Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

1]Helâl Olan Şeyleri Harâm; Harâm Olan Şeyleri Helâl Yapan, Allah’ın Şeriat’ının Kendisiyle İptâl Ve Red Edildiği; Allah’ın Kât’i Hükümlerine Muhâlif; İnsanlara Lâzım Ve Bağlayıcı Kılınan Yahut Bile Bile Allah’a İftira Edilerek Ve Dine İzâfe Edilerek Ortaya Konan Kânunlardır. Bunlara Teşrî Ya da Teşrî’ul Âm Denir. Bunlar Küfür Olup Bu Kânunları Çıkaranı, Onun’la Hükmedeni Dinden Çıkaran Büyük Küfürdür. Bu Kânunlar Laik, Demokratik, Sosyalist, Komünist Vb. Rejimlerin Kendisiyle Oluştuğu Kânunlardır Ve Bu Kânunlar Allah’ın Dinini İnkâr Üzere Kuruludur… Tarih’te Bunlara Benzer Kânunlar’ı Moğol Devleti İslam Ülkelerini İşgal Ettiğinde Getirmiş; Daha Sonra Timur Devleti Bu Kânunları Aynen Tatbik Etmiştir. İslam Alimleri İse Bunun İcma İle Büyük Küfür Olduğunu Söylemişlerdir…!

Allâme İmâm Hamûd Bin Uklâ Eş Şuaybi rahimehullah Şöyle Dedi:

Yine İnsanlarca Konulmuş Teşrî-i Kânunlarla Hükmeden Kimse Kafirdir Ve Bu Tür Kânunları Yapanlarda Kafirdir. Çünkü O İnsanlar İçin Bu Kânunları Koymakla Allah Subhânehu Ve Teâla’ya Şeriat Koymada Ortak Olmuştur.

Allah Teâla Şöyle Buyurmuştur; Yoksa Onların Bir Takım Ortaklarımı Var ki Allah’ın İzin Vermediği Şeyleri Dinden Kendilerine Şeriat Ettiler (Şura 21)

O Hükmüne Hiç Bir Kimse’yi Ortak Etmez. (Kehf 26)

Onlar Allah’ı Bırakıp Hahamlarını Ve Rahiplerini Rabler Edindiler. (Tevbe 31)

Bu Yüzden Adiy Bin Hâtim Bu Ayeti İşitince Demiştir ki; “Ya Rasûlullah! Biz Onlara İbadet Etmiyorduk. Bunun Üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Şöyle Sormuştur.

Onlar Allah’ın Helâl Kıldığını Harâm Kılıyor Sizde Onu Helâl Kılmıyormuydunuz; Ve Onlar Allah’ın Harâm Kıldığını Helâl Kılıyor Siz de Onu Helâl Kılmıyormuydunuz?  Adiy Evet Deyince O, İşte Bu Onlara İbadet Etmektir Buyurmuştur.” (Tirmizi ) Ayet’i Kerimeden, Adiy Bin Hâtim Hadisinden Helâl Hâram Kılma Ve Şeriat Koymanın Allah Subhânehu Ve Teâla’nın Sıfatlarından Olduğu Anlaşılmaktadır. Her Kim Bir Şeyi Helâl Ya da Harâm Kılar Veya Allah’ın Şeriat’ına Muhâlif Bir Teşrî’de Bulunursa O Sıfatların da Allah’a Ortak Olur. Bu Şekilde Allah’ın İndirdiğiyle Hükmetmeyen Bir Kimse Bir Veya İki Cihetten Küfre Girer. Birincisi Kânun Koyarsa Teşrî ( Şeriat Koyma ) Ciheti İkincisi de Hükmederse Hükmetme Ciheti.  (Hicri 10/02/1422 Tarihli Fetva)

