Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

الحمدالله رب العالمين و الصلاةو السلام على اشرف الانبياء والمرسلين اما بعد

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra; Allah azze ve celle şöyle buyurmuştur; “Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da cinler onların korkularını daha da artırırdı.”(Cin/6)

Havle binti Hakim dan ; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediği işittim; “ Kim bir yerde konaklarda yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım derse o yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar veremez.”(Müslim, Zikir ve Dua, 2080; Sahih)

İbn-i Abbas’radiyallahu anh dan rivayet ettiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle istiaze etmişlerdir: “Ya Rabbim! Senin İzzet sığınırım ki, senden başka hak ilah yoktur. Ve sen ölmezsin. Cin ve insanlar ise ölürler.” (Buhari, Tevhid, 7; Müslim, Zikr 68; Sahih)

YARATILMIŞA SIĞINMAK ŞİRKTİR

Mahluklara sığınan müşrik olur;  İmam Buhari rahimehullah dedi ki:  Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Allah’u Teâla dan Gayrı Kimsenin Sözleri ile İstiaze bulunmadığı bâbı

Nuaym b. Hammad dedi ki: “Mahlûka sığınılmaz. Ne Kulların,ne cinlerin, ne insanların,ne de meleklerin sözleri ile sığınılır”

Burada, Allah’Teala kelamının mahluk olmadığı, onun dışındaki sözlerin ise yaratılmış olduğuna delil vardır.”(Buhari Halku ef’ali’l-ibad 438-439)

بَابُ مَا كَانَ النَّبِيُّ ﷺ يَسْتَعِيذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ لَا بِكَلَامِ غَيْرِهِ- وَقَالَ نُعَيْمٌ: لَا يُسْتعَاذُ بِالْمَخْلُوقِ، وَلَا بِكَلَامِ الْعِبَادِ وَالْجِنِّ وَالإِنْسِ، وَالْمَلَائِكَةِ.  وَفِي هَذَا دَلِيلٌ أَنَّ كَلَامَ اللهِ غَيْرُ مَخْلُوقٍ، وَأَنَّ سِوَاهُ خلق.

Ebu Bekr İbn Huzeyme rahimehullah(311) der ki:  “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in Allah Teala’nın yarattıklarının şerrinden O’nun yarattığı bir varlığa sığınmayı emretmesinin mümkün olmadığını herkes tarafından bilinmektedir, değilmi?

Siz hiç dua eden  kimsenin Allah’ın yarattıklarının şerrinden kabeye sığınırım demesine cevaz veren ya da Allah’ın yarattıklarının şerrinden safaya ve  Merveye sığınırım yada Arafata ve minaya sığınırım demesine cevaz veren bir Alim işitiniz mi?

Allah Tealanın dînini bilen bir Müslüman bunu söylemez ve bu söze cevaz da vermez. Bir Müslümanın Allah’ın yarattıklarının şerrinden onun yarattığına sığınması mümkün de değildir.”(İbn hüzeyme Kitabu’t Tevhid)

قال أبو بكر أفليس العلم محيطا ياذوي لحجا انه غير جائز ان يأمر النبي صلى الله عليه وسلم بالتعوذ بخلق الله من شر خلقه

هل سمعتم عالما يجيز ان يقو ل الداعي أعوذ با لكعبة من شر خلق الله أو يجيز ان يقول أعوذ با لصفا والمروة او أعوذ بعرفات ومنى من من شر ماخلق الله

هذ لا يقوله ولا يجيز القول به مسلم يعرف دين الله محال ان يستعيذ مسلم بخلق الله من شر خلقه

Abdullah ibni Abbas radiyallahu anh dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem torunları Hasan ve Hüseyin’in korunmaları için (şu duayı) okurdu: “Her nevi’ şeytandan, her haşereden/zararlı yaratıklardan, (nazarı)dokunan her kötü gözden ikinizi de Allah’ın tam olan/mükemmel (şifa verici) kelimelerine/sözlerine sığınırım/emanet ediyorum.” Ardında da şöyle buyururdu: “Dedem İbrahim aleyhisselam da İsmail ve İshâk aleyhisselami kötülüklerden korunması için onlara böyle dua ederdi.”(3371 Ebu Davud 4737  Tirmizi 2060 İbn Mace 3520Musned, Ahmed b. Hanbel ,2434

– [عن عبدالله بن عباس:] أنَّ رسولَ اللهِ ﷺ كان يُعوِّذُ حسَنًا وحُسَينًا، يقولُ: أُعيذُكُما بكَلِماتِ اللهِ التامَّةِ، من كلِّ شيطانٍ وهامَّةٍ، ومِن كلِّ عينٍ لامَّةٍ، وكان يقولُ: كان إبراهيمُ أبِي يُعوِّذُ بهما إسماعيلَ وإسحاقَ.

