Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Bu gün eşari ve maturidilik nasıl kuran ve sünnet ve dört imamın itikadın dan daha yaygın hale gelmiştir diye soran kardeşlerim;

Abbasi halifeleri ile kadılık makamlarına yükselen bozuk bir fırka olan mutezilenin imamları eskiden sapık kabul edilen sıfatlarını inkar ederek Allah’ı yok kabul etme, onun arşın üzerinde olmaması görüşünü ve diğer pisliklerini İslam devletinin resmi dini haline getirmeye çalışmış ve bunda umumen muvaffak olmuşlardır.
Peki bu bozuk görüşler nasıl bu kadar yaygın olarak kabul edilmiş diye soran kimse hiç etrafına bakmaz mı?
Bu gün bir resmi dairede bir memur kuran dinlese insanların çoğu garipser, müdürü kuran açma der ama müzik açsa kimse yadırgamaz, duvara ayet yazılı bir bir tablo assa eninde sonunda indirtilir. İşte bu batıl ve kötünün yerleşik hale gelmesidir. Kuvvetli olan batıl uzun bir vadede en saçma ve batıl şeyleri nasılda insanların beynine kazır.

Mutezile; bişr (merisiyye) , Cehmiyye, kaderiyye, hariciler den aldığı görüşleri ile iktidara gelmiş 30 yılı hükmetme toplamda 100 yıllık süreçte ehli sünnet dini yerine  her türlü bozuk görüşlerini temsil edecek iki evlat bırakıp göçüp gitmiştir, onun bu sapıklık mirasını bölüşen iki evlat maturidiyye ve eşariyyedir. Bu iki fırka mutezile (nin tamamını) merisiyye, cehmiyye, kaderiyye, hariciyye, murciyye den aldığı görüşleri islama sokup devletin dini haline, sonrada insanların dini haline getirmişlerdir. Oysaki bu fırkaların hepsi sapık kabul edilmiştir. Ve işte bu eşari ve maturidiler  imamlarının  sapık görüşleri dolayısıyla İslam halifeleri tarafından boynu vurulup, tarihte silinen bu fırkaların fikriyyatını İslam inancına sokup devam etmelerini sağlamışlardır.

Herhalde imam maturidinin Arapça bilmemekle(ilim ehli tarafından) itham edilmesi, ya da imam eşari in büyük mutezile imamı el cübbainin evlatlığı olması, ya da imam maturidi nin kuran hakkında sözleri (mutezilenin sözlerinin yumuşatılmış şeklidir,) isim ve sıfatlarda cehmiyye ye tabi olmaları…
Siz şuna bakın ilk iki asırda eşari ve maturidinin mutezile den alıp azcık parlattığı bu sözlerini  söyleyenlere sapık deniliyor hatta boyunları vuruluyordu. Bu yüzden bu adamlar ilk iki asrın imamlarından kimseye gitmezler din onlar için 3. Asırdan sonra başlar.”
Bir kimse işine geldiği gibi nasları tevil ediyor, hatta alimlerin kitaplarında açık olan görüşlerini cımbız alıntılarla sanki başka imiş gibi(bkz maide 44 örneği) göstermeye çalışıyorsa;
Bu kimse o nasları(yani şarinin görüşünü) kendi görüşünden zayıf görmüştür, o amel sahibini de yetersiz görmektedir ve ümmetin alimlerinin ilmini doğru ama görüşlerini zayıf görmektedir.  İşte bu ahmakça kibir haricilerin alametlerindendir.

Hatta onlar Ali radiallahu anh ve sahabe yi beğenmemişlerdi. Bu gün sana bana, İbni teymiyyeye mi insaf gösterecekler,

Onlardan birine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 23 yılda müslümanım diyen kaç kişiye (hayatta olan ve açıkça irtidat etmeyen) bir kimseye sen kafir ya da müşriksin demiştir diye soruyorum.
O arıyor bir tane bulamıyor.
Peki sen son 23 günde kaç kişiyi tekfir ettin diyorum….
Onlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in razı olsalar, onun amelinden de razı olurlar, onun gibi amel ederlerdi.

Yine ben mutezile ve haricilerin aynı usule sahip olduğu görüşündeyim, aralarındaki fark ancak bazı tali (kalan) meselelerdedir. Her iki topluluk tekfir ehli dir, ayrıca muhaliflerini kanını her halukarda akıtmayı caiz görürler, ilmi yönleri zayıftır, kuranı tevil etmeyi caiz görürler, eimmeyi (ümmetin İmam alimlerini) tekfir eder hatta öldürürler. Mutezile bu nefret hususunda önceliği ilmin imamlarına vermişken, hariciler idare sahibi imamlara öncelik verirler. Ama mutezile hariciler gibi idare imamlarına ayaklanmayı caiz görür hatta onların inanç esaslarındandır bu… Ve hariciler de yeri geldikçe mihne döneminde mutezile kadıları yaptığı gibi ilmin imanlarını katletmiştir ya da tekfir edip katline cevaz vermiştir.
Hariciler mutezile (ve aslen mutezile olan eşari ve maturidiler) isim ve sıfat ayetleri hususunda ne yapıyorsa, teşri ve tahkim ayetleri hususunda aynı şeye (usule) sarılırlar. Ve itikat ve amelleri hususunda ne Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ne de sahabeden bir delil olmadığının farkındadırlar.
Hariciler mutezile (ve aslen mutezile olan eşari ve maturidiler) isim ve sıfat ayetleri hususunda ne yapıyorsa, teşri ve tahkim ayetleri hususunda aynı şeye (usule) sarılırlar. Ve itikat ve amelleri hususunda ne Rasulullah ne de sahabeden bir delil olmadığının farkındadırlar.
Mutezili ve hariciler dinin bazı meselelerinden açıkça razı olmadıklarında onu tevil yolu ile inkar etmeyi caiz görürler.

Abdullah Abdurrahman

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!