Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Şeyhul İslam Ebul  Hasen el Hakkari ile Hafız Ebu Muhammed el makdisi  Ebu Sevr ve Ebu Şuayb ulaşan senetleriyle her ikisi imam Muhammed b. İdris eş Şafii rahimehullah dan rivayet etmektedir der ki:
Benim üzerimde bulunduğum, Sufyan , Malik ve diğer hadisçilerin de üzerinde bulunduklarını gördüğüm Sünnet hakkındaki söz , Allah’tan başka hak ilah olmadığına Muhammed’in O’nun elçisi olduğuna , Allah’ın semada, Arşı üzerinde bulunduğuna , mahlukatına dilediği şekilde yaklaşacağına ve istediği şekilde dünya semasına ineceğine şehadetle ikrardan ibarettir. (ez-Zehebi kitabul uluvv
اجامع في عقائد ورسائل اهل السنة

وروى الحافظ عبد الغني المقدسي وشيخ الاسلام ابو الحسن الهكاري رحمه الله وغيرهما في جمعهم عقيدة  الشافعي بأسانيدهم الى أبي ثور وأبي شعيب كلاهما عن الامام ابي عبد الله الشافعي رحمه الله قال القول في السنه التي انا عليها رأيت اهل الحديث عليها الذين رأيتهم مثل سفيان ومالك وغيرهما الإقرار بشهادة أن لا اله الا الله وأن محمدا رسول الله وذكر أشياء ثم قال وأن الله على عرشه في سمائه يقرب من خلقه كيف شاء وينزل الى سماء الدنيا كيف شاء وذكر سائر الإعتقاد

ALLAH TEALANIN HABERİ SIFATLARINI İNKAR VE TAHRİF EDENLER TEKFİR EDİLMİŞTİR

İbn Ebi Hatim Yunus b.Abdula’al dan Şafi’i rahimehullah  şöyle derken dinledim: Allah’u tealanın bazı  isim ve sıfatları vardır.(Haberi sıfatlar İstiva, Vech Yed Ayn  Nuzül Kadem ricl ve diğer sıfatlar) Bu hususta kendisine karşı delil beyan edilmiş ise bir kimsenin reddetmesine imkanı yoktur. “Eğer ona karşı delilin sabit oluşundan sonra muhalefet edecek olursa, o bir kafidir. Şayet ona karşı delil sabit oluşundan önce muhalefet ederse cahilliği sebebi ile mazur sayılır. Çünkü böyle bir şeyin ilmi akıl elde edilemez ve tefekkür ile de kazanılmaz. Bu sıfatları kabul eder ve Onun zatı hakkında teşbihi kabul etmediği gibi, bu sıfatları da teşbihi kabul etmez. “Onun benzeri dengi hiçbir şey yoktur. O işitendir görendir.”( Şura 11) Bunu Hakkâri ve başkaları da yepsi sika olan bir sene ile rivayet etmiştir.”  (Hafız Zehebi el- Uluvv)
اجامع في عقائد ورسائل اهل السنة

عن ابن أبي حاتم سمعت ويونس قال سمعت الشافعي يقول لله أسماء وصفات لا يسع احدا قامت عليه الحجة ردها فإن خالف بعد ثبوت الحجة عليه فهو كافر فأما قبل ثبوت الحجة عليه فمعذور بالجهل لأن علم ذلك لا يدرك بالعقل ولا بالرؤيه والفكر ونثبت هذه الصفات وننفي عنها التشبيه كما نفى عن نفسه قال “ليس كمثله شيء وهو السميع البصير” رواه شيخ الاسلام في عقيدة الشافعي وغيره بإسناد كلهم ثقات وكلام في مثل هذا كثير من الشافعي فقد جمع شيخ الإسلام أبو الحسن الهكاري والحافظ أبو محمد عبد الغني وأبو الحسن بن شكر وغير واحد أقوال الشافعي في أصول الاعتقاد وذلك موجود بأيد الناس

İMAM ŞAFİ’   ALLAH NEREDEDİR HADİSİNİ İMAN İLGİLİ BİR USUL KAİDESİ YAPMIŞTIR

İmam Şafii rahimehullah der ki: İman tam olma şartı, Allah teala imandan sonra Nebilerine de iman etmektir. Bir kul eğer Allah teala iman eder ama Nebilerine iman etmese kesinlikle iman etmiş kabul edilmez. Onun için imanın gerçekleşmesi için Allah’ a imanın Nebilerine imanla birleşmesi gerekir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de iman edecek herkes hakkında bu esasi ve kaide temel kural olarak konmuştur.
Bize Malik b. Enes, Halit b. Usame’den oda Ata b. Yaser den Amr b. el Hakem in şöyle dediğini haber verdi: Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme bir cariye üzerime vacip oldu bunu azat edebilir miyim?dedim Rasulullah sallallahu aleyhi ve selleme cariyeye Allah nerededir? ” diye sordu. Cariye: göktedir’ dedi. “Ben kimim? “deyince cariye dedi ki: “Allah’ın Rasulusün. ” bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana ‘Onu azat et. “Buyurdu.” Muvatta 776 777 sahih
Müslim’den gelen lafız ise şöyledir; Muaviye radiyallahu anh dedi ki: Benim bir cariyem vardı. Uhud ve Cevvaniye taraflarında koyunlarımı otlatırdı. Bir gün yanına gitmiştim de bir kurdun koyunlarından birisini alıp gitmiş olduğunu gördüm. Ben de Ademoğullarından bir kişiyim, onlar nasıl üzülüyorsa ben de böyle üzülürüm ama ona bir tokat vurdum . Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanına gittim bana bu işin büyük bir iş olduğunu söyledi. Ben; “Ey Allah’ın Rasulu o halde o cariyeyi azad edeyim mi?” dedim. O: “Onu bana getir” buyurdu. Ben de cariyeyi yanına götürdüm. Ona: “Allah nerededir” dedi. Cariye, “Semadadır” dedi. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben kimim” dedi. Cariye: “Sen Allah’ın Rasulusun” dedi. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem (bana): “Ona azat  et çünkü o bir müminedir” buyurdu. (Müslim,537; Ebu Davud,930; Sahih)
İmam Şafii rahimehullah der ki: Allah teala insanlara gönderdiği vahye ve Rasullerin sünnetine uymayı farz kılmıştır.  Allah teala Kitabında şöyle buyurdu. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir Rasul  gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. Bakara 129 er Risale

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!