شعيب الأرنؤوط (ت ١٤٣٨)، تخريج المسند لشعيب ٢١١٢  •  إسناده صحيح على شرط البخاري  •  أخرجه البخاري (٣٣٧١)، وأبو داود (٤٧٣٧)، والترمذي (٢٠٦٠)، والنسائي

ي «السنن الكبرى» (٧٧٢٦)، وابن ماجه (٣٥٢٥)، وأحمد

Nua’ym bin Hammad rahimehullah (  229 ) ( Allahın kelimelerine sığınınırım) manasındaki hadisleri kasdederek dediki: Bu hadisler gösteriyorki kur’an yaratılmış değildir( Allah kur’anı yaratmamış bilakis konuşmuştur). Eğer yaratılmış olsaydı kurana sığınılmazdı. çünkü  yaratılmışa sığınılmaz.

Allah azze ve celle derki: “Yanlız Allaha sığın”(Araf 200)

Neb sallalahu aleyhi ve sellemde dediki: istediğinde Allahtan iste.”( Fethulbari 13/393)

Allahtan başkasına onu yaratıcı kabul etmedikçe duâ edip yalvarmak caizdir diyen sofilere soruyoruz Allahtan başkasına sığınmak onu yaratıcı kabul etmedikçe caizmidir. Zira istiaze duanın bir çeşididir. Nuaym bin Hammad rahimehullah’ın sözü selefin meselede ki tutumunu ortaya koyan güzel bir örneklerdendir çünkü yaratılmışa sığınılmaz.

İSTİANE BÜYÜK ŞİRKTİR

İstiane büyük şirktir bunda şüphe yoktur ve şüphesi olanda müşriktir. İstiane ve istiazeyi şirk görmeyenler hepsi katıksız müşriktir çünkü La ilahe illallahın iki esasını anlamamışlardır,Tevhidi naks etmiş ve bozmuşlardır.  Allahu Teala Kitabında şöyle buyurmuştur:

إِیَّاكَ نَعۡبُدُ وَإِیَّاكَ نَسۡتَعِینُ

“Ancak Sana ibadet eder ve ancak Senden istiane yardım dileriz.”(Fatiha 5)

Katade der ki: Allah’ım “Ancak Sana ibadet eder ve yanlız Senden yardım dileriz.” buyurarak ibadeti yalnız O’na yapmamızı ve her işinde O’ndan yardım dilemenizi emretmektedir.”(İbn Ebi Hatim İbn Kesir sahih eser)

وقال قتاد إِیَّاكَ نَعۡبُدُ وَإِیَّاكَ نَسۡتَعِینُ يأ مركم ان تخلصوا له لعبادةوان تستعينوه على اأمركم

Allah’u Teala kitâbında namazın her rekatında bize şöyle şöyle kıraat etmemizi vacip kılmıştır. Ancak Senden (istiane)yardım dileriz demeyi beyan etmiştir buna rağmen aksini iddia eden kitabın hükmünü inkar eden bir kafirdir.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine dua ederken Allah Teala’nın dışında kimseden istiane yani yardım medet ummamayı  kesin bir şekilde beyan etmiştir.

Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem Hutbelerinde şöyle demiştir: “Hamd, ancak Allah içindir. O’na hamdeder, Ondan istiane yardım ve mağfiret dileriz. ان الحمد لله نحمده ونستعينه ونستتغفره” Davud, 2118; Tirmizi, 1105; Sahih.)

Hutbede ve Namazda Allah Teala dan istiane (yardım medet) talep ederken,

maalesef imamlar veya halkın çoğunluğu ölmüş kemiklere çürümüşlere istiane (yardım medet) istemektedirler.

Veliler ve Veli zan edilip ve Kabirlere  yünelip  dua edip yalvaranlar ve  medet ummanlar mutlak manada büyük şirk ile müşriktir;   “İmam Ebul Vefa İbn Akil el-Hanbeli rahimehullah(431) şöyle demiştir: “Şariatın hükümleri cahil ve aşağılık kimselere ağır ve  zor geldiği zaman şeriatın hükümlerini ihlâl edip sapmışlar ve kendileri için vaz’ ettikleri bazı uydurmaları yüceltmeye başlamışlardır.

Böylece bir başkasının emri altına girdikleri için üzerlerindeki yükü hafifletmişlerdir.

Bizim nezdimizde onlar vaz ettikleri bu uydurmalar sebebiyle kafirlerdir.

