Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

İshak İbn rahuye rahimehullah (238) der ki:
Eğer bir cehmî sana  “Ben bir semadan diğer semaya inen bir Rabbi inkar edip iman etmiyorum derse “Ben dilediğini yapan bir Rabbe iman ediyorum” de.”
(Beyhaki – El-Esmau ve’s Sıfat)

واذا قال لك الجهمي: كفرت برب ينزل من سماء إلى سماء فقل: آمنت برب يفعل ما يشاء.

Allah Teala her gece  dilediği ve istediği gibi dünya semasına iner. Nebî’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) şu hadisinden: “Allah Teala her gece dünya semasına iner” demiştir.” ötürü bundan (her hangi) bir sıfat yoktur.
(Zemmu’l Kelam)

ينزل الله كل ليلة إلى السماء الدنيا كما شاء وكيف شاء. وليس فيه صفة. لقوله  (صلى الله عليه وسلم) “ينزل الله كل ليلة إلى السماء الدنيا.”

Hiç kimsenin yaratıcının sıfatları hakkında yaratılmışlar hakkında düşündüğü gibi düşünmesi ve tefekkür etmesi caiz değildir. Şöyle ki: O’nun her gecenin üçte biri geçtikten sonra  dünya semasına/en yakın semaya dilediği gibi nüzul etmesi (inmesi) mümkündür. “O’nun nüzûlu/inişi nasıldır?” diye sorulmaz. Çünkü O, dilediğini dilediği gibi yapan yaratıcıdır.
(Harb es-Sunne)

ولا يجوز لأحد أن يتوهم على الخالق بصفاته وفعاله توهم ما يجوز التفكر والنظر في أمر المخلوقين. وذلك أنه يمكن أن يكون موصوفا بالنزول كل ليلة إذا  مضى ثلثها إلى السماء الدنيا كما شاء. ولا يسأل كيف نزوله لانه الخالق يصنع ماشاء كما شاء.

“El Huccetu fî Beyani’l Mehacce’de onun şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Emir Abdullah b. Tahir bana dedi ki: Ya Ebâ Yakub senin Rasulullah’tan (sallallahu aleyhi sellem) rivayet ettiğin şu hadis: “Rabbimiz her gece dünya semasına/en yakın semaya iner.” peki nasıl iner? Dedim ki: Allah emiri aziz kılsın! Rab hakkında “nasıl” denilmez. O keyfiyetsiz olarak iner.” dedi.
(El-Huccetu fi Bayani’l Mehace)

وفي الحجة في بيان الحجة قال إسحاق قال لي الا مير عبد الله بن طاهر يا أبا يعقوب هذا الحديث الذي ترويه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم: “ينزل ربنا كل ليلة إلى السماء الدنيا.” كيف ينزل؟  قال: قلت: أعز الله الامير لا يقال  لأمر الرب كيف إنما ينزل بلا كيف

Yani: Allah’ın (Teâlâ) zatına yakışır bir şekilde nüzülünü isbatı konusunda ne teşbih ne de tekyif vardır. Zemmul kelam da rivayet edildiğine göre İshak rahimehullah “O’nun nüzülüne bir vasıf söz konusu değildir” demiştir.” Zemmu Kelam
اي ليس في إثبات النزول الله تعالى ميليق به سبحانه  تشبيها ولا تكييف وفي ذم الكلام قال إسحاق ليس في نزوله وصف

Selef Sıfatları Tafvid etmiş diyen ya hatalıdır yada yalancıdır. İshak İbn Rahuye sıfatları aksine ispat etmiştir. Selef alimlerinden gelen rivayetlerin bazılarını gizlemek ilme ihanet etmektir. Bütün ilmi nakilleri beyan etmek gerekir ki böylelikle Hakk ortaya çıksın.

Kuteybe b. Said   “İshak İmâmı’dır” demiştir.

Humeydi  şöyle demiştir: “Ben Hicaz da İmam Ahmed irak ta İbn İshak de Horasan da iken kimse bizi yenemez.

