Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun.Bundan sonra;

Zilhicce’nin on günün fazileti ile ilgili Allah azze ve celle’nin kitabında Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinde deliller mevcuttur. Ve kişi bu amelleri işlerse büyük sevaplara nail olacağını bilmesi gerekir. Az bir çaba sarfederek büyük hayırlar elde etmek için bu günleri değerlendirmeliyiz.

“Andolsun fecre Ve on geceye,” (Fecr/1-2)

Fecrin ne demek olduğu bellidir. Sabah demektir. Bu açıklamayı Ali, İbn Abbas, Mücahid, İkrime ve Süddi yapmıştır. Mesruk, Mücahid ve Muhammed b. Ka’b’dan bundan maksat özellikle kurban bayramı birinci gününün fecridir demişlerdir. Bu da on günün sonuncusudur.”(İbn Kesir sahih eser)

“On gece”den maksat Zülhiccenin on günüdür. Nitekim İbn Abbas, İbn ez-Zubeyr, Mücahid ve selef ve haleften daha başkaları da böyle demişlerdir.”(İbn Kesir sahih Eser)

Nebi sallallahu aleyi ve sellem zilhicce’nin ilk on günüyle ilgili hangi ameller işlenilmesine dair ashabına ve ümmetine nasihatta bulunmuştur.

1- Zilhicenin ilk on günün faziletine dair açıklama

Buhari’nin sahihinde sabit olduğu üzere İbn Abbas radıyallahu anh merfu olarak Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “Salih amelin bu günlerden daha fazla Allah tarafından sevildiği başka hiçbir gün yoktur.” Bu günlerden kastı Zilhicce’nin on günüdür. Ashab: Allah yolunda cihad da dâhil mi? dediler. Allah Rasulu: “Canıyla ve malıyla (cihada) çıkan, sonra da hiçbir şekilde geri dönmeyen kişi hariç Allah yolunda cihad dahil” buyurdu.” (Buhari, 969; Ebu Davud, 2438; Tirmizi, 757; İbn Mace, 1727; Sahih)

“Bu hadîs-i şerîfde teşrîk günlerinde yapılan güzel amellerin diğer günlerde yapılan amellerden daha faziletli olduğunu göstermektedir.

Bu günlerde yapılan amelin diğer günlerdeki amellere göre daha faziletli olmasının sebebi ve hikmetiyle ilgili olarak şunları söylemek mümkündür: Gaflet anlarında yapılan ibadetler diğer zamanlardaki ibadetlere göre daha faziletlidir. İşte teşrîk günleri de genelde insanların gaflete daldıkları anlar olduğu için bu günlerde ibadetle meşgul olan kişilerin diğer zamanlarda ibadet eden kimselerden daha üstün olacakları söylenmiştir. Bu yönüyle teşrîk günlerindeki zikir, insanların neredeyse hepsi uykuda iken gece kalkıp ibadet etmeye benzer. (İbn Hacer)

Anladığımız kadarıyla Zilhicce’nin on gününün bu denli üstün ve faziletli olmasının sebebi namaz, oruç, sadaka kurban ve hac gibi en önemli ibadetlerin bu günlerde birleşmiş olmasıdır. Diğer günlerde bu ibadetlerin birleşmesi asla mümkün değildir.

2- UDHİYE KURBAN SÜNNETİ

Buhari’den gelen bir rivayette; İbn Ömer radıyallahu anh’a “Udhiye (kurban) hem sünnettir, hem maruftur” demiştir.” (Buhari, Muallak) Zihice’nin en faziletli amellerinden teşrik günleri kurban kesmektir.

Buhari’den gelen bir rivayette; Enes b Mâlik radıyallâhu anh’dan dedi ki: “Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem boynuzlu iki koç kurban ederdi. Ben de iki koç kurban ediyorum.” (Buhari, 5553; Sahih)

Buhari’den gelen bir rivayette; Enes radıyallahu anh’tan rivayete göre: “Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem boynuzlu, alacalı beyaz iki koça yöneldi ve onları kendi elleriyle kesti.” (Buhari, 5554; Sahih)

İbni Mace ve Tirmizi’den gelen bir rivayette; Ebû Saîd el Hudri radıyallahu anh’den rivayete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çift boynuzlu, ağzında, ayaklarında ve gözlerinde siyahlık bulunan bir koçu kurban etti.” (Tirmizî, 1496; Nesai, 3; İbn Mace, 3128; Sahih)

İbn Mace’den gelen bir rivayette; Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin, kurban kesmeye gücü yeter de kesmez ise bizim namazgahımıza yaklaşmasın.” (İbn Mace, 3123; Musned; 7924; Hasen)

Kurban sünneti faziletli bir ameldir. Maddi durumu iyi olanların bu ameli terk etmememeleri en güzel bir yoldur ve sünnete isabetli bir ameldir.

