Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemler’in Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
Allah ona rahmet etsin hak üzere olmasına rağmen bidat ehli hasımları tarafından insafsızca eleştirilen İbni Teymiyye rahimehullah onlara reddiye verirken hiçbir zaman insaf ölçülerinden çıkmamış, bidatlarına reddiye verirken hak üzere oldukları meselelerde onları övmüş, hatta batılda oldukça ileri gitmelerine rağmen onlara özür arayarak inançlarını reddetmekle beraber onları tekfir etmemiştir.
Buna karşın onun hasımları Onu hak üzere olduğu, hakkında kur’an, sünnet ve seleften birçok delil getirdiği meselelerde insafsızca eleştirmekle kalmamış, hiç söylemediği, kitaplarının birçok yerinde aksini söylediği ve savunduğu halde, söylemediği şeyleri söylemiş, yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstererek iftira atmaktan geri durmamışlardır. Tabiki Kur’an ve sünnete karşı insaflı olmayanları İbni Teymiyye’ye karşı insaflı olmalarını beklemek mümkün değildir.
Ehli bidatin ve etraflarına toplanmış cahillerin, dillendirdikleri iftiralar oldukça çok olmasına karşın son günlerde özellikle Cübbeli Ahmet denilen şahsın ve şakşakçılarının dillendirdiği iftiralardan biride İbni Teymiyye’nin sahabeye dil uzattığı, özelliklede Ali radıyallahu anh hakkında kabul edilemeyecek sözler kullandığı ile ilgili iftiradır. İnsaflı herkes bilirki hayatını sahabeyi müdafaaya adamış ve birçok fırkaya bu hususta reddiye yazmış, kitapları Sahabeye dil uzatanlara reddiye ve sahabeye övgüyle dolu bir imamın bununla suçlanması idrak edenlerin saçlarını yolduracak bir taassup neticesinde ortaya çıkan insafsızlık ve ahlaksızlık örneğidir.
İbni Teymiyye rahimehullah, Ali radıyallahu anh’ı masum (günah işlemekten korunmuş) kabul eden, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettikten sonra Ebu Bekir radıyallahu anh’a biat eden bütün sahabeleri tekfir eden, Ali radıyallahu anh’a rububiyet ve uluhiyet vasıfları veren şiaya reddiye vermek için eşi benzeri görülmemiş dokuz cilt olarak basılmış bir kitap yazmış ve ismini Minhacus-sünne En-nebeviyye fi nakdi kelamiş-şia el’kaderiye ismini vermiştir.
İbni Teymiyye bu kitabıyla tarih yazmış ve kıyamete kadar şiilerin seslerini soluklarını kesmiştir. İbni Teymiyye rahimehullah bu kitabında nakd ve reddiyenin kullanılabilecek bütün usluplarını kullanmış, akli metodların hepsine kitabında yer vermiştir. Bazen onlara direk naslarla cevap vermiş, bazen kullandıkları delillerin yalan olduğunu ortaya çıkarmış, bazen Ali radıyallahu anh’ın yapmış olduğu içtihadi hataları ortaya koyarak onun masum olmadığını isbat etmiş, bazen Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhuma’yı kendisi dolayısıyla tekfir ettikleri şeylerin aynısının hatta daha da fazlasının Ali radıyallahu anh’da bulunduğunu isbat ederek onları ilzam etmiştir. Bazen şiaya muhalif olan diğer fırkaların sözlerini şiaya hatırlatarak onların tutarsızlığını ortaya koymuş, sonuç olarak enfes bir kitap yazmıştır.
Şunu açıkça belirtmek gerekirki İbni Teymiyye’ye bu hususta şiilerden düşmanlık beklerken, onu suçlamada ve iftirada bazı mutasavvıfların daha gayretli olması dikkate şayandır.
Biz burda Şiadan önce genel manada bazı kaynakları açısından ehlisünnete yakın olan mutasavvıfayı insaflı olmaya, kitabı okumadan sözleri siyak ve sibakından ayırıp, bütünlüğünden koparmadan taassuptan âri bir niyetle okumalarını tavsiye ediyoruz. Zira okudukları zaman daha önce karşılaşmadıkları ilmi bir deryaya dalacaklarından emin olabilirler.
Ben burda uzunca kitabı okuyamayanlar için İbni Teymiyye’ye yapılan iftiraların doğru olmadığını gösteren nakiller yapacağım. Umulurki istifade eden olur. Yardım Allah’tandır
Allah rahmet etsin ibni Teymiyye minhacu’ssünne kitabını Ebu mansur El’hüseyin ibni’l mutahhir el’hilli (ö;726/h) isimli şiii rafizinin minhacul’ kerame fi ma’rifetil’ imame isimli kitabına reddiye için yazmıştı. Bu Rafizi kitabında Ali radıyallahu anh Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra İmam olması gerektiği Ebu bekir, Ömer ve Osman radıyallahu anhuma’nında  halifeliklerinin geçersiz olduğunu iddia etmiş, kendince delil getirmeye çalışmıştır. Tabi adetleri olduğu üzere yalan, iftira, ilahlaştırma kitabın en temel özelliği olmuştur. Ama cahil nerden bilicek, Allah azze ve celle’nin ona İbni Teymiyye gibi bir dev’i musallat edeceğini.
İbni Teymiyye’nin Ali radıyallahu anh’a buğz ettiğini iddia edenleri iki kısma ayırmak gerekir.
1- İbni Teymiyye’nin bu hususta ifade ettiği sarih ve açık sözlerine muttali olmadan, onun minhacus’sünne kitabında kullandığı bazı ifadeleri yanlış anlayan ve İbni Teymiyye’nin rafizilerin şüphelerini reddederken kullandığı derin uslubdan haberdar olmayıp hüküm vermekte acele edenlerdir. Bunların en barizi: İbni Hacer el’Askalani’dir.
2- Kalpleri bidat sevgisiyle dolu olup İbni Teymiyye’nin minhac’daki sözlerinden Ali radıyallahu anh’ı kötülediğini zannedip bununla sevinerek sağda solda bunu yayanlar. Bunların en barizleri: İbni Hacer el’Heytemi, Zahid el’Kevseri, el’Ğumari, es’Seggaf gibilerdir
Şeyhul islam İbni Teymiyye minhacu’s sünne kitabında rafizilere verilecek en mükemmel reddiyeleri ustalıkla vermiş, sahabeyi en güzel şekilde savunurken, şiilerin Ali radıyallahu anh hakkındaki aşırılıklarına karşıda en güzel örneklerle karşı koymuştur.
İbni Teymiyye’nin minhacında şiilere reddiye verirken tutabileceği iki yol vardı.
1- Şiinin sahabeye taan için getirdiği delillerin yalan ve uydurma olduğunu açığa çıkarmak. Bu yöntem sünni kültüre sahip biri için faydalı bir yöntem olmakla beraber, uydurmayı dinlerinde mübah gören ve ehli sünnetle hem kur’an hemde sünnetin aslında farklı düşünen şiaya bir faydası olmayacaktı.
2- Şiinin sahabe hakkında onları kötülemek için getirdiği insafsız vasıf ve haberlere karşı nasıbi ve haricilerin Ali radıyallahu anh’ı kötülemek için getirdiği vasıf ve haberleri zikrederek ikisininde haksızlığını ortaya çıkarıp, doğru olana akıl yoluyla ulaşmak. İşte İbni Teymiyye’nin -birincisinide birçok yerde kullanmasına karşın- en çok kullandığı uslup bu idi.

