Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Ebu Davud ve Tirmizi’den gelen rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan; “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu bakımdan sizden herhangi biriniz kiminle dostluk ettiğine iyice baksın.” (Ebu Davud, 4833; Tirmizi, 2379; Ahmed Müsned, Hasen)
Özet olarak, arkadaşlığını tercih ettiğin kimsede şu beş hasletin bulunması gerekir:

  1. Akıllı olmak.
  2. Güzel ahlaklı olmak.
  3. Fasık olmamak.
  4. Bidatçi olmamak.
  5. Dünyaya fazla düşkün olmamak.
    Akıl bir sermayedir. Ahmak bir kişinin arkadaşlığında hayır yoktur. Çünkü o senden nemalanmak ve sana zarar vermek ister. Akıllıdan gayemiz, işleri olduğu gibi anlayan bir kimsedir. Bu işleri ya kendiliğinden anlar ya da kendisine anlatıldığı ve öğretildiği zaman anlar.
    Güzel ahlak mutlaka bulunması gereken bir haslettir. Çünkü nice akıllı vardır ki öfkesine veya şehvetine mağlup olur da hevasına itaat eder. Artık böyle birinin arkadaşlığında hayır yoktur.
    Fasık olursa o da Allah’tan korkmaz. Kim Allah’tan korkmazsa onun sebep olacağı tehlikelerden emin olunmaz.
    Bidatçinin ise arkadaşlığından dolayı bidatinin bulaşmasından korkulur.
    Umer İbnu’l-Hattab radıyallahu anh şöyle demiştir: “Kendine doğru arkadaşlar seç! Böyle yaptığın takdirde onların himayesinde yaşarsın. Çünkü onlar rahat zamanlarının ziyneti, bela zamanlarının teçhizatıdırlar. Sana kendisinden nefret ettirecek bir şey yapmadıkça dostunun işini en güzel yere koy/iyi manada yorumla. Düşmanından uzak dur. Emin olmadıkça arkadaşına karşı dikkatli ol. Emin kimse ancak Allah’tan korkan kimsedir. Sakın facir ve fasık bir kimseyle arkadaş olma ki, ondan sadece fısk ve fücur öğrenirsin. Ona sırrını açma. Yapacağın şeyleri ancak Allah’tan korkanlarla istişare et!”
    Yahya İbn Muaz rahimehullah şöyle dedi: “Kendisine ‘duanda beni de an’ demeye ve dalkavukluk ederek birlikte yaşamaya ve kendisinden özür dilemeye muhtaç olacağın arkadaş ne kötü arkadaştır.”
    Hasen el-Basri rahimehullah uyurken yanına bir topluluk girmişti. İçlerinden biri evde meyve yemeye başladı. Hasen el-Basri ona dedi ki: “Allah sana merhamet etsin. Vallahi bunu ancak dostlar yapar.”
    Ebu Cafer rahimehullah arkadaşlarına şöyle dedi: “İçinizden biriniz elini kardeşinin cebine sokup istediğini alabilir mi?” “Hayır” dediler. Ebu Cafer, “O halde siz iddia ettiğiniz gibi kardeş değilsiniz?”
    Rivayet edildiğine göre Fetih el-Mevsılî, İsa et-Temmar isimli arkadaşına gider. Onu evinde bulamaz. Arkadaşının hizmetçisine der ki: “Kardeşimin para kesesini çıkar. Hizmetçi keseyi getirince oradan iki dirhem alır ve gider.” İsa evine geldiği zaman hizmetçi cariye durumu haber verir. İsa der ki: “Eğer doğru söylediysen sen hürsün. Keseye bakar, gerçekten doğru söylemektedir. Bunun üzerine cariyeyi azat eder.”
Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!