2]  Harâmların İşlendiği Veya İşlenilmesine Özellikle de Bazı Bölgelerde İzin Verildiği; Serbest Bırakıldığı; Mesela Faizli İşlemlere Göz Yummak Gibi.  Şer’i Cezaların Tatbik Edilmediği; Hükmün Uygulanmasının Terk Edildiği, Bazı Farzların İhlâl Edildiği, Kayırmalar Açısından Veya Kafirlerin Kânunların’dan Bazıları Taklit Edilerek; Ya da Bizzât Kafirlerden Bazı Kânunların Alınması Şeklinde Şeriat’a Muhâlif Bazı Yasaların Olduğu, Örfün Biraz Daha Öncelendiği, İnsanlara Zulüm Ve Haksızlık Yapıldığı, Haksız Ta’zir Cezalarının Verildiği Vb. Kânunlardır. Bunlar HELÂL Görülmedikçe Fısk Zulüm Ve Harâm Olan Kânunlardır. Kişi Bunları Helâl Görmedikçe Günahkâr Olur Ama Bunları Çıkarması Yahut Hükmetmesiyle Kafir Olmaz… Tarihte Kurulan Her İslam Devletin’de Bu Tür Kânunlar Olmuştur. Buna Rağmen Hiç Bir Alim Bunun Büyük Küfür Olduğunu Söylememiş; Bilakis Hâram Olduğunu Zikretmişlerdir…

Allâme İmâm Abdulâziz Bin Bâz rahimehullah Şöyle Dedi:

Dine Muhâlefet Eden Kânunlara Gelince; Bu Tür Kânunlar Çıkarmak Câiz Değildir. Eğer Zina Edene, Hırsızlık Yapana Ve İçki İçen Birine Had Uygulamamayı Öngören Bir Kânun Çıkarırsa, Bu Batıl Bir Kânundur. Eğer O’nu HELÂL Görürse Nassa Ve İcmaya Muhâlefet Eden Bir Şeyi Helâl Görmesi Sebebiyle Küfreder. İşte Bu Şekilde Allah’ın Harâm Kıldığı Hususunda Görüş Birliği Olan Bir Şeyi HELÂL Gören Herkes Bu Şekilde Küfretmiştir.

Mecmû Fetâvâ Ve Makâlât (7/19)

3]  Kitap Ve Sünnet’te Olmayan Ama Kitab’a Ve Sünnet’te de Muhâlif Olmayan Allah Teala’nın Kullarının Faydaları Açısından Onlara Bu Konu da İzin Verdiği; Kulların da Bilhâssa Güncel Mevzular da İçtihâden Ortaya Koyduğu; Aslen Câiz Olan Kânunlardır. Bunlara Fıkıhta Mesalih’i Mürsele Yani Kâmu Yararına Ortaya Konmuş Kânunlar Denir. Mesela Trafik, Sağlık, Posta, Şehir Yapılanması, Nüfus Vb. Kânunlar Gibi. Bunlar Ne Harâm Ne de Küfürdür Tam Aksine Câiz Olan Kânunlardır…!

Allâme İmâm Muhammed Bin Emin Eş Şankiti rahimehullah Şöyle Dedi:

Kânunlar İdârî Ve Şer’î Kânunlar Olarak İki Kısma Ayrılır: İdârî Kânundan Maksad: İnsânların Durumlarını Kur’ân Ve Sünnet’e Muhâlif Olmayacak Şekilde Düzenlemektir. Bu Gibi Kânunların İnsânlar Tarafından Konulması Câizdir. Sahâbeler Ve Ondan Sonra Gelen Müslümanlar da Bunu Yapmışlardır. Ömer bin Hattab radîyallâhu anh, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Zamanında Olmayan Bunun Gibi İdârî Birçok Kânunlar Koymuştur. Misâl Olarak: Askere Katılanlarla Katılmayanları Tespit Etmek İçin Askerlerin Kaydedilmesi Gereken Bir Kuruluş Kurmuştur. Hâlbuki Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Böyle Bir Şey Yapmamıştır. Dolayısıyla Kab bin Mâlik Ve Onun Gibi Tebük Savaşına Katılmayan Kimseleri Ancak Sonra Öğrenebilmiştir. Ayrıca Ömer bin Hattab Saffan bin Umeyye’nin Evini Hapishane Yapmıştır. Hâlbuki Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Ve Ebû Bekir radîyallâhu anh Zamanında Hapishane Yoktu. İşte Bu Gibi İslâm’ a Zıt Olmayan Ve İnsânların Hayatını Düzene Koyucu Kânunları Koymak Câizdir. Şerîata Muhâlif Olmayan İşçilerin İşlerini Düzenleyen Kânunlar Koymak da Bunlardandır.

[Şankîtî, Edvâu’l-Beyân: 3/260.]

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!