3- Kurban keseceklerin zilhicce ayının biri girdikten sonra saçlarını ve tırnaklarını kesmemeli kurbanını kesene kadar saçlarını ve tırnaklarını kesilmesi sünnete uygun değildir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem yasaklamıştır. Zilhiccenin biri olduğunda kurban kesecek kişi bayramda kurbanını kesene kadar tırnaklarını, saçlarını, sakallarını bıyık ve koltuk altı, kasık tıraşı yapmaz bazı alimler bunu vacip demiş bazılarıda sünnet demişler.

Müslim’den ve Ebu Davud’dan gelen bir rivayete göre; Ümmu Seleme radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem “Kimin kesecek kurbanlığı varsa, Zilhicce ayı göründükten sonra kurbanını kesene kadar (On gün) saçından ve tırnaklarından hiç bir şey kesmesin.“ buyurdu. (Muslim, Ebu Davud, 2792; Sahih)

Kurban kesecek olanların Zilhiccenin on gününde tıraş olmamalarını ve tırnak kesmemelerini Said bin Müseyyeb rahimehullah söylerdi. Bunu emrederdi. Ahmed bin Hanbel ve İshak, böyle dediler.

4- Bu günlerdeki salih amellerden birisi de oruçtur. Bu ayda tutulan orucun en faziletlisi/ve en kuvvetlisi ise arafe günü tutulan oruçtur. Arafe günü orucunu teşvik edici hadislerden birisi Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in şu sözüdür:

Müslim’den ve Ebu Davud’dan gelen bir rivayette; Ebû Katade b. Numan radıyallahu anh’dan rivayeten Rasûlüllah sllallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Arafe günü orucu, geçmiş ve gelecek iki senenin günahlarına kefaret olur. Aşura günü orucu geçen bir senenin günâhlarına kefaret olur.” (Müslim,1162; Nesâî, Ebû Dâvûd, İbni Mâce, 1731; Sahih)

İbn Mace’den gelen bir rivayette; Katade b. Numan radıyallahu anh’dan rivayete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittim şöyle buyuruyordu: “Kim, Arafe günü oruç tutarsa, onun önündeki yıl ve sonrasındaki yılın günahlarına kefaret olur.” (İbn Mâce,1731; Sahih)

Zilhicce’nin on gününü de oruçlu geçirmeyi ilim ehli arasında ihtilaf edilmiştir. Müslim ve Ebu Davud’dan gelen bir rivayette; Âişe radıyallahu anhâ’dan: “Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in hiç (Zi’l-Hicce’nin) on gününde oruç tuttuğunu görmedim.” (Müslim, İtikaf, Ebû Dâvud, 4439; Tirmizî, 756; İbn Mace, Savm, Sahih)

Ebu Davud’dan gelen bir rivayette; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımlarından bazısından rivayete göre şöyle demiştir: ”Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Zilhiccenin dokuz gününü, aşure günü, her aydan üç gün ve ayın ilk pazartesi ve perşembe gününü oruçla geçirirdi.” (Ebu Davud, 2437; Sahih)

Zilhicce’nin ilk on gününde oruç tutmak çok faziletli bir ibadettir. Bu hüküm hadiste geçen amel kapsamına oruç da girdiği için verilmiştir. Aişe validemizden radıyallahu anh’dan gelen zilhicce’nin on gününü oruçlu geçirdiğini görmediği rivayeti oruç tutulmayacağına ve yasak olduğnuna delil değildir. Çünkü Ebu Davud’da Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımlarından bazısından gelen rivayette Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in Zilhicce’nin dokuz gününü oruçlu geçirdiğine dair rivayet gelmiştir. İbni Kayyum rahimehullah der ki; Bu hadis sahih ise ispat eden yasaklayana tercih edilir.

