Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Yük taşıyıcı hiçbir kimsenin başkasının yükünü yüklenmeyeceğini,”(Necm/ 38)
“İnsan için kendi çalıştığından başkasının olmadığını,”(Necm39)
“Çalıştığının muhakkak ileride görüleceğini,”(Necm/40)

“İmam Şafii -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- ve ona tabi olanlar bu ayet-i kerime’den Kur’an okumanın hediye edilen sevabının ölülere ulaşmayacağı hükmünü çıkarmışlardır, çünkü bu ne onların amelidir, ne de kazandıkları bir şeydir. Bundan dolayı da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine bu işi yapmalarını söylememiş, teşvik etmemiş, herhangi bir nass veya işaret yoluyla onları bu yola irşad etmemiş, yönlendirmemiştir. Aynı şekilde ashab-ı kiram’dan Allah hepsinden razı olsun- hiçbir kimseden de böyle bir tutum nakledilmiş değildir. Eğer bu bir hayır olsaydı şüphesiz bizden önce onu yaparlardı. Allah Teala’a yakınlaştırıcı amellerde sadece nasların sınırları içerisinde kalınır. Çeşitli kıyas ve görüşlerle bu hususta tasarrufta bulunulmaz. Dua ve sadakaya gelince bunların ulaşacağı üzerinde icma vardır ve şeriat koyucu tarafından bu hususta nass vardır.”(İbn Kesir)

Müslim’in Sahih’in de Ebu Hureyre -radıyallahu anh’dan rivayet ettiği şu hadise gelince: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “İnsan öldü mü şu üç husus müstesna ameli kesilir: Kendisine dua edecek salih bir evlat yahut kendisinden sonra hayrı kalıcı bir sadaka yahut kendisinden yararlanılacak bir ilim.”(Müslim, 1631; Ebu Davud 3880; Tirmizi, 1376; Nesai, Ahmed, Müsned. Sahih)
Bunların üçü de gerçekte onun kendi çalışması, gayreti ve amelinin bir neticesidir.
Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Şüphesiz bir kimsenin yediği en hoş ve temiz şey kazancından yediğidir ve elbette ki onun çocuğu da kazanandandır.”( Nesai,, 240-241; İbn Mace, 2137; Sahih)
İmanlı ölen kardeşlerimizle ilgili cenaze sünneti ile ilgili İbn kayyim rahimehullah şöyle der; Ölünün defin işi bittikten sonra ashabıyla birlikte ayağa kalkar ve iman üzere sebat etmesi (sorguyu şaşırmadan cevaplandırması) için dua eder, orada bulunanlara da aynı şekilde dua etmelerini emrederdi.”Ebu Davud, 3221; Beyhakî, 4/56. Hâkim (1/370) sahih. “Günümüz insanlarının yaptığı gibi kabrin başında oturup Kur’an okumaz, ölüye telkinde bulunmazdı.

“Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!”(Haşr/10)
Bu ayet iman ile ölmüş kardeşlerimizi hayırla anmak onlara dua etmek ve bağışlanmalarını dilemek onlara kütü söz söylememekle ilgilidir. İmanlı ölmüş kardeşlerimize dua etmek tavsiye edilen bir ameldir.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!