(یَـٰۤأَیُّهَا ٱلَّذِینَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَذَرُوا۟ مَا بَقِیَ مِنَ ٱلرِّبَوٰۤا۟ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِینَ)

فَإِن لَّمۡ تَفۡعَلُوا۟ فَأۡذَنُوا۟ بِحَرۡبࣲ مِّنَ ٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦۖ وَإِن تُبۡتُمۡ فَلَكُمۡ رُءُوسُ أَمۡوَ ٰ⁠لِكُمۡ لَا تَظۡلِمُونَ وَلَا تُظۡلَمُونَ

“Ey iman edenler! Allah’tan sakının. Eğer gerçekten iman edenlersiniz mevcut faiz alacaklarınızı terk edin. Şayet yapmasanız, Allah ve Rasulu tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz sermayeniz sizindir: ne haksızlik etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.”(Bakara 278 279

Bu ayetin tefsirinde Ali İbn Talha İbn Abbas radiyallahu anh dan şöyle rivayet etmiştir: Kim faiz muamelede israr ederse ve onu birakmasa Müslümanların imamlarının onu tevbeye çağırma bırakmasa kafasını boynunu vurma hakkı vardır.” (Taberi İbn Kesir Sahih eser)

وقال علي بن طلحة عن ابن عباس  فإن لم تفعلو فاذنوا بحرب من الله ورسوله فمن كان مقيما على الربا لاينزع عنه فحق على إمام المسلمين ان يستتيبه فإن نزع وإلا ضرب عنقه

İdarecilerin hevasine göre fetva: İdareciler insanları iyilik yapacağı yerde vatandaşlarını Ömür boyu faize bulaştıracak, ve belki de çoğunlukla insanlar vefat ederken faiz veren olarak öleceklerdir. Diyanet kesin bir nas olmadığı  halde sigaraya kesin haram diyecek, kuran ve sünnetle sabit olan faize helal diyecek bu fetva batıl bir görüştür bir değeri yoktur. Diyanet idarecilere göre fetva veren bir kurumdur ve güvenilecek bir kurum değildir. İdareciler eğer vatandaşına iyilik yapacaksa onları faize bulaştırmadandestek olması lazım. Diyanette güvenilir bir ilim ehli yoktur ve hocalarının çoğunluğu heva ehlidir.