. O gün cehmiyye uyanlar der ki “Rabbimin sıfatlarını inkar etmeseydim. Aklımı ilah edinmeseydim.” Ve bunlar vuku bulacaktır. Rabbim bu durumlara düşmekten ümmeti muhafaza eylesin.” A. Kadir GÖREN

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!