İbni Teymiyye rahimehullah’ın eserinin bir paragrafının bir cümlesini cımbızla alıp sözünü değiştirip iftira attıkları paragrafın tamamı aşağıdaki gibidir; Kısaca tercüme etmeden şunu diyim: İbni Teymiyye orda Rafiziler Ebu Bekir radıyallahu anh hakkında; “müslümanları mürted sayarak öldürdü” diyerek iftirasına cevap verirken, Ebu Bekir radıyallahu anh’ın halifeliğine kimsenin karşı çıkmadığını herkesin onun halifeliğinde ittifak ettiğini ancak Ebu Bekir radıyallahu anh’ın insanları Allah’ın hükümlerini inkar ettikleri için onlarla savaştığını anlatıyor ve diyorki: Eğer Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhuma için onlar dünya malı için savaştılar denilecekse başkaları için bunu demek daha evladır. Eğer, Ali ve Osman radıyallahu anhuma’yı bu gibi töhmetlere karşı savunacaksak Ebu Bekir radıyallahu anh’ı savunmak daha evladır.
Nitekim Ali radıyallahu anh insanları onların nefis ve mallarında tasarruf ederek kendine itaat ettirmek için savaştı. (yani hilafetini kabul ettirip itaati sağlamak için). Nasıl ki bu din için savaşmak addedildiği gibi, Ebu Bekir radıyallahu anh’da dinden dönenlerle yani Allah azze ve celle’ye ve Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’e itaat edilsin, farz kıldığı zekat engellenmesin diye savaştığı halde nasıl olurda bu din adına savaş olarak addedilmez. Allah azze ve celle’ye hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e, ailesine, ashabına ve ona güzellikle tabi olanlara salat ve selam olsun.

Yavuz Topçu – Medine 1437

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!