LÂ İLÂHE İLLALLÂH TEVHİD?-6

Her kim Lâ ilâhe illallâh Tevhid kelimesi üzerine ölürse ameli ne olursa olsun af ve mağfiret edilir cennetin sekiz kapısından hangisi ile dilerse Allah Teala’ cennete koyar.
Buhari ve Müslim gelen rivayete;  Ubâde b. es-Sâmit  radiyallahu anh da: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; “Her kim bir ve tek ve ortağı bulunmaksızın Allah’tan başka hak  ilah mabud olmadığına ve Muhammed  onun kulu ve Rasûlu olduğuna, İsa’nın Allah’ın kulu, kadın kulunun oğlu ve Meryem’e bıraktığı kelimesi olup, ondan bir ruh olduğuna, cennetin hak, cehennem ateşinin hak olduğuna şahadet ederse cennetin sekiz kapısından hangisinden dilerse Allah onu cennete koyar.”(Buhari, 3435; Müslim, İman, Sahih)

Müslimin Başka rivâyetinde  : “Ameli ne olursa olsun Allah onu cennete koyar” demiş  ve“cennetin sekiz kapısından dilediği kapıdan” ibaresini zikretmemiştir.”(Müslim, İman, Sahih)

Allah’u Teala tevhid için insanı yaratmış, onun için cenneti süslemiş ve onun için cehennemi kızgınlaştırmıştır. Cihadı ve savaşı tevhid kelimesi için meşru kılmıştır.
La ilahe illallah kelimesi öyle bir kelimedir ki, şirk hariç sahibinin bütün günahlarının Allah’u Teala tarafından mağfiret olunmasına bir vesiledir. Bir kimse ne kadar Salih amel işlerse işlesin tevhid kelimesinden ve onun isteklerinden uzak bir yaşam yaşıyorsa bu amellerin kendisine hiçbir faydası olmayacaktır. Ve bir kimse ne kadar çok günah işlerse işlesin şirkten beri olduğu sürece tevhid kelimesi vesilesiyle mutlaka cennetliklerden olacaktır.

“Allah’tan başka hak  ilah olmadığına… şâhâdet ederim diyen… girer.” Bu pek önemli bir yeri olan muazzam bir hadistir. Bu hadis itikadi meseleleri kapsayan en kapsamlı bir hadis ya da en kapsamlı hadislerdendir çünkü bu hadiste inançlarının farklılığına ve birbirinden uzak oluşuna rağmen küfür olan bütün dinlerden neyin çıkmayı sağlayacağını birlikte ifade etmiş ve bütün dinlerin tamamından ayrı olacağını şu birkaç kelime ile oldukça kısa bir şekilde ifade etmiş bulunmaktadır.

İsa aleyhisselâm’a “kelime” adını vermiştir çünkü o babasız olarak yalnızca “ol” kelimesi ile var olmuştur. Bu özelliği ile diğer Âdemoğullarından farklıdır. el-Herevî dedi ki: Ona “kelime” denilmesinin sebebi onun bir kelimeden dolayı var olmasıdır. Bu sebeple ona yağmura rahmet denilmesi gibi bu isim verilmiştir. Yine el-Herevî der ki: “ Allah Teala’ın: “Ve ondan bir ruh’’ (Nisa, 171) buyruğu rahmet demektir.” İbn Arefe dedi ki: Babasız yaratılacaktır. O ancak annesine ruh üflenerek var edilmiştir, demiştir. Başkası da: “Ve ondan bir ruh” yani onun tarafından yaratılmış bir ruh demektir. Buna göre ruhun Allah’a izafe edilmesi Allah’ın dişi devesi, Allah’ın evi gibi teşrif izafesi (şereflendirme izafesi)dir. Yoksa bütün âlem (yaratılmışlar) yalnız  Allah Teala’ındır ve onun tarafmdandır. Allah en iyi bilendir.

“Ameli ne olursa olsun Allah onu cennete koyar” ifadesi Allah’ın onu cennete girecekler arasında koyacağı şeklinde yorumlanır. Şayet büyük günahlardan olan masiyetleri varsa o Allah’ın meşietine bağlıdır. Azap edilse bile sonunda cennete girer. Allah en iyi bilendir.” İmam Nevevi

İsa aleyhisselam yaratılışı ilgili tâbiîn den  Katade rahimehullah tefsiri: Abdullah İbn  Mübarek Mamer den oda Katade den: “Ve İsa Onun Meryem’e İlka ettiği kelimesidir.” Nisa  171 Katade dedi ki o yani kelimesi onun kavlidir ki: ol der olur.”( Buhari Halku ef’ali’l-ibad 28)

وَقَالَ ابْنُ الْمُبَارَكِ: عَنْ عُمَرَ، عَنْ قَتَادَةَ: {وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وروح منه} قَالَ: هُوَ قَوْلُهُ: {كُنْ} فَكَانَ.

Tufeyl Ubey b. Kab radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:والزمهم كلمة التقوى قال  لا اله الا الله” Onlara takva kelimesi üzerinede sabet vermiştir.” Fetih 26 kast edilen Lâ ilâhe illallâh” Allah tan başka ibadeti hak eden mabud yoktur “sözüdür dedi.”(Ahmed Musned 14347 hasen) Ali b.

