Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Allah azze ve celle’nin sıfatları konusunda hadis ehlinin görüşü ve İmam Buhari rahimehullah’ın talebesi İmam Ebu İsa el-Tirmizi rahimehullah’ sıfatlar hakkında açıklaması.Ehli sünnette müşebbihe ve tecsim inanıyorlar diyenlerin hepsi Cehmiyye mezhebindendirler

حدثنا أبو كريب محمد بن العلاء حدثنا وكيع حدثنا عباد بن منصور حدثنا القاسم بن محمد قال سمعت أبا هريرة يقول قال رسول الله صلى الله عليه وسلم إن الله يقبل الصدقة ويأخذها بيمينه فيربيها لأحدكم كما يربي أحدكم مهره حتى إن اللقمة لتصير مثل أحد وتصديق ذلك في كتاب الله عز وجل ألم يعلموا أن الله هو يقبل التوبة عن عباده ويأخذ الصدقات و يمحق الله الربا ويربي الصدقات قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح وقد روي عن عائشة عن النبي صلى الله عليه وسلم نحو هذا

Bize Ebu Kureybi Muhammed ibnu’l Ale’i rivayet etti, bize Veki haber verdi, bize Abbad ibn Mansur rivayet etti, bize Kasim ibn Muhammed rivayet etti dedi ki: Ebu Hureye’ radiyallahu anh işittim dedi ki: Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem dedi ki:””Muhakak ki Allah sadakayi kabul eder. Onu sağ eliyle alir, sizden birinin tay( at yavrusunu)’ini büyüttüğü gibi büyütür Öyle ki bir lokma (sadaka), uhud daği kadar olur. Bunun Allah azze ve celle’nin kitabinda tasdik edilmesi ise su ayetledir:”Allah’in kullarindan tovbeleri kabul ettiğini ve sadakalari kabul ettigini bilmiyorlar mi? Ve muhakkak ki Allah, tövbeleri kabul eden ve Rahimdir.” (Tevbe Suresi 104. Ayet)”Allah, faiz malini mahveder, sadakalari ise artirir (bereketlendirir). Allah, hicbir günahkar nankoru sevmez.” (Bakara Suresi 276. Ayet) (Buhari zekat 6: Müslim zekat 19: Tirmizi zekat 622:Sahih)Ebu Isa Tirmizi rahimehullah dedi ki:”Bu hadis hasen sahihtir. Aişe radiyallahu anh kanaliyla bunun gibi hadisler Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet edilmistir.”İmam Tirmizi’ rahimehullah’ın Hadise Yaptığı Şerh

وقد قال غير واحد من أهل العلم في هذا الحديث وما يشبه هذا من الروايات من الصفات ونزول الرب تبارك وتعالى كل ليلة إلى السماء الدنيا قالوا قد تثبت الروايات في هذا ويؤمن بها ولا يتوهم ولا يقال كيف هكذا روي عن مالك وسفيان بن عيينة وعبد الله بن المبارك أنهم قالوا في هذه الأحاديث أمروها بلا كيف وهكذا قول أهل العلم من أهل السنة والجماعة وأما الجهمية فأنكرت هذه الروايات وقالوا هذا تشبيه وقد ذكر الله عز وجل في غير موضع من كتابه اليد والسمع والبصر فتأولت الجهمية هذه الآيات ففسروها على غير ما فسر أهل العلم وقالوا إن الله لم يخلق آدم بيده وقالوا إن معنى اليد هاهنا القوة وقال إسحق بن إبراهيم إنما يكون التشبيه إذا قال يد كيد أو مثل يد أو سمع كسمع أو مثل سمع فإذا قال سمع كسمع أو مثل سمع فهذا التشبيه وأما إذا قال كما قال الله تعالى يد وسمع وبصر ولا يقول كيف ولا يقول مثل سمع ولا كسمع فهذا لا يكون تشبيها وهو كما قال الله تعالى في كتابه ليس كمثله شيء وهو السميع البصير

İmam Tirmizi rahimehullah dedi ki: Allah azze ve celle sadakayı kabul edip onu sağ eliyle alır ve çoğaltır ve buna benzer sıfat hadisleriyle alakalı, yine Allah azze ve celle’nin her gece dünya semasına inmesi ile ilgili ilim ilim ehli derki: Bu rivayetler Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den sabit olmuştur. Bunlara iman edilip keyfiyeti hakkında yorum yapılmaz nasıl gelmiş ise öylece kabul edilir keyfiyyeti sorulmaz. İmam Malikten, Süfyan ibni Uyeyne’den, Abdullah ibni Mubarekten bu şekilde rivayet olunmuş ve onlar şöyle demişlerdir: Onları geldiği gibi alın, keyfiyyet biçmeyin. Bu kavil ehli sünnetten olan ilim ehlinin kavlidir.Cehmiyye ise bu rivayetleri inkar etmişler ve bu teşbihtir demişlerdir.Allah azze ve celle kitabının bir çok yerinde el, işitme ve görme sıfatlarını zikretmiştir. Cehmiyye bunları ilim ehlinin tefsirinin dışında bir tefsirle tefsir etmiş ve Allah adem’i eliyle yaratmamıştır. Burada elden kasıt kuvvetidir demişlerdir.İshak ibni İbrahim şöyle dedi: Eğer el (yaratılmışın) eli gibidir, işitme (yaratılmışın) işitmesi gibidir veya aynısıdır denirse teşbih olur. Ancak Allah azze ve celle’nin dediği gibi el, işitme ve görme derse, nasıl diye sormazsa veya el (yaratılmışın) eli gibi veya aynısı demezse teşbih olmaz. Buda Rabbimizin şu sözü gibidir. “Onun misli yoktur. O işiten ve görendir.(Şura/11) (Cami’ et-Tirmizi)

