الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra; “Deki: Onların dedikleri gibi onunla beraber başka ilahlar olsaydı elbette o zaman Arş sahibine bir yol ararlardı.” (İsra/42) “O onların söylediklerinden münezzehtir, zatı uluvdadır (her şeyin fevkindedir) ve büyüktür.” (İsra/43) Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: Ey Muhammed Allah’ın yarattıklarından bir ortağı bulunduğunu iddia ederek, kendilerini Allah’a daha da yaklaştırsın diye onunla birlikte başkalarına ibadet eden bu müşriklere de ki: Eğer durum dediğiniz gibi olsaydı, onunla birlikte kendisine ibadet edenleri Allah’a yaklaştırsınlar, onun nezdinde şefaatçi olsunlar diye onunla birlikte ibadet olunan ilahlar bulunmuş olsaydı, bu mabudların kendileri de ona ibadet edecek, ona yakınlaşmaya çalışacak, ona götüren yolu ve yakın olmanın çarelerini arayacaklardı. O halde, sizin Allah’ı bırakıp ibadet ettiğiniz bu varlıklar da kendisine ibadet ettikleri gibi, siz de yalnız ona ibadet ediniz. Sizin sizinle Allah arasında aracılık yapacak bir mabuda ihtiyacınız yoktur. Çünkü o böyle bir şeyi sevmez ve buna razı olmaz. Aksine bundan hoşlanmaz ve bunu kabul etmez. O böyle bir işi bütün rasul ve nebilerinin tebliğleri ile yasaklamış bulunmaktadır. Daha sonra Rabbimiz Teala kerim zatını tenzih ve takdis ederek: “O bunların söylediklerinden münezzehtir. Pek yücedir, pek büyüktür.” O zatıyla her şeyin üstündedir hem sıfatlarıyla hem de isimleriyle yücedir. Yani Allah Subhanehu, haddi aşan, zalim olan bu müşriklerin onunla birlikte başka ilahlar bulunduğu şeklindeki iddialarından alabildiğine yüce ve münezzehtir. O Allah’tır, bir ve tektir, Sameddir. Doğurmamış ve doğmamış olandır. Hiç kimse de onun eşi, benzeri, dengi değildir.”İbn Kesir “Allah dediki: İki ilah edinmeyin. O ancak tek bir hak ilahtır. Onun için yalnız benden korkun.” (Nahl/51) “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onundur. Din de daima ve yalnız Onadır. Buna rağmen hala Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?” (Nahl/52) Allah azze ve celle kendisinden başka hak ilah olmadığını, Ona ortak koşmaksızın hak ve tek olarak yalnızca Ona ibadet etmek gerektiğini bildirmektedir. Çünkü her şeyin maliki, yaratıcısı ve Rabbi Odur. “Din de daima ve yalnız Onadır.” İbn Abbas, radiyallahu anh Mücâhid, İkrime, Katâde, ve başkaları “vâsibâ” kelimesini “daima” diye açıklamışlardır. İbn Abbas radiyallauhu anha’dan yine vaciben (vacip olarak), Mücâhid de halis olarak diye açıklamıştır.” (Sahih Eser) Yani göklerde ve yerde bulunanlar arasında ibadet yalnızca Onadır. Allah Te’ala’nın: “Onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? Hâlbuki göklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez ona teslim olmuştur.” (Al-i İmran/83) “Allah hiçbir evlat edinmedi. Onunla birlikte herhangi başka hak ilah da yoktur. Eğer olsaydı bu takdirde her bir ilah yarattığını alır, elbette kimisi kimisine üstünlük sağlardı. Allah onların niteleye geldiklerinden münezzehtir.” (Müminun/91) “O gizliyi de, açığı da bilendir. Ortak koşmalarından yücedir O.” (Müminun/92) Allah azze ve celle bir evladının olmasından yahut mülkte ortağının bulunmasından kendi zatını tenzih ederek: “Allah hiçbir evlat edinmedi. Onunla birlikte herhangi bir hak ilah da yoktur. Eğer böyle olsaydı bu takdirde her bir ilah yarattığını alır, elbette kimisi kimisine üstünlük sağlardı” buyurmaktadır. Yani eğer ilahların birden çok olduğu varsayılsa o takdirde onların her birisi kendi yarattıklarını tek başına alır, gider ve böylelikle varlık âleminde düzen sözkonusu olmazdı. Hâlbuki görülen ve tanık olunan, varlık âleminin düzenli ve uyumlu olduğudur. Yüce ve alt âlem birbiriyle irtibatlı, bağlantılı ve son derece mükemmeldir. “Rahman’ın yaratışında hiçbir düzensizlik göremezsin.” (Mülk/3) “O gizliyi de, açığı da bilendir.” Yaratılmışlar tarafından görülmediği için gayb olanı da, görüp tanık olduklarını da O bilir. “O Ortak koşmalarından yücedir.” O, zalim ve inkarcıların söylediklerinden münezzehtir, mukaddestir, pek üstündür. Aziz ve celil olandır.” (İbn Kesir) “ Allah azze ve celle’ye hamd, Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem’e, O’nun ailesine ve ashabına salât ve selam olsun.