İmâm Ahmed b. Hanbel rahimehullah’ şöyle demiştir: ” Ahmed’e İshak hakkında soruldu.  Bunun üzerine o şöyle dedi: ‘İshak gibisi sorulu mu? İshak nezdimizde imamdır.”


İbn Huzeyme rahimehullah da şöyle demiştir: “Vallahi İshak Tabiînin arasında olsaydı onun hifzini, ilmini ve fikhini dile getirirlerdi.

İbn Useymin rahimehullah nuzül hadisi Şerh etmiş şöyle demiştir: “Bunlardan birisi  Nebi sallallahu aleyhi ve sellem-’ın şu buyruğudur…” diye naklettiği hadiste  ile ilgili iki açıdan açıklamalarda bulunacağız:

1- Nakil açısından sıhhati: Müellif -Allah Ona rahmet Etsin- hadisin müttefekun aleyh (Buharî ve Müslim tarafından rivayet edilmiş) olduğunu belirtmektedir. ez-Zehebî de “el-Uluvv li’l-Aliyyi’l-Ğaffar”2 adlı eserinde şöyle demektedir: “Nüzul ile ilgili hadisler kat’îlik ifade edecek şekilde mütevâtirdir.”Buna göre bunun inkâr ya da reddedilmesine imkân bulunmamaktadır.2 Bu, hadisin ne ifade ettiği ile ilgilidir. Bu hadis şanı yüce ve mübarek Rabbimizin her gece… indiğini haber vermektedir. Bunun da anlamı şudur: Nüzûl (inmek); yüce Allah’ın celâline ve azametine yakışır bir şekilde sıfatıdır. Onun nüzûlü tıpkı istivâsı, yaratılmışların istivâsına benzemediği gibi, yaratılmışların nüzulüne benzemez. Şeyhu’l-İslam (İbn Teymiyye) -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- İhlas suresinin tefsirinde şunları söylemektedir: “Şanı yüce Rabbimizi, Rasûlü her gece dünya semasına inmekle vasfedip, arafe günü onun hacılara yaklaştığını belirttiğine göre,  Allah Te’ala’nın da Musa ile o mübarek vadide sağ taraftan, ağaçtan konuştuğunu sema duman halinde iken ona yöneldiğini (istivâ ettiğini) belirterek semaya ve arza: İsteyerek ya da istemeyerek geliniz diye emrettiğini belirtmiş ise bütün bunlarda sözkonusu olan fiillerin şu gördüğümüz varlıkların gördüğümüz şekildeki inişi türünden olması icab etmez ki böyle bir şeyi kabul etmek bir mekânın boşaltılmasını ve bir diğer mekânın da işgal edilmiş olmasını gerektirir denilebilsin.”3-O halde ehl-i sünnet ve’l-cemaat nüzulün  Allah Teala’nın gerçek anlamda ve O’nun dilediği keyfiyette olmak üzere hakiki bir sıfatı olduğuna iman ederler. Onlar kitab ve sünnette sabit olan bütün sıfatları kabul ettikleri gibi nüzulü de kabul ederler ve burada dururlar. Herhangi bir keyfiyetlendirme ve temsile gitmezler. Böyle bir sıfatı reddetmez ve ta’til etmezler. Şöyle derler: Allah Rasûlü bizlere Rabbimizin indiğini haber vermiş, ancak nasıl indiğini bize haber vermemiştir. Ayrıca biz Allah Teala’nın dilediğini yapan olduğunu ve herşeye de kadir olduğunu biliyoruz.Bundan dolayı mü’minlerin havas olanları bu değerli zamanda Rablerinin lütuflarına ve bağışlarına nail olmak maksadı ile boyun eğerek zilletle yalvarıp, yakararak O’na ibadet etmeye kalkarlar. Allah’ın kendilerine rasûlü vasıtası ile vaadetmiş olduğu ihtiyaçlarının karşılanmasını ümit ederler.”

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!