İbn Huzeyme rahimehullah der ki:

وزعم بعضُ اجهمية أن معنىٰ قو له خلقَ اللّٰه آدمَ بيدهِ أي
بقوّ ته فز عم أن اليدَ هي القو

وهذا من التبديلِ أيضًا
و هو جهلٌ بلغة العربِ والقوّة إنما تُسميٰ الأ يد في لُغة العربِ لا اليد فمن لا يفرق بين اليدِ وا لأ يدِ فهو إلىٰ التعليم والتسليم إلىٰ الكتاَتيبِ أحوجُ منه إلىٰ التر أس والمنا ظرةِ

قد أعلمنا الله عزّ و جل أنه
خلق السماء بأيدٍ فاليدان غير الأ يد إذ لو كان اللّٰه عزّ و جلّ خلقَ آدم بأ يدٍ كخلْقِهِ السماء دون أن يكون اللّٰه خصِّ خلق آدم بيد يه لما قالٓ لاءٍ بليس مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ لمَا خَلَقْتُ بِيَدَيّ


Cehmiyye den bazı kimseler “Allah teala Adem’i iki iki eliyle yarattı” ayetin masasının “Allah Adem’i kuvvetiyle yarattı” olduğunu söylemişlerdir, elin kuvvet olduğunu iddia etmiştir. Bu da ayeti aynı şekilde tahrif etmek değiştirmektir, Arapların dilini bilmemektir.

Kuvvete arapların dilinde ancak “eyd”denir, “yed” denmez. “Yed”i ve “eyd” i birbirinden ayıramıyan kimse talim görmeye ve çocukların okuduğu medreselere teslim edilmeye Alimlik ve liderlik taslamaktan ve münazaraya girmekten daha muhtaçtır.

Allah azze ve celle bize göğü “eyd kuvvetle” ile yarattığını bildirmiştir. “yed/el ve “yedan/iki el” ise “eyd” değildir. Zira Allah Teala Adem’i tıpkı göğü yarattığı gibi kuvveti ile yaratılmış olsaydı, sadece Adem’i iki eliyle yaratmiş olmasaydı muhakkak İblis’e “Seni iki elimle yarattığıma secde etmekten ne alıkoydu?” demezdi.” (كتب التوحيد Kitabu’t Tevhid)

Sıfatlar ilgili Aksine bu çok hatalı bir görüş, her dil mantuku üzere kuruludur. Hatta bu bedihi kaide büyük kısmı lugat ilmi üzerine kurulu olan tefsir ilminin can alıcı bir kaidesi olarak yerini almıştır.

Mantuk (sözün dilde ilk bilinen manası) mefhuma (zihni düşünme ve sebeplere dayalı manasına) mukaddemdir.

El, yüz, göz bunların dildeki mantuku elbette bellidir, gelmek, inmek ve sair, işte Arap bu kelimeleri duyar duymaz manasını el, yüz ve sair olarak anlıyorlardı. Zira bu mantuktur. Eğer bunun dışında mefhuma dayalı bir şey olsa idi bunu açıklamak icab ederdi. Eğer bu hususta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve sahabeden bir açıklama yoksa bu onun mantuku üzere bırakıldığına delildir.

“Allaha el yüz izafe etmek doğru değildir ” demişsiniz;

Buna karşılık muhatap;

“Allaha kudret, Rahmet, izafe etmek doğru değildir.” diyecek olsa buna ne diyebiliriz.

O bir vardır! Yok veya yokluk olan bir şey değildir. Zatı vardır ve zatından haber verdiğinden başka bir şeyi biz bilmiyoruz, zira görmedik, dolayısıyla onun hakkında bir şey için ne vardır, ne de yoktur demek bize düşmez. Kendisi hakkında isbat ettiği bir şeyi inkar, reddettiği bir şeyi isbat edemeyiz.

O ise kendisi hakkında ilim gibi, el ve yüzü ayetlerde isbat eden O dur, biz değil. Ama benzemeyi reddeden de O dur. Dolayısıyla biz isbat ettiği el ve yüzü isbat ederken, reddettiği benzemeyi de aynen reddederiz. Eğer el ve yüzü reddetse idi, el ve yüzü reddederdik. Eğer benzerliği isbat etse onu isbat ederdik.

Onun hakkında onun söylemediği bir şeyi söylemekten, söylediği bir şeyi (sanki onu görmüş gibi) reddetmekten , ona sığınırız.

İlk dönem ilim ehli dururken dördüncü asırdan sonra yaşayan imam nevevi ibni Hacer İbn cezvi imam gazali izzettin ibni abdulselam Fahreddin Razi görüşlerini almak mecburiyetinde değiliz bunlar nebi ve resul değildir ve masum değillerdir.Bu alimler Allah’u TEALA nın haberi sıfatları konusunda bazı görüşleri cehmiyye ve mutezileyle aynı görüşteler bazı sıfatları kabul ederken bazılarınıda teşbih içeriyor diye tahrif edip işlevsiz kılmışlardır. Humeydi görüşü felsefeci Fahreddin razinin görüşünden hayırlıdır. İmam Buhari nin görüşü yedinci asırda yaşayan ibni hacerin görüşünden hayırlıdır ibn huzeymenin görüşü imam nevevi nin görüşünden hayırlıdır. İmam Acurinin görüşü İzzeddin ibni Abdulselam görüşünden hayırlıdır. İmam kirmani nin beşinci asırda yaşan ibni cezvi nin görüşünden hayırlıdır.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!