Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد
Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
Sapık fırkalar İslam ülkelerinde yayıldığında müslümanlar için tehlike arz ederler. Güvenliği ve istikrarı tehdit ederler, insanları dinlerine karşı şüpheye sevk ederler. Yeryüzünde fitne ve fesadı yaymaya çalışırlar. Ali radıyallahu anh’a karşı çıkan, onu tekfir eden, ona karşı savaşan ve sonunda onu katleden haricilerin durumu da böyleydi. Onlar bu işleri Allah azze ve celle’nin rızasını kazanmak için yapıyorlardı. Ama bu hususta ellerinde bir delil de yoktu. Onların yaptığı hevaya ve şeytanlara tabi olmaktan başka bir şey değildi. Bu gibilerin fasit yöntemlerini öğrendik, buna göre islam ümmetine düşen onlardan sakınmak ve onların çalışmalarını boşa çıkarmaktır. Emniyet ve istikrarın temini, sünneti seniyyenin yaşanması bidat ve hurafelerin yok edilmesi için alimler ve davetçiler üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. Bunu da Ehli Sünnet vel cemaat akidesine en uygun şekilde yerine getirmelidirler. Bidatlerle ve bidatçilerle mücadele etmelidirler. Bütün bunlar İslam toplumunun ayağa kalkmasına sebep olacak şeylerdir. Ümmetin iki yakasını bir araya getirecek, birlik ve beraberliği tesis edecek ve onları bir tek safta toplayacak olan yol budur. İslam dini düşündüğümüzde sünnet üzere yaşayan müslümanların ümmetin işini düzene soktuğunu görürüz. Cihad, Emri bi’l Maruf ve nehyi anil münker işlerinin en iyi şekilde yürütüldüğünü görürüz, İslamın izzet ve şerefini görürüz. Bidat üzere gidenler bu hali yaşamazlar. Onlarda kaos yaşanır, fırkalaşma meydana gelir, yeni yeni kötülükler zuhur eder, işler seyrinde yürümez. Hızlı bir şekilde çözülme ve çöküntü yaşanır. (Siyeru’ş Şüheda)


Samimi Müslümanlara Karşı Kindar Haricilerin Kalplerini Dolduran Gizli Kin; Abdurrahman b. Mülcem -kılıcını kastederek- “Vallahi onu bin dirheme satın aldım, bin dirheme satın aldığım zehirle zehirledim, Eğer bu darbe şehir halkının tamamına vurulsaydı hiç kimse sağ kalmazdı.” Sözü haricilerin samimi müslümanlara karşı ne denli gizli kin duyduklarını göstermektedir.
Bu sözler onların kalplerinde gizledikleri kini net bir şekilde açığa çıkarmaktadır. Onların sadece normal müslümanlara değil, Ali radıyallahu anh gibi şahsiyeti, faziletleri ve menkıbeleri herkes tarafından bilinen ileri gelen İslam önderlerine bile ne kadar düşman olabildiklerini görüyoruz. Allah aşkına bir bak, batıl yöntemleri ve sapık fikirleri onlara ne bedbaht işleri yaptırıyor. Bir taraftan ehli imana pusu kuruyorlar, diğer taraftan putperestleri İslama davet ediyorlar. (Tarih-i Taberi)
Bozuk Çevrenin Etkisi; Bozuk çevre insanı etkiler. Hatta adaleti seven ve adaletin tesisi için çaba gösteren biri bile olsa bozuk çevresi onu da bozar. İşte Abdurrahman b. Mülcem arkadaşı Şebîb b. Bucra ile karşılaştığında ona; “Dünya ve ahiret şerefini kazanmak ister misin?” dedi. O, “Neymiş o?” diye sordu. İbni Mülcem; “Ali b. Ebi Talib’i öldürmek.” dedi. Şebib; “Anan seni kaybetsin! Çok kötü bir şeyden bahsediyorsun. Buna nasıl güç yetireceksin?” dedi. İbni Mülcem; “Mescitte gizleneceğim. Sabah namazı için çıktığında üzerine atılıp öldüreceğiz. Kurtulursak huzura ereriz ve intikamımızı almış oluruz. Öldürülürsek Allah katında olanlar dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.” dedi. Şebîb; “Yazıklar olsun sana! Eğer bu kişi Ali’den başkası olsaydı bana daha kolay gelirdi. Onun İslam yolunda çektiği çileleri ve İslamdaki önceliğini biliyorum. Onu öldürmekle gönlümün huzura ereceğini sanmıyorum.” dedi. İbni Mülcem, “Onun Nehrevan’da salih kulları öldürdüğünü bilmiyor musun?” dedi. Şebîb “Evet biliyorum.” dedi. İbni Mülcem “Biz de onu öldürdüğü kardeşlerimize karşılık olarak öldürüyoruz.” dedi. Bunun üzerine Şebîb onun teklifini kabul etti. (Tarih-i Taberi)
Allah için bir bak, birlikte olunan kişilerin sapık görüşleri nasıl tesir ediyor? Şebîb ilk önce onun teklifini kabul etmedi. Çünkü o Ali radıyallahu anh’ın ilk müslümanlardan biri olduğunu ve İslam için çok sayıda çile çektiğini biliyordu. Ancak Ali radıyallahu anh’ın Nehrevan’da onların arkadaşlarını öldürdüğünü ve Ali radıyallahu anh’ı onlara karşılık olarak öldüreceklerini söyleyince İbni Mülcem onun kalbine şüphe tohumları attı ve onu kandırdı. Sonuç büyük bir hüsran oldu. Bu hadise her bir müslümanı bu itikadı bozuk kişilerden sakınmaya ve hakkı bilen, yaşayan ve dünya ahirette faydalı olan şeylere insanları yönlendiren rabbani alimlerin meclislerine katılmaya davet etmektedir. Bu sağlam yola girmeyip akidesi bozuk olanlarla takılanlar bir gün gelecek pişman olup parmaklarını ısıracaklar. Ama o gün pişmanlık fayda vermeyecek. Nitekim ayeti kerimede şöyle buyurulmuştur:
“O gün, zalim kişi (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o Rasul’le birlikte bir yol tutsaydım! Eyvah bana! Keşke falanı dost edinmeseydim. And olsun ki; bana gelen zikirden beni, o saptırdı. Şeytan; insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.” (Furkan/27-28) Allah azze ve celle’ye hamd Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ve onlara güzelce tabii olanlara salat ve selam olsun.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!