Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Bir olmaz: Kör ile gören. Karanlıkla, aydınlık. Ve gölge ile sıcak. “Dirilerle, ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah dilediği kimseye işittirir. Sen kabirde olanlara işittiremezsin.”(Fatır/ 19, 20, 21, 22)

İbn Abbas şöyle demiştir: Bundan kasıt gecenin gölgesi ile gündüzün görülen semum sıcağıdır. Kutrub da: Harurdan kasıt sıcak, gölgeden kasıt da soğuktur. “Dirilerle, ölüler de bir olmaz” buyruğu ile ilgili olarak İbn Kuteybe şöyle demiştir: Dirilerden kasıt akıllılar, ölülerden kasıt cahillerdir. Katade de şöyle demiştir: Bunların hepsi misaldir. Yani bunlar eşit olmadığı gibi, aynı şekilde kâfir ile mü’min de eşit olmaz. “Şüphesiz Allah dilediği kimseye işittirir.” Yani cenneti için yaratmış olduğu dostlarına işittirir. “Sen kabirde olanlara” küfrün kalblerini öldürdüğü kimselere “işittire-mezsin.” Yani ölmüş kimselere işittiremeyeceğin gibi, kalbi ölmüş olana da işittiremezsin.” el-Hasen, İsa es-Sakafî ve Amr b. Meymun Kabirde olanlara işittiremezsin” buyruğunu “ayn” harfindeki tenvini hafifletmek kastıyla hazf ile okumuşlardır. Yani onlar işittiklerinden faydalanamamak ve onu kabul etmemek bakımından kabirdekiler ayarmdadırlar.”Kurtubi Allah Teala buyuruyor ki: Birbirine eşit olmayan kör ile gören gibi değişik ve farklı bu şeyler de birbirine eşit değildir. Aksine bu iki farklı örnek arasında büyük bir fark ve ayrılık vardır. Aynı zamanda karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak eşit olmadığı gibi, dirilerle ölüler de eşit olamazlar. Bu da yüce Allah’ın yaşayanlar demek olan müminler ile ölüler demek olan kâfirler için verdiği bir misaldir. Yüce Allah’ın şu buyruklarında olduğu gibi: “Ölü iken kendisini dirilttiğimiz, insanlar arasında ona yürümesi için nur verdiğimiz kimse içinden çıkamayacağı karanlıklarda kalan kimse gibi midir?” (En’am, 122); “Bu iki zümrenin hali kör ve sağırla, gören ve işitenin haline benzer. Örnek olarak ikisi eşit olurlar mı?” (Hud, 24) “Çünkü mümin işiten ve görendir. Dünyada da, ahirette de dosdoğru yol üzerinde yürüyen, nur içinde olandır ve bu hali bol gölgeli ve pınarları bulunan cennetlere yerleşinceye kadar sürecektir. Kâfir ise karanlıklar içerisinde yürüyen kör ve sağırdır. Onun bu karanlıklardan çıkma imkânı yoktur. Aksine o dünyada da, ahirette de azgınlık ve sapıklığı içerisinde serserice dolaşır. Sonunda tju hali onu pek sıcak, oldukça kavurucu rüzgârları esen ve kaynar suları bulunan cehenneme kadar gider. “Son derece kaynamış suda, kapkara bir gölgede kalacaklar. Orası serin de değildir, faydası da yoktur. ” (Vakıa, 43-44) “Şüphesiz Allah dilediği kimseye işittirir.” Allah kendilerine delili dinleyip, kabul etmek ve ona boyun eğmek yolunu gösterir, ona hidayet eyler: “Sen kabirde olanlara işittiremezsin.” Kâfir olarak ölenler ölüp de kabirlerine gömüldükten sonra hidayet ve hidayete davet edilmekten yararlanamayacakları gibi bedbaht olacakları üzerlerine yazılmış olan bu müşriklerin durumu da böyledir. Senin onlara karşı yapacak bir şeyin yok, sen onları hidayete götüremezsin. “Sen ancak bir nezirsin. ” Sana düşen tebliğ etmek ve uyarıp, korkutmaktan ibarettir. Allah dilediğini delalette bırakır, dilediğini de hidayete iletir.”

Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.”(Rum/52)

“Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!.”(Fatır/22)

İlim ehlim der ki; “Dirilerle, ölüler de bir olmaz” buyruğu ile ilgili olarak İbn Kuteybe şöyle demiştir: Dirilerden kasıt akıllılar, ölülerden kasıt cahillerdir. Katade de şöyle demiştir: Bunların hepsi misaldir. Yani bunlar eşit olmadığı gibi, aynı şekilde kâfir ile mü’min de eşit olmaz. “Şüphesiz Allah dilediği kimseye işittirir.” Yani cenneti için yaratmış olduğu dostlarına işittirir. “Sen kabirde olanlara” küfrün kalblerini öldürdüğü kimselere “işittiremezsin.” Yani ölmüş kimselere işittiremeyeceğin gibi, kalbi ölmüş olana da işittiremezsin Yani onlar işittiklerinden faydalanamamak ve onu kabul etmemek bakımından kabirdekiler ayarındadırlar.” Kurtubi

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!