Ebi Talha İbn Abbas radiyallahu anh dan Allah Teala’nın: “Onlara takva sözü üzerinde sebat vermişti” buyruğu hakkında şöyle dediğini nakletmiştir: La ilahe illallah yanı Allah tan başka hak ma’bûd yoktur Şahadet etmektir.”(İbn kesir)

طَارِقٍ الْمُحَارِبِيِّ رضي الله عنه قَالَ: رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ ﷺ يُنَادِي بِأَعْلَى صَوْتِهِ: «يَا أَيُّهَا النَّاسُ قُولُوا لَا إِلَهَ إِلَا اللَّهُ تُفْلِحُوا
Tarık el-Muharibi radiyallahu anh’dan onun şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i avazı çıktığı kadar “Ey insanlar, Lâ ilâhe illallâh yanı Allah tan başka hak ma’bûd yoktur deyin (Allah Teala’nın azabından ) kurtulun!” diye bağırırken gördüm.”(Buhari Halku ef’ali’l-ibad 203 hasen)

İbn Abbas radiyallahu anh dan şöyle demiştir: Kuranda İbadeti emreden hususların hepsinden kasıt: Tevhiddir.”(Beğavi Tefsiri)

Süfyân es-Sevri rahimehullah dedi ki: Şeytanın belini
“La İlahe illallah” sözünden daha çok kıran başka bir söz yoktur.”(Siyeru A‘lâmi’n-Nübelâ 7/260)

İmam İbn Recep El Hanbeli rahimehullah şöyle nasihat eder: Ey kardeşlerim! Tevhidi gerçekleştirmek için tüm gücünüzle çalışın! Çünkü Allah Subhanehu ve Teala’nın azabından kurutacak olan yalnızca Tevhiddir.”(İbn Recep, Kelimetu’l İhlas s.92)

Sehl b Abdillah et-Tusteri rahimehullah şöyle demiştir:  “Allah’ın hazinelerinde Tevhidden daha büyük bir şey yoktur.”( Hilye, 10/196)

Muhammed et-Temimi رحمه الله şöyle der: Tevhid, Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır dinin en büyük emridir.Bütün asılların aslı ve amellerin esasıdır.”(Mecmuatu’r-Resâil ve’l-Mesâil Eimmetu’d-Da’va, 2/2/17)

İmam ibni Teymiyye rahimehullah şöyle der: Dinin aslı; Allah’ı ikrar etmek, yalnız ona ibadet etmek, onun dışındaki ma’budları terk etmek ve Allah’a şirk koşanlardan beri olmaktır.”(Fetava, 1/10)

Hanbelî fakihlerinden İbn-i Receb Hanbeli rahimehullah’da şöyle demektedir:La İlahe İllallah’ı söyleyipte ona şehadet etmekten maksad cehennemden kurtulmayı ve cennete girmeyi gerektiren bir sebeb olmasıdır. Bu gereklilik ise söylenen sözün şartlarının hepsinin bir arada bulunması ve onu ortadan kaldıracak bir durumun olmaması halinde geçerlidir. Tevhid kelimesini söyleyen kişide bu kelimenin şartlarından bir tanesi eksik olursa yahut da tevhid kelimesini söyleyen kimse bu kelimeyi ortadan kaldıracak bir söz veya amelde bulunursa artık bu tevhid kelimesi, söyleyenin cehennemden kurtulmasını ve cennete girmesini sağlamaz. Bu görüş Hasan ve Vehb bin Münebbih’ten nakledilmiştir. Bu konu hakkında söylenenlerin en güzeli ve en kuvvetlisi bu görüştür.”(İbn-i Receb El’Hanbeli, Kelimetü’l İhlas, sy:7)

Şeyh Hafız el-Hakemî şu beyitleri söylemiştir: “Yedi şarta bağlanmıştır ve vahiy nasslarında gerçekten yer almıştır.”“Onu söyleyen kişi bunları tamamlamadıkça fayda görmez.”Bu beyitleri şerh ederken ise şöyle demiştir: “Tamamlamaktan maksat, hepsinin kişide bulunması ve bunlara aykırı şeyler yapmaksızın yerine getirmesidir. Kişiden istenen, Lâ İlâhe İllallâh kelimesinin lafızlarını saymak ve ezberlemek değildir. Bu kelimenin bütün şartlarını yerine getiren ancak bunları teker teker sayamayacak olan niceleri vardır. Yine bunları ezberleyen ve bir çırpıda sayabilen niceleri de vardır ki bu şartları bozan şeyler yaparlar. Başarı Allâh’tandır.” (el-Hakemî, Meâricu’l-Kubûl: 2/418.)

Ehl-i Sünnete göre, kelime-i tevhîd olan Lâ İlâhe İllallâh’ın, ilim, yakîn, ihlâs, sıdk, muhabbet, inkıyâd ve kabul olmak üzere yedi şartı vardır. Şart: “Yok olması halinde hükmünde yok olacağı, var olması halinde ise bizatihi hükmün varlığının veya yokluğunun gerekli olmadığı şeydir.” (Mevsûatu’l-Fıkhiyye: 23/109.)

Şeyh Hamed b. Atik rahimehullah- dedi ki;
“Bütün rasullerin dinlerinin esası, tevhîdi yerine getirip onu ve ehlini severek onları velî edinmek ile şirki reddedip ehlini tekfîr ederek onlara buğzedip düşmanlık göstermektir.” (Durerusseniyye- 8/418)

Şeyh Abdullatif İbn Abdurrahman Alu’ş Şeyh şöyle demiştir:  “Kim Tevhid ehli Müslümanları tekfir eder yahut onlarla savaşır, işkence eder, fitneye düşürürse, o kimse kafirlerin en şerli sınıfındandır.” (Uyunu’r Resail ve’l Ecvibe 2/959)

Nîmetlerin en büyüğü; tevhiddir. Zikrin en faziletlisi tevhidin aslı olan; lâ ilâha illallah’tır. İnsanların en hayırlıları; tevhid ehli kimselerdir.