Örneğin onlar kabirleri tazim ederek onlara şeriatın yasakladığı derecede saygı gösterirler. Kabirlerin yanında ateş yakar, onları öper, güzel kokularla kokulandırırlar. Ölülerden ihtiyaçların görülmesini isterler. İçerisinde “Ey efendim bana şunları şunları yap! gibi ifadeler bulunan kağıt parçaları yazarlar. Bereketlenmek için kabrin toprağından alırlar. Kabirlerin üzerine güzel koku akıtırlar. Kabirleri ziyaret etmek için yolculuğa çıkarlar. Ağaçlara çaput bağlarlar. Bunları yaparak Lâ ta ve Uzza’ya tapan kimselerin yolunda gitmiş  olurlar.”( İbn C Teblisu İblis: İbn Kayyim İğasetul Lehfan)

وقال امام ابو الوفاء إبن عقيل لما صعبت التكاليف على الجهال الطغام عدلوا عن اوضاع الشرع إلى تعظيم اوضاع وضعوها لأ نفسهم فسهلت عليهم إذ لم يدخلوا بها تحت امر غيرهم وهم عندي كفار بهذه الأوضاع مثل تعظيم القبور وخطاب الموتى بالحو ائج وكتب الرقاع فيها (يا مولاي افعل بي كذا وكذا إلقاء الخرق على الشجر اقتداء بمن عبد اللات والعزى

Enbiya, Melekler, Cinleri,Veli veya Veli zan edilen ölmüşlerden yardım dileyen ve istiane,istiaze,istiğase şirk diyen ilk alimler İbn Teymiyye ve Muhammed b. Abdulvehhabdır diyenler sahtekar yalancı bir taifedir. Beşinci asırda yaşayan İbn Akil rahimehullah ilk  dönem alimler istiane,istiaze ve istiğase büyük şirk demişlerdir,bunda bir itilaf yoktur.

İmâm Abdurrahmân b. Hasen Âlu’ş-Şeyh der ki: “Ölülerden ve gâiblerden medet istemek, Allah’ın mağfiret etmeyeceği büyük şirkin ta kendisidir. Medet istemek ibâdettir. İbâdetten bir şeyi Allah’tan başkasına yapmak da câiz değildir. Bu böyledir! Çünkü medet dilemenin sonucu i’timâd etmektir; i’timâd etmek de ilâhlığa mahsûs şeylerden biri olan tevekkül anlamındadır. Dolayısıyla her kim Allah’tan başkasına tevekkül ederse, ilâhlığa mahsûs bir şeyde  Allah Teala ile çekişmiş, tevekkül ettiği şeyi Allah’tan başka ma’bûd edinmiştir. 

Allah Teala şöyle buyurdu: “De ki: “Allah’ın aşağısında, sizin için ne bir zarar ne de bir faydaya mâlik olmayan şeylere mi tapıyorsunuz?” Hâlbuki, Semî’ (her şeyi hakkıyla işiten), Alîm (her şeyi hakkıyla bilen) ancak Allah’dır.”(Mâide suresi 76)

Bu iki sıfatta kullarının duâ’ ve yalvarışlarını hakkıyla işiten;  yarattıklarının hâllerini, işlerini  ve isteklerini hakkıyla bilenin O’nun dışında hiç kimse değil,sadece  Allah Teala’nın olduğunun beyânı vardır. “Hakkıyla işiten ve bilen yalnızca Allah’tır.”  âyetinde bulunan vurguyu bir düşün!”(ed-Duraru’s-Seniyye 9/152)

İbn Nuceym el-Hanefî der ki: “Âlimlerimiz dedi ki: Kim şeyhlerin ruhları hazırdır ve olayları bilir derse kâfir olur.”(Bahru’r-Râik 5/134.)

Her kim Mukarreb bir melek, Mürsel bir Nebi, Veli veya veli zan edilen ve cinlere sığınırsa (istiaze) şirke girer ve tevbe etmeden ölürse Allah muhafaza ebedi cehenneme girer. Bazı nasipsizlerin kendilerini  Selefe nispet eden ve selefi  gecinenler ise  istianeyi şirk değildir diyen Tevhid ten yüz çevirenler şirk ehlidir.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem dua ederken nasıl dua edeceğini ümmetine öğretmiştir hadisler sahih senetlerle gelmiştir. Zayıf ve uydurulmuş rivayetlere tutunanlar,gece udun toplayanlara benzerler,ne zaman yılan ve akrep sokmasına maruz kalırlar belli olmaz.

Yaratılmışa  istiaze sığınmak ve istiane yardım dilemek ve medet ummak  şirktir bu fiilleri işleyenlere gelince müşriktir. ölmüş kemiklere,çörümüşlere dua edip yalvarıp onlara sığınan kişi İslam dîninden çıkar müşrik olur. Sabah ve akşam yapılan dua ile bitirelim;“İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem dini üzere,

müşriklerden olmayan, Müslüman ve hanif olan babamiz İbrahim’ aleyhisselam in milleti uzere sabaha eristik.”(Ahmed, Musned sahih)

أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ، وَعَلَى دِينِ

    نَبِيِّنـَا مُحَمَّدٍ صَلَّىاللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

Allah azze ve celle’ye hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e,onun ailesine, ashabına ve güzelce tabii olanlara salat ve selam olsun.” A Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!