5- Allah’ı zikretmek Abdullah İbn Abbâs radıyallahu anh’a “Onlar belirli günlerde Allah’ın adını anarlar” (Hac/28) âyetinde geçen belirli günler ifadesini Zilhicce’nin bilinen on günü diye tefsir etmiştir. Sayılı günler ise teşrîk günleridir. İbn Ömer ve Ebû Hüreyre bilinen on gün boyunca pazara çıkıp tekbir getirirlerdi. Halk da onlara uyarak tekbir getirirdi. Muhammed İbn Ali ise nafile namazların ardından tekbir getirmiştir.” (Buhari, Muallak; Sahih)

Tirmizi’den gelen bir rivayette; Amr b. Şuayb babasından ve dedesinden rivayete göre, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Duaların en hayırlısı arefe günü yapılan duadır. Benim söylediğim ve benden önceki Nebilerin sallallahu aleyhi ve sellem’in söylediği en hayırlı şey ise: Allah’tan başka hak ilah yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O her şeye gücü yetendir.” (Tirmizi, 3585; Hasen)

Buhari’den gelen bir rivayette; İbn Ömer radıyalluhu anh minada iken cadırından yüksek sesle tekbir getirir ve mescitte bulunanlar onun sesini duyup tekbir getirmeye başlardı. Daha sonra da çarşı pazardaki müslümanlar tekbir getirirdi. Bu şekilde tekbirler Mina semalarında dalga dalga yayılırdı. Abdullah İbn Ömer radıyallahu anh’da bu günlerde Mina’da iken her yerde namazların arkasından, yatağında yatarken, çadırının içinde iken, otururken ve yürürken tekbir getirirdi. Meymûne radıyallahu anh’da Kurban Bayramı gününde tekbir getirirdi. Kadınlar Ebân İbn Osman ile Ömer İbn Abdülaziz’in arkasında teşrik günlerinin gecelerinde erkeklerle birlikte mescitte tekbir getirirlerdi.” (Buhari, Muallak; Sahih)

Buhari’den gelen bir rivayette; Ümmu Atiyye radıyallahu anh şöyle demiştir: “Bize bayram gününde musallaya çıkmamız emredildi. Hatta biz bu emir dolayısıyla evin içinde kendilerine tahsis edilen özel odalarda bulunan evlenmemiş genç kızları ve hayızlı kadınları bile çıkarırdık. Onlar da erkeklerin arkasında ilerleyip onlar gibi tekbir getirir ve dua ederlerdi; bu güzel günün bereketinden ve temizliğinden istifade etmeye çalışırlardı.” (Buhari, 971;Sahih)

6- Teşrik tekbirleri Arefe günü sabah namazından başlamak üzere en son teşrik gününün ikindi namazına kadar şu şekilde tekbir getirmekte olduğu rivayet edilir “Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd yalnız Allah’adır. (İbn Ebî Şeybe)

İbn Ebî Şeybe, Ebu’l-Esved’in şöyle dediğini rivayet eder; Abdullah b. Mes’ûd radıyallahu anh’dan, arefe günü sabah namazından başlayıp kurban gününün ikindi namazına kadar: “Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilahe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahilhamd” diye tekbir getirirdi. Rivayetin senedindeki râviler sikadır. Yine İbn Ebî Şeybe, Ali radıyallahu anha’nın arefe günü sabah namazından sonra başlayıp en son teşrik gününün ikindi namazına kadar tekbir getirdiğini rivayet eder ki, isnadı sahihtir. (Hâkim, Müstedrek 1153; 1154;1155; 1156; Hesen)

Bu günlerde namazların ardından ve diğer durumlarda tekbir getirmek vaciptir. Fakat bu hükmün ayrıntılarında farklı görüş ve yorumlar bulunmaktadır. Bazı âlimlere göre tekbirler sadece namazların ardından getirilir, bazılarına göre nafilelerden değil sadece farz namazlardan sonra tekbir getirilir. İmam Buhârî rahimehullah’ın ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla tekbir getirme görevi herkesi kapsamına alır. Zaten nakletmiş olduğu rivayetler de onu desteklemektedir.

İmam Ahmed’den gelen sahih bir rivayette; İbn Ömer dedi ki: Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bugünlerde yani bu zülhicce’nin on gününde yapılan bir amel kadar Allah’ın büyük gördüğü ve daha çok sevdiği hiçbir amel yoktur. Bu sebeple bugünlerde çokça la ilahe illallah, Allahu ekber ve elhamdülillah deyiniz.” (Ahmed, Musned,  7897; 7898; Beyhaki, Hasen)

Zilhicce’nin onuncu gününde çok dua eder; tehlil (la ilahe illallah), tekbir (Allahu ekber), tahmid (elhamdulillah), tesbih (subhanallah), Allah azze ve celle’nin kitabını okuması, mazlum Müslümanlara dua edilmesi, kurban etlerinin fakirlere dağıtılması, tasadduk edilmesi güzel amellerdir

“Şüphesiz bunlar hayırlı işler yapmaya koşarlar, umarak, korkarak bize dua ederlerdi. Bize gönülden derin saygı duyarlardı.” (Enbiya/90)

Allah Azze ve Celle’ye hamd Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, O’nun ailesine ve ashabına salat ve selam olsun.

A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!