Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

O, iyilik ve doğruluk içinde yaşayan bir kişiydi. Dinine çok düşkündü. İnsanlar onu çok sever ve bu yüzden ona itaat ederlerdi. Böylelikle onu kendilerine yönetici seçtiler. Böylece Mekke’de söz sahibi oldu. Kabe’nin idaresi onun elindeydi. Halk onu alinlerin büyüğü ve evliyaların faziletlisi sanıyordu  bir gün Şam’a yolculuk yaptı. Orada insanların putlara yaptığını gördü ve bu yaptıklarını çok beğendi. Bunun doğru ve güzel bişey olduğunu sandı. Çünkü Şam, kitapların indiği ve Rasullerin ve Nebilerin gönderildiği bir yerdi. Bu nedenle burada ki insanların hicazlılardan ve ve diğer insanlardan daha faziletli olduğunu düşünüyordu. Amr bin Luhay Mekke’ye hubel adında bir putla döndü. Onu Kabe’nin içine yerleştirdi. Mekkelileri, Allah Subhanahu ve Teala ile bir başka puta da tapmaya çağırdı. Onlarda ona uydular.

Hicaz halkı, Harem ehli ve Kabe’nin idarecileri oldukları için dini konularda Mekke halkına uyuyordu. Hicaz halkı, doğru yolda olduğunu zannederek Amr bin Luhay’a tabi oldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselam)’ın dini ile gönderilip Amr bin Luhay’ın ihdas ettiği şirki iptal edene kadar böyle yaşamaya devam ettiler.

Cahileyye mensupları bu sapık inanç üzere idiler. Aralarında İbrahim (aleyhisselam)’ın dininden bazı kalıntılar vardı. Onu tamamen terk etmemişlerdi. Onun için kendilerini onun dininden sanıyorlardı. Amr bin Luhay’ın ihdas ettiği bu şirki, bid’âtı hasene olarak görüp İbrahim (aleyhisselam)’ın dininde bir değişiklik yapmadığını sanıyorlardı. Telbiyeleri şöyleydi

“Emret Allah’ım! Senin hiçbir ortağın yoktur. Ancak bir ortağın vardır, ona da sen sahipsin.”

Ve ondan sonra ölen salihleri Allah’a yaklaşmak amacıyla kabirlerini ibadet edilen birer mescid edindiler ve heykellerini diktiler. Sırf onların kendilerini Allah’a yaklaştırmalarını umarak onlara dua edip adaklar arıyorlardı.

Bunlar ise Kur’an da isimleri geçen en çok rağbet edilen LAT, MENAT VE UZZA’dır

Bu tıpkı, Nuh (Aleyhisselam)’ın kavminin salihler hakkında haddi aşıp, aşırıya giderk şirke düşmeleri gibidir.

LAT, Taif’te hacılara helva dağıtan Salih bir kişiydi.

UZZA, buda Mekke ile Taif arasında nahle vadisinde

MENAT ise deniz sahilinde Kudayd bölgesinde dikmişlerdi.

İşte bu üçü en çok rağbet edilen içinde bu salihlerin ruhunun olduğuna inandıkları bu timsallerdi.

Rabbim bizi Muvahhidlerden eylesin. ÂminMahmud